Kar yağıyor sonsuz bir huzur ve ahenkle… Hiçbir kar tanesi yeryüzüne düşerken birbirine değmiyor, tek bir kar tanesi dahi var olmak için bir başkasını incitmiyor. Hem masumiyet hem de huzur içinde süzülüyor kar taneleri gökten… Üstelik hiçbir kar tanesi de birbirine benzemiyor. Öylesine eşsiz, öylesine temiz, soğuk havayı bile yumuşatıyor kar taneleri! Önce soğuk havayı, sonra içerimizi… İzlerken muhteşem bir tefekküre dalıyor, bir vakit etkisinde kalakalıyoruz.
Bu tablo bizi alıp bambaşka diyarlara sanki ötelere götürüyor. Masumiyeti, berraklığı, sadeliği, temizliği ve huzuru hatırlatıyor. İçimize dönüyoruz, bu çağın kirliliğinde temiz kalmak için çabalayan hatta çırpınan kalplerimize… Kim bilir belki senin kalbinde bir kar tanesi misali biricik ve bambaşkadır. Bir kar tanesi gibi beyaz ve temiz kalmayı başararak kalbin, bu çağa en muhteşem manzarayı sunmuştur kim bilir… Herkes o manzarayı görmeyi hak etmediği için hak edenler görebilsin diye yahut!
Kim bilir Allah görenler kirletemesin diye onu en derinine, korunaklı bir yere yani kaburgalarının içine tam da o sol yanına koymuştur. Vakti geldiğinde ruh eşine kavuştuğundaki o ilk sarılmada, anlayacaksın o kalp neden sol yanında. Yine de yeri gelmişken söyleyeyim zira sağ yanındaki o boşluğu sadece sevdiğinin kalbi doldurur. Yüce Mevla bir kar tanesi gibi eriyip gitmeyesin diye kalbini hem kar taneleri kadar güzel ve temiz hem de bir o kadar eşsiz yaratmıştır. Kalbin de tıpkı parmak izin gibi benzersiz, parmak izin ve kalbin de tıpkı senin kadar biricik…
Bir kar tanesi misali tertemiz çıktığımız bu yolculuğun başı ezan, sonu yalnızca bir saladır. Bu mübarek gecelerde affa mazhar eyle şu virane kalplerimizi… Gönlümüzden avcumuza dökülen niyaz yalnızca sanadır. Dualarımızı kabul et, bir kar tanesi misali kalplerimizi aydınlat, huzura erdir, temiz, pak ve pür-nur eyle…
Kübra Can
ŞİİR
Doğruyu gösterdi, rehber oldular,
Cömertlik yapmada, eli boldular.
Her daim öksüze, kanat koldular,
Unutmaz atmazdı, güzel insanlar.
Teselli ederler, gam vermezlerdi,
Tatlı söz söylerler ve yermezlerdi.
Kalpleri incitmez hiç germezlerdi,
Kimseye çatmazdı, güzel insanlar.
Sözleri şekerdi, kaymakla baldı,
Her biri çınardı, hem yeşil daldı.
Bu dünya onlarsız, biçare kaldı,
Aşa su katmazdı, güzel insanlar.
Kötü huy onlarda, en büyük ardı,
Şefkatin dostluğun, en hası vardı.
Hoş gördü herkesi, bağrına sardı,
Har gibi batmazdı, güzel insanlar.
Vefanın sevginin, her hâli çoktu,
İhsanda merttiler, gözleri toktu.
Üzerek hor gören, hâlleri yoktu,
Kimseyi satmazdı, güzel insanlar.
Mazluma düşküne, verdiler değer,
Her derdin ilacı, onlarmış meğer.
Bir kalbe değmemiş, olsalar eğer,
O gece yatmazdı, güzel insanlar.
Seyfettin Karamızrak
“Büyükler buyurdular ki;
Allahü teâlâ hayırlı günler nasip etsin. En çok duamız, Allahü teâlâ dinine hizmet nasip etsin! Âmin. Dinine hizmet etmeyen bir insanın, ne farkı kalır, niye yaşar bu dünyada? Yemek, içmek, uyumak, yatmak, bunu herkes yapıyor. Ama Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerimde buyuruyor ki, "Ben insanları ve cinleri ancak onlar bana ibadet etsinler diye, ben onları ibadet etsinler diye yarattım." İbadet ne? Evvela, Allahü teâlâ’yı tanımak, inanmak. Ne kadar? Nasibin ne kadarsa o kadar! Ahirette belli olacak ne kadar tanıyıp tanımadığın. Çünkü tanımak ölçüsü, itaatle olur.”
Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...