Tilkinin zekâsı

A -
A +

Çanga Bey, oğlu Anga’yı alarak, ormana avlanmaya gider. Tilkilerin kürkleri oldukça para etmektedir. Birkaç tilki vurarak, mutfak masraflarını çıkarmak isterler.

 

Çanga Bey, yolda giderken, oğluna, tilkilerin huylarını anlatır. “Kurnazdırlar, zekidirler, uyanıktırlar” gibi anlatır durur.

 

Bu sırada Anga “baba” diye haykırır. “Baba, tilki, karşı kayanın arkasına saklandı!”

 

Çanga Bey hemen elindeki silahını doğrultur, elini tetiğe götürür. Yavaş yavaş, kayaya doğru yaklaşır. Anga ise babasını takip etmektedir. Bu babası ile ilk avıdır. Bakalım babası tilkiyi avlayabilecek midir?

 

Bu sırada, kayanın üstünden atlayan tilki Çanga Beyin elindeki silahı yere düşürür ve kayanın dibindeki deliğe girer.

 

Çanga Bey “şimdi yaktım çıranı” der. Yere düşen silahı eline alır. Hemen, kayanın altındaki boşluğa silahı yerleştirir. Tetiğe basar. Basması ile birlikte, kaya yerinden oynar ve Anga’nın üstüne yuvarlanır.

 

Çanga Bey “oğlum” diye haykırır. Silahını bir kenara bıkarak hemen kayayı kaldırmaya çalışır. Uzun bir uğraş sonucunda, kayayı kaldırır. Oğlunun dizi ezilmiştir. Hemen, oğlunu sırtladığı gibi atının yanına gider. Oğluna, “sıkı sarıl” diyerek onu terkisine alır, hastaneye kaldırır.

 

Anga, üç gün sonra hastaneden çıkar. Evlerine giderler. Çanga Bey, oğlunun kurtulduğuna sevinir. Yaptığı masrafa bakar, otuz tilki vursa ancak bu kadar kazanç elde edebilecektir.

 

Babasının hesap yaptığını gören Anga “baba ne hesabı yapıyorsun" diye sorduğunda, Çanga Bey, “hastane masraflarını” der.

 

Anga: Ben hesabı yaptım baba, 30 tilki vursaydık ancak bu kadar para kazanırdık.

 

Çanga: Ne zaman yaptın bu hesabı?

 

Anga: Taşın altında kaldığım zaman, tilki bana bir yazı gösterdi. Üzerinde 30 yazıyordu. Hastanedeki muhasebeci parayı söyleyince, o zaman anladım. Tilkiler gerçekten zeki imiş baba. Sana hak verdim.

 

     Ahmet Fehim

 

 

ŞİİR

 

 

          Analar bekler

 

Kendinden bir parça gelir dünyaya,

 

Korkarsın "aman bir şey olmasın" ona.

 

O koşar, sen de koşarsın oradan oraya,

 

Taş değse evladının ayağına,

 

Taşlar yıkılır başından aşağıya.

 

 

 

Büyüdü sanırlar...

 

Çocuklar büyümez asla!

 

Siz bir de sorun tüm analara,

 

Hiçbir evlat büyümez onlarda.

 

Büyüdü sanırlar...

 

Verirler okullara, yurtlara, kurslara...

 

Analar bekler...

 

"Çocuğum ne zaman gelir, saat kaçta?"

 

Kurslar olur, okullar olur, yurtlar olur,

 

Analar meraktan dokuz doğurur.

 

 

 

Öyle bir merhamet düşünün ki,

 

Sevdiğini, sevdiği için gönderir uzaklara.

 

Ben, yurtlarda büyüdüm yıllarca...

 

Evladı yıllarca yurtta olan bir ana,

 

Söyleyin bana,

 

Kimin acısı daha fazla?

 

 

 

Özlerdim onu, yazardım şiirler sayfalarca.

 

Anamın kalbindekileri aktaracağım buraya.

 

Bu şiir benden anama değil,

 

Anamdan bana...

 

Hiçbir kelime anlatamaz aslında,

 

Ama yazacağım.

 

Bu şiir tüm analardan güzel evlatlarına...

 

 

 

Uykum tutmadı yine,

 

Uyudu mu canım evladım acaba?

