Güllerin raksı

A -
A +

Güllerin raksı uyandırıyor beni bu sabah, öyle eşsiz, öylesine manidar… Bir bulut hüzmesi alıveriyor içine beni; kalbim korkuyor dünyayı sevmekten! Bir kuş kafilesi süzülürken semada, aklım bana diyor ki: Sakın korkma! Hayranlık duymak değildir sevmek; asıl elem olan kapılıp gitmek… Kimi koyarsan önce sol yanına, oradan gelir imtihanın da. Kim var ise kalbinde ve aklında, mabudun da odur, kâbusun da… Ne var ise heybende, o dökülür dilinden. Yalnızca merhametli gönüllerin gözü yaşarır, unutma! Teselli de sensin, teslim olacak olan da… Bağ da sensin, bahçe de güller senin bağrında… Sabah ezanıyla ışıkları yanan evler de senin, o cennet bahçesindeki saraylar da…

 

Yeniden huzura erdirene hamdolsun. Bizi secdelere layık görene, sonsuz huzuru bahşedene yüz milyon kere hamdolsun. Yem fabrikasının üzerinde yaşayan kuşlar da seçilmiştir, Ebrehe’nin ordusunu taşlayan ebabil kuşları da… Sen de seçilenlerden değil misin? Bir bak! Uçmak da nasip işi, yalın ayak koşmak da… Sen seçilenlerden misin, heyhat! Kuzeyi mi gösteriyor kalbindeki pusula? Bir gülün kokusuna uyandım bu sabah, kalbimi seyre daldım. Anladım ki nicedir ziyanda, nicedir tarumardım. Uyan dedim kendime, uyan kapıldığın gaflet uykusundan!

 

Rüzgâr esti, mevsimler değişti. Bak, hazan mevsimi geldi. Hakikatler kalemle değil, kanla kazındı dört bir yana… Saflar ayrıldı daha ilk karşılaşmada. Herkes kıyısına çekildi. Kimi inandı, kimi yalanladı. Bazı hesaplaşmalar mahşere kaldı. Şimdi sabırla yoğruluyor bu katıksız aş. Kimin rızkıysa, o yiyecek; ötesi boş! Biri diyor çırpın, öteki diyor koş. Allah’ın dediği olur deyip kıyıma çekiliyorum. Neyi fark ediyorsam, onu unutuyorum. Neyi görüyorsam, ona susuyorum. Bazı işlerin sırayla olduğunu unutanlara içimden çocukça gülüyorum.

 

Bu dünyaya fazla yerleşenlere, her şeye yetişenlere ama kendine yetişemeyenlere… Hele hele kalbiyle dili bir olmayanlara içimden usulca gülüyorum. Bırakın, habersiz zannetsinler, habersiz zannetsinler bizi hâllerinden! Biz gönlümüzün semalarında okumaya devam edeceğiz iyi niyet türkülerini… Ve vazgeçmeyeceğiz kendimiz olmaktan! Kalemle değil, aşkla yazacağız tüm şiirleri… Kaskatı gönüllere cefa olacak, kaskatı gönüllere deva olacak!

 

     Kübra Can Karaca

 

 

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

          Canıma

 

 

Garip Selim söyle kimlerdesin?

 

Ciğerimi yakan ateş neredensin?

 

Rüzgâr döndürür paslı pervaneyi,

 

Hangi ha'nın cümle cihanesindesin?

 

 

 

Aşk bu canı yaktıkça

 

Gönül dili lal olmaz

 

Pervaneye rüzgâr vardıkça

 

Âşıkın ruhu ölü olmaz.

 

 

 

Üflemedikçe can tutuşmaz

 

Tutuşan, dünya suyunu yutmaz

 

Âb-ı hayat burda maya tutmaz

 

Tutan elleri tutmadıkça.

 

 

 

Var illere ara o elleri

 

Nefes terk etmeden bedeni

 

Tövbenin kıyamet telleri

 

Kopmadan kalbe bağla

 

Nefis terk eylesin kalbini

 

 

 

          Yavuz Selim Bulut

 

 

 

 

TARİHTEN BİR YAPRAK

 

 

ELMAS MEHMET PAŞA: On yedinci yüzyıl Osmanlı devlet adamlarından. 1662’de Kastamonu’nun Cide kazasına bağlı Hoşalay’da doğdu. Babası Sadık Reis, bir gemi kaptanıydı. Genç yaşta Divrikli Mehmed Ağanın hizmetine girdi. 1677’de Mehmed Ağanın Şam Trablus valiliğine tayini üzerine, onunla birlikte gitti. Daha sonra Sultan Dördüncü Mehmed’in isteği üzerine Enderun’da Hazine Odasına, 1685’te de Hasoda’ya alındı. Süratle terfi ederek çuhadar ve rikabdar oldu. İkinci Süleyman Han zamanında silahtarlık görevine getirildi (1687). 1688’de Beylerbeyilik pâyesiyle nişancı oldu. 1689’da vezir rütbesini aldı. Elmas Mehmed Paşa 1695 Nisan’ında Sürmeli Ali Paşa’nın yerine veziriazam oldu. Sultan İkinci Mustafa’nın üç seferine de iştirak etti. Lipva ve Lugoş kalelerinin Avusturyalılardan alınmasında önemli rol oynadı. 1697’deki son seferde Zanta bozgunu sırasında askerin geri dönmesini önlemek isterken yeniçeriler tarafından öldürüldü. Veziriâzamlığı iki buçuk sene kadar olup ölümünde otuz altı yaşlarındaydı. Yakışıklı olmasından dolayı “Elmas” lakabı almıştır. Muktedir ve işinin ehli bir devlet adamıydı.

 

 

 

Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.