Bizleri bin yıldır bağrında barındıran, cömertçe besleyen, her şeyden önce millî ve manevî değerlerin gülistanı, ilim ehlinin, sanatkârların, velilerin, komutanların, devlet adamlarının, irfan sahibi, eğitimli kültürlü insanların harmanıdır, yurdumuz.
Yurdumuz; necip milletimiz, şanlı devletimiz yaşasın, bayrağımız mavi gökyüzünde şanla, şerefle, bütün heybetiyle kıyamete kadar dalgalansın diye şahlanıp maveraya ulaşan, cennete kavuşan, Allah'a adanmış insanların yatağı, âlimlerin mektebi, gönül erlerinin dergâhı, sanatkârların ocağı, nice nice cengâverlerin otağıdır.
Yurdumuz; tarih, kültür, medeniyet, hürriyet, inanç, vefakârlık ve fedakârlık, hoşgörü, din ve medeniyet abidesidir. Hak, hukuk, adalet, izzet, samimiyet, sadakat ve ibadetin eskimeyen, pörsümeyen güzelliğidir.
Yurdumuz; erlik, dirlik, beraberlik ve güvenlik demektir.
Yurdumuzun zirvesinde Allah, peygamber, Kur'ân, bayrak, ezan, devlet, millet ve memleket sevgisi vardır.
Yurdumuzun mayası; iman, ahlak, karakter, cesaret, mertlik, yiğitlik, dürüstlük ve sadece Allah'a kulluktur.
Allah yurdumuzu kıyamete kadar korusun. Haricî ve dâhilî cümle düşmandan muhafaza eylesin... Etrafımızda yanıp duran ateş çemberine karşı devletimizi muhafaza eylesin... Diplomatik girişimlerimizi müessir eylesin. Kahraman ordumuzu karada havada denizde, her zaman ve her yerde muzaffer eylesin... Bu devlete bel bağlamış, yolunu gözleyen her vatandaşımıza, her dindaşımıza her yoldaşımıza tez günde tez saatte kavuşmamızı ve el verip kucaklaşmamızı nasip ve müyesser eylesin...
Yurdumuz üzerinde gizli açık kötü emelleri olanları kahr u perişan eylesin. Düşmana aman vermesin... Düşman elinde perişan olmuş, azap görmüş ve görmekte olan mazlumları tez günde tez saatte kurtarmayı ve kurtulmayı nasip eylesin. Bu duayı yapan ninelerimizin dedelerimizin ve ağzı dualı kulların dualarını sevdikleri hürmetine kabul eylesin. Âmin...
Durdu Şahin/Şair-Yazar
Kendime
Herkese yazdım da üç beş dizeyi,
İki cümle düzemedim kendime,
Eller hasat etti bağda tazeyi,
Ben bahçeyi bozamadım kendime.
Tecelli böyledir herhâlde dedim,
Tencerede pişti, kapakta yedim.
Bir kusur var ise bendedir dedim,
Kimseleri üzemedim kendime.
Muradım varsa da kalsın dünyada,
Kulak asmaz kimse, gama feryada,
Başarırım belki bir gün rüyada,
Adam gibi kızamadım kendime.
Komşuda olsun da üç arşın kilim,
Biz de otururuz derdi hep dilim,
Zalime merhamet, mazluma zulüm,
Bu sınırı çizemedim kendime.
Kardaşım dediğim kar olup yağdı,
İneğe hoşt dedi, köpeği sağdı,
Bıçak eti geçti, kemiğe değdi,
Harman olup tozamadım kendime.
Niceler yürütür karadan gemi,
Duyan çıkar elbette bu sitemi,
Gıyabî mahşere bırak matemi,
Küp içinden sızamadım kendime.
Mustafa Özkahraman
KİTAPLAR: Toplum, özellikle yoğun ilgi göstermesi beklenen gençler kitaptan uzaklaşıyor. Bu belki benim vehmimdir. Ancak samimi tespitim budur. Dijital, anlık, aksiyonel görüntüler üretkenliği bitiriyor. Oysa temel bir bilgi, tespit var. Okuyan üretici, izleyen tüketicidir. Okurken bilincimizi, sentez, analiz yeteneklerimizi daha da önemlisi hayal gücümüzü çalıştırır topyekûn kitapla iletişim kurarız. Oysa izlemenin önemli kısmı üretileni tüketmektir.
Kolaycılıkla, yani izleme ile çaba gerektiren okuma uğraşını dengeleyebilsek güzel olmaz mıydı ne dersiniz? [Şaban Özüdoğru]
Yetenekli Kalemlerde önceki yazılar...