Kadir Gecesi'nin sırrı: Neden bin aydan hayırlı? İhanete uğrayan Şemun'un duası

İslam âleminde, bazı vakitler diğerlerinden çok daha kıymetlidir ve bu mübarek vakitlerde yapılan ibadetlerin, duaların ve hayırlı amellerin katbekat fazla karşılığı vardır. İşte bu özel zamanlardan biri de Allahü Teâlâ’nın bizzat Kur’ân-ı Kerîm’de faziletini bildirdiği Kadir Gecesi’dir. Peki Kadir Gecesi neden bin aydan hayırlı? Hazreti Şemun aleyhisselam ile ilgisi neydi? Osmanlıda Kadir Alayı, Kadir Gecesi'nin alametleri... İşte Kadir Gecesi hakkında bilmeniz gerekenler...
MEHMET FATİH ORUÇ - Bu gece, Müslümanlar için af ve mağfiret fırsatıdır. Kur’ân-ı Kerîm’in bu gecede inmeye başlaması, bu gecenin değerini daha da artırmaktadır.
Kadir Gecesi’nin fazileti, sadece Kur’an-ı Kerîm’in bu gece indirilmeye başlanmasıyla sınırlı değildir. Bu gecenin bin aydan hayırlı olması ise Peygamber efendimiz ve Eshab-ı Kiram arasında geçen bir konuşmanın neticesinde Allahü tealadan gelen vahiy ile belirtilmiştir.
Geçmiş ümmetlerin yaptığı ibadetlerden, cihatlardan bahseden Peygamber efendimiz, Şemun Aleyhisselâm’ın seksen sene boyunca kılıcını kınına sokmadan cihat ettiğinden bahseder. Bunun üzerine Eshâb-ı Kirâm aleyhimürrıdvan “Keşke bizim ömrümüz de uzun olsaydı da biz de din uğrunda Allah için uzun seneler cihâd etseydik” dediler.
Bunun üzerine Cebrâil Aleyhisselâm gelir ve “Ya Resulallah! Ümmetin bu süreyi hayretle karşılıyor, fakat Allah sana bundan daha hayırlısını lütfetmiştir” diyerek, "Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır" (Kadir Sûresi, 3) ayetini okur. Bu ayet-i kerime, Kadir Gecesi’nin kıymetini ve bu gecede yapılan ibadetlerin ne denli büyük bir ecir getirdiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Bu mübarek gecede ibadet etmeli, kaza namazları kılmalı, Kur’ân-ı Kerîm okunmalı, dua ve istiğfar edilmeli, sevaplar ölmüşlere bağışlanmalıdır.
Bu hadisenin yaşanmasına ve böyle mübarek gecenin müjdelenmesine vesile olan Şemun aleyhisselam ise İsrailoğullarına gönderilmiş bir peygamberdi.
Uzun yıllar yapmış olduğu cihad ile Allahü tealanın yolunda mücadele eden büyük bir mücahitti. Yeri gelmişken bu mübarek peygamberin ilginç bir kıssası var onu sizlerle paylaşalım.
UYANDIĞINDA ELLERİNİN ZİNCİRLE BAĞLANDIĞINI GÖRDÜ
Kısaca "Ravdat-us-safâ" olarak bilinen "Tarih-i Ravdatü's Safa Fi-Siretil Enbiya Ve'l Müluk Ve'l Hulefa" kitabında Şemunşöyle bildiriliyor:
"İsâ aleyhisselâm ile Muhammed aleyhisselâm arasında, Arabistan'ın bir beldesinde Şemun aleyhisselam adlı; âbid, zâhid, gâzi ve mücâhid bir zât vardı. Bu zât, benzeri görülmemiş bir yiğid olup, kendisini hangi bağ ile bağlasalar, o bağı kırıp kurtulurdu.
Îmân etmeyenlere karşı, Allah yolunda dâimâ cihâd ederdi. İmân etmeyenler, onun karşısında âciz ve çâresiz kalmışlardı. Bu hâlden kurtulmak için, bir hîle ve çâre arıyorlardı.
