Her insan kendi hayatında mutluluğu yakalamak için çaba gösterir. Eğer insan kendini mutlu hissetmiyorsa günlerinin hiçbir anlamı yoktur. Bunun için insan kendini mutlu edecek şeylere kavuşmaya çalışır. Mesela, oyun oynamak, hobisiyle uğraşmak, yiyip-içmek, gezip-dolaşmak, arkadaşlarla sohbet etmek, dizi veya film izlemek, şakalaşmak, alay etmek, müzik dinlemek, mal-mülk edinmek vesaire. Saydığım bu misaller daha birçok husus insana keyif, zevk ve mutluluk veren şeylerdir. Bunları yapabilen insan kendini mutlu hisseder. Lâkin benim burada bahsetmek istediğim mutluluk, mutlak manada mutluluktur.
Evet, yukarıda saydığım misaller insanı mutlu eder. Fakat bunlar yapıldığı süre zarfında insanı mutlu eder. O faaliyet bittiğinde veya bu faaliyeti yapma imkânı ortadan kaybolduğunda mutluluk da gider. Yani bunlar geçici mutluluklardır. Mutlak mutluluk ise kalıcıdır. Yani devamlı bir mutluluk hâlidir.
Peki böylesi bir mutluluk nasıl elde edilir? Cevabı Kur'ân-ı kerim vermektedir. Âyette mealen "Kalpler ancak Allah'ı hatırlamakla sürur (mutluluk) bulur" buyurulmaktadır.
Allah'ı hatırlamak, İslamiyet’e uymak demektir. Yani insan İslamiyet’e uymakla mutlu olur. Burada İslamiyet’e uymaya, erdemli yaşamak diyebiliriz. Çünkü İslamiyet, bütün erdemleri bildirmiş ve bunları emretmiştir. Mesela hediye vermek, namaz kılmak, sözünde durmak, Allahü teâlâya inanmak, insanlara işlerinde yardım etmek birer erdemdir. Eğer kişi, bunları yaparsa elinde olmadan kendini iyi hissedecektir. Bu hâli birçok insan tecrübe etmiştir. Ve bu öyle bir hâldir ki devam ettirildikçe kalp tertemiz olur. Ve bu kalbi taşıyan insan da kendini huzurlu hisseder. Kirli bir kalbin vermiş olduğu ağırlıktan ve rahatsızlıktan kurtulur...
Hakiki mutluluk, erdemli bir hayat ile mümkündür. Erdemli bir hayat ise ancak İslamiyet’e uymakla olur. İslamiyet’in olmadığı bir hayat tarzıyla hakiki mutluluğa kavuşmak imkânsızdır.
Özcan Emir
ŞİİR
“Şeklî Müslümanlık” yaygın hastalık,
Yalnızlık limanı boş kalabalık,
Allah dostlarını tanımıyorsan,
Muhabbet lafları pür sahtekârlık.
Söylenecek sözler çoktur ve lâkin
Yolundan git evliyanın, âlimin,
Hak ile bâtılı önce ayırt et,
Mezhepsizler düşmanıdır bu dinin.
Netice; nefs kurmuş sana tuzağı,
Olmuşsun şeytanın bir oyuncağı,
İhlasın yerini riya kaplamış,
Âlime kalmamış muhabbet bağı.
Tarikat yolları zaten kapanmış,
Hak Ehl-i Sünnetten bir ışık kalmış,
Kavanoz yalama, aç kapağını,
Bala kavuşanlar dini kurtarmış.
Garîbi der, sevgi pîrimden gelir,
Onun sevgisinde kötülük erir,
Kültür, sanat, bilgi hepsi berhava,
En son Allah rızasına erilir.
Alaattin Erdoğan
İNSAN BİLDİKLERİM: Yüreği yüzünden aydınlık, özü sözünden değerli, dostluğuna güvenilen, mertliği ile bilinen, cömertliği ve dürüstlüğü ile tanınan, görgü ile yoğrulmuş, bilgiyle donanmış, akıl ve anlayışla kuvvetlenmiş, Hakk’a ve halka saygılı kişilerdir, insan bildiklerim.
İnsan bildiklerim; edepli, izzetli, vefalı, gayretli ve prensiplidirler. Şanlı devletimize sadıktırlar. Necip milletimizin millî ve manevî değerlerinden beslenirler. Bu yurdun göklerinde dalgalanan bayrak ve camilerinde okunan ezanlarla mutlu, atiden umutludurlar. Ne mutlu onlara... [Durdu Şahin]
Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...