Evliya Çelebi kendisinin aktardığına göre 25 Mart 1611 tarihinde İstanbul’un Haliç semtinde dünyaya gelmiştir. Babası Derviş Mehmed Zıllî sarayda kuyumcubaşıydı. Evliya, ilk öğrenimini sıbyan mektebinde tamamladıktan sonra Hamid Efendi Medresesi’nde yedi sene İslâmi ilimler tahsili aldı. Medrese eğitiminin yanında Sâdizâde Dârülkurrâsı’nda kendi aktardığına göre on bir yıl tecvit okudu. Sesinin güzelliği ve iyi bir hafız olmasıyla çevresinde tanınır hâle geldi.
1636 yılının Kadir Gecesi’nde Ayasofya’da Kur’ân-ı Kerim okuyan hâfızlardan biri oldu ve bu esnada Sultan 4. Murad’ın dikkatini çekti. Bu hâdiseden sonra Abaza Melek Ahmed Paşa’nın da desteğiyle saraya alınıp Enderun’da eğitim görmeye başladı. Enderun’da üst düzey bir eğitimle hat, musiki, ilm-i nahiv ve kâfiye dersleri aldı. Enderun’da bulunduğu sırada Silahdar Melek Ahmed Ağa (Paşa), Ruznâmeci İbrahim Efendi ile Hattat Hasan Paşa tarafından IV. Murad'a takdim edildi ve padişahın emriyle Kilar-ı Has’a alındı.
Evliya'nın saray eşrafına dâhil olması onun küçüklüğünden beri olan seyahat tutkusunu gerçekleştirmesi için önemli bir adım oldu. Zira birçok paşa ve valinin maiyetine dâhil olup Osmanlı sınırları içerisindeki şehirlere ve komşu ülkelere seyahat etti. Paşa ve valilerin emrinde kâtip, imam, müezzin, ulak ve musahip yani arkadaş ve hikâyeci gibi çeşitli görevlerde bulundu. Onun tek isteği seyahat olduğu için daha yüksek makamlara gelmek gibi bir çabası olmadı ve gittiği yerlerde görmediği bölgeleri görmek için çeşitli fırsatları değerlendirdi.
Evliya Çelebi 1640 ve 1680 yılları arasında yaptığı seyahatlerini anlatan yazılarını Mısır’a yerleştikten sonra kitap hâline getirmeye başlamıştır. On ciltlik Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Osmanlı Devleti, milleti ve kültürünü anlatan eşi olmayan bir eserdir.
Trabzon-Harun Temel
ŞİİR
Dünyayı satarsam kaç para eder?
Yaşadığım hayat çok şey öğretti.
Bu tenim sonunda nereye gider?
Yaşadığım hayat çok şey öğretti.
Gençlik çağlarımda su gibi aktım
Gün geldi maziye özlemle baktım
Genç iken ölene gözyaşı döktüm
Yaşadığım hayat çok şey öğretti.
Çektiğim emekler hepsi boş imiş
Dost ile muhabbet daim hoş imiş
Hakikat bildiğim meğer düş imiş
Yaşadığım hayat çok şey öğretti.
Kurulmuş düzeni neden bozayım
Boş yere bir canı niye üzeyim
Ömür defterime tek tek yazayım
Yaşadığım hayat çok şey öğretti.
Kâinat gözümde rengârenk kilim
Benden uzak dursun faydasız ilim
Kadir Fidan der ki sonumuz ölüm
Yaşadığım hayat çok şey öğretti.
Kadir Fidan/Dağların Şairi
FARKLI DÜŞÜNCELER: Birbirinizle iyi anlaşabiliyorsanız ne kadar güzeldir. Birbirinizle anlaşamasanız da birbirinizi anlayışla karşılayabiliyorsanız ne kadar güzeldir. Birbirinizle farklı görüşlere sahip olup birbirinizi ikna edemeseniz bile iletişimi koparmayacak kadar birbirinize saygılı olduğunuzda böylesi arkadaşlıkların tadına doyum olmaz. Farklı görüş dediğimizde hemen aklınıza siyaset gelmiyorsa bu da artı bir değerdir. Dikkat ediniz, eğer içinde yaşadığınız toplumda insanlar birbiriyle hiç farklı düşünemiyor veya farklı düşüncesini dile getirdiğinde iletişim kopuyorsa orada herkesin gerçek anlamda iletişim konusunda öğrenmesi gereken dersler var demektir. Çünkü farklı fikir ve düşüncelerle karşılaşmayan kimseler gerektiği zamanda kendini ifade etme eksersizinden mahrum kalır. Kendilerini anlatamadıkları için çevresine de katkı sağlayamazlar. Farklı fikir ve düşüncelerle karşılaşıp kendi fikir ve düşüncelerini savunabilecek öz güvene sahip olabilmek için o düşüncelerle de muhatap olmak gerekir.