Güven ve sevgiyle dolu bir dünya dileğiyle

A -
A +

Biz ebeveynler olarak çocuklarımızın, kısır döngü hâlindeki sanal dünya çıkmazına yardımcı olabiliriz, demiştik.

 

Öncelikle, onlara daha fazla açık alan ve oyun fırsatları sunmalıyız. Ailece doğa yürüyüşleri yapmak, piknikler düzenlemek veya bisiklete binmek gibi aktiviteler çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimine katkıda bulunur. Ayrıca, evde birlikte oyunlar oynayıp bizimle ve birbirleriyle daha fazla vakit geçirmelerini sağlayabiliriz.

 

Çocuklarımızın dijital dünyaya kaçmalarının bir sebebi de gerçek dünyada yeterince ilgi görmemeleri olabilir. Bu sebeple, onlarla daha fazla zaman geçirip ilgi alanlarına ortak olmaya çalışmalıyız. Kitap okuma saatleri düzenlemek, birlikte yemek pişirmek, sanatsal etkinlikler yapmak gibi aktiviteler, çocuklarımızın ekranlardan uzaklaşmasına ve aile içi bağların güçlenmesine yardımcı olur.

 

Ebeveynler olarak kendi davranışlarımızı da gözden geçirmeliyiz. Çocuklarımızın ekran karşısında geçirdiği süreyi eleştirirken, biz de aynı tuzağa düşüyor muyuz? Onlara iyi bir örnek olmalı ve teknolojiyi bilinçli bir şekilde kullanmalıyız.

 

Sonuç olarak, çocuklarımızın sağlıklı ve dengeli bir şekilde büyümeleri için onlara daha fazla uygun alan, zaman ve ilgi göstermeliyiz. Dijital dünyanın cazibesine kapılmalarını engellemek için alternatifler sunmalı, gerçek dünyanın güzelliklerini keşfetmelerine yardımcı olmalıyız. Unutmayalım ki, çocuklarımızın en çok ihtiyaç duyduğu şey, sevgi dolu ve anlayışlı bir aile ortamıdır...

 

Artık biliyoruz ki dijital dünya, çocuklara sunduğu fırsatlarla birlikte birçok riski de beraberinde getirmektedir. Bu sebeple, çocukların dijital dünyada sağlıklı bir şekilde var olabilmeleri için bilinçli kullanıcı olmalarını sağlamak büyük önem taşımaktadır. Millî eğitim düzeyinde devletin bu sorunun çözümüne sımsıkı sarılması, aileleri bilinçlendirmesi gerekmektedir. Bizlerin bilinçli ve özverili olması çocukların dijital dünya tehlikelerinden korunmasına büyük katkı sağlayacaktır.

 

     Asu Can

 

 

 
ŞİİR
 
          Dertsiz
 
Dertsizsiniz,
Bu yüzden dertliyim.
Dertsiz olmanızın derdini çekmekteyim.
Dertli olmak, bir dert ise,
Ben bu derdi,
Dertsiz olmaya yeğlerim...
Derdim bana yoldaş olmuş,
Dertsizliğin tadını unutturmuş.
Derdim bana, "dermanını" vermiş.
Aslında içinde dermanının
Saklı olduğunu söylemiş.
Kimin derdi var ise, o aslında "dermanı"
Kendi gönlünde taşır imiş.
Çünkü derdi olanın, bir davası olur.
Dertsiz ise davasından bihaber ömür sürer...
 
     Amine Kübra Salar
 
 

GÜZEL YURDUMUZ

 

 

 

Abant Gölü: Türkiye’nin kuzeybatı kesiminde, Bolu ilinin güney batısında etrafı çamlık tepelerle çevrili, tabii manzarası çok güzel bir göl. Batı Karadeniz sıradağlarına dahil, Bolu, Düzce ve Mudurnu arasında uzanan Abant Dağlarının kuzey batısındadır. Denizden yüksekliği 1298 metredir. Abant Deresi vadisinde heyelan sonucu meydana gelmiş set (tabii baraj) gölüdür. Suyunun bir kısmı Abant Deresi ile Bolu Çayına dökülür. Suyu tatlı ve durudur. Gölün suyu o derece berraktır ki, 20-25 m derinlikteki taşlar görülür. Etraftaki çamları ve yeşilliği bir ayna gibi aksettirir. Gölün etrafı çam, kayın, gürgen ve köknar ağaçları ile süslüdür. Kuzeybatı bölümünde geniş bir alanı kaplayan yarı bataklık, hızla genişleyerek zamanla gölün daralmasına sebep olmuştur. Şiddetli kışlarda göl buz tutar. Göl, İstanbul-Ankara yoluna 25 kilometreyi bulan asfalt bir yolla bağlıdır. Bu yolun her iki tarafı çam ormanıdır. Yayla havası, çam kokusu fevkalade manzarası ile görülmeye değer bir yerdir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.