 

Kokusunu, bakışını, sesini özledim,

 

Arasam mı acaba?

 

 

 

Uyuyordur, rahatsız etmeyeyim.

 

Canım evladım beni arar sonra...

 

Üstünü açmıştır şimdi kesin,

 

Ben olsam kaptırırdım

 

Bir öpücük koyardım o güzel başına.

 

Çamaşırları yine kirlenmiştir...

 

İyi de o atamaz ki makinaya

 

Yıkasa da katlayıp koyamaz dolabına.

 

 

 

Bugün onun en sevdiği yemeği yaptım,

 

Ama evladım olmayınca,

 

Boğazımdan geçmedi bir lokma.

 

O ne yedi bugün acaba?

 

İyi de o dokunmaz ki ıspanağa, kabağa.

 

Yanımda olsa koysam bir tabak masaya,

 

Gelip oturur mu masanın başına?

 

Gelecek benim evladım!

 

Sarılacağım doya doya,

 

Kokusunu çok özledim, arasam mı acaba?

 

Ders çalışıyordur, o beni arar sonra...

 

 

 

Havalar çok soğudu burada,

 

O giyiyor mu montunu?

 

Takıyor mu atkısını da?

 

Oldu olası önünü kapatmaz kerata!

 

Allah'ım... Üşütmez inşallah...

 

 

 

Bugün çocuğum geldi,

 

Okulu bitti sonunda.

 

Sarıldım önce, kokusunu ala ala.

 

Neler yaptıklarını anlattı bana.

 

"Arkadaşlar çağırıyor," dedi,

 

Çıktı gitti dışarıya...

 

Olsun, ben beklerim.

 

Hem en sevdiği yemeği yapacağım ona.

 

Gece uyuyordu, gittim yanına.

 

Uyanır diye kıyamadım dokunmaya.

 

Bugün sarılıp yatsam mı yanına?

 

Rahatsız olur... Örterim üstünü, çıkarım sonra.

 

Hem hamur yoğuracağım evladıma,

 

Doya doya yesin sabah kahvaltısında.

 

Büyümüş benim küçücük yavrum ne ara?

 

Büyümez ki o, çok küçük hâlâ...

 

Büyüdükçe az gelir oldu yanıma.

 

Okul, yurt, kurs, sınavlar...

 

Her şey daha fazla...

 

Olsun aman çocuğum iyi yerlerde olsun da,

 

Ben beklerim gerekirse ömrüm boyunca.

 

Tüm analar bekler...

 

Zamanları beklemekle geçer.

 

Evlat anayı özler ama ana,

 

Ama ana, her an yollarını gözler.

 

Analar bekler...

 

 

 

Canım annem, bekle, geleceğim.

 

Seni özlediğim için geleceğim.

 

En çok da, senin beni özlediğin için...

 

Üstümü açacağım bilerek,

 

Sırf bana geceleri de uğra diye.

 

Gitmeyeceğim dışarılara,

 

Oturacağım dizinin başına.

 

Sarılacağım doya doya...

 

Senin yanında olduğum her anda,

 

Bahar geliyor, yeniden can buluyor dünya.

 

Biliyorsun... Gideceğim yine uzaklara.

 

Bekleyeceksin... Gözün hep yollarda.

 

Analar bekler...

 

Evlatları kaç yaşına gelirse gelsinler,

 

Onlar hâlâ ilk gördüğü andaki bebekler.

 

 

 

Analar hep bekler...

 

Bu sözler analardan çocuklara,

 

Canım anamdan bana...

 

Anam... Hayatımdaki en derin mana...

 

Biliyorum, hep bekliyorsun ama,

 

Beklediğine değecek,

 

Söz veriyorum sana!

 

    "Şair Adam"-Tarık Kara

 

 

 

Yetenekli Kalemlerde önceki yazılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Mehmet Sarımeşeli 27 Şubat 2025 16:31

Emeğinize yüreğinize sağlık Tarık bey kardeşim.Anam ve tabiki babam da aklıma geldi bu güzel şiiri okuyunca.Rabbimiz Kur-an da#Bana,ana ve babana şükret #buyuruyor.Evlatlar oğrencilikte, askerlikte ve evlendiklerinde ana-baba ocağından ayrı düşebiliyorlar.Selam,sevgi ve saygılarımla.M.S.e.ask.oğrt.