Yaşadıkları şehrin hâkimi, Şemun'un hanımına haber gönderip; "Eğer kocanı öldürmede bize yardımcı olursan, seni kendime alır, istediğin her şeye kavuştururum” dedi. Kadın dünyâya tamah ederek, aldanıp, münâfıklık yaptı.
"Size nasıl yardımcı olurum” dedi. 'Şemun uyurken, sağlam bir iple iyice bağla ve bize haber ver” dediler. Onlara aldanan bu hâin kadın, bir gece Şemun aleyhisselam uyurken, onu sağlam bir iple iyice bağladı. Şemun aleyhisselâm uyanınca, bağlanmış olduğunun farkına varıp, hanımının bağladığı sağlam ipleri bir hamlede kopardı.
Sonra da hanımına; "Niçin böyle yaptın?” dedi. Hanımı; 'Senin kuvvetini denemek için yaptım” dedi. Sonra bu hâdiseyi şehrin hâkimine haber verdi. Bu sefer hâkim demir bir zincir gönderip, uyurken bu zincirlerle bağlamasını söyledi.
Şemun aleyhisselam uyurken hanımı düşmanlarının gönderdikleri zincirle onu bağladı. Uyanınca, bu zinciri de bir hamlede parçaladı. "Neden böyle yaptın?” deyince de kadın; Şemun ne ile bağlanırsa bağlansın kırar, diye duymuştum. Bunu tecrübe etmek için bağladım” dedi. Şemun aleyhisselâm; "Doğrudur. Fakat, beni, kendi sacının teli ile bağlasalar kıramam” dedi.
Kadın bunu öğrenince, yine Şemun aleyhisselam uyurken, saçından uzunca bir kaç tel alıp, ellerini veya ellerinin başparmaklarını o saç ile bağladı. Şemun aleyhisselâm uyanınca, ne hikmetse bu bağı koparamadı, kadın bu durumu şehrin hâkimine ve adamlarına haber verdi.
Şehrin hâkiminin adamları gelip, Şemun'u (aleyhisselam) yakalayıp hâkime götürdüler. Şehrin hâkimi, dört direk üzerine kurulmuş bir köşkte oturuyordu. Şehir halkını köşkünün önünde toplayıp, Şemun'un (aleyhisselam) orada asılmasını emretti.
Bunun üzerine Şemun, Allahü teâlâya yalvarıp; "Yâ Rabbî! Dünyâda yaşamayı, kâfirler ile senin yolunda cihâd etmek için isterim. Eğer bu isteğim kalbden ve samîmî ise beni kurtar” diyerek duâ etti. O anda bir melek gelip, bağı çözdü. Şemun aleyhisselâm kurtulunca, şehrin hâkiminin köşkünün altındaki direkleri çekip, köşkü devirerek altını üstüne çevirdi. Köşk devrilince, şehrin hâkimi ve avânesi altında kalarak öldüler. Halk, ölüleri çıkarmakla meşgûl iken, Şemun aleyhisselâm evine gidip, kendisine hâinlik eden hanımını boşayıp, cezâsını verdi.”
HER GECEYİ KADİR, HER GÖRDÜĞÜNÜ HIZIR BİL
Kadir gecesi ramazan ayı içindedir. Kadir gecesinin hangi gece olduğu, kesin olarak belli değildir. Âlimlerimiz, (Allahü teâlâ, rızasını taatte, gazabını günahlarda, orta namazı beş vakit namazda, evliyasını halk arasında, Kadir gecesini Ramazan ayı içinde gizlemiştir) buyuruyorlar.
O halde Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için, hiçbir iyiliği küçük görmemeli!
Gazabı günahlar içinde saklı olduğu için, hiçbir günahı küçük görmemeli; orta namazı kaçırmamak için, beş vakit namazı vaktinde kılmalıdır. Hepimizin büyük bir ihtimalle duyduğu söze istinaden her geceyi kadir, her gördüğümüzü Hızır bilelim. Allahü tealanın izniyle her ikisi de nasip olur.
KADİR GECESİ BU AYIN ÖZÜDÜR
Kadir Gecesinin ehemmiyeti ile ilgili bir çok alim rivayetlerde bulunmuş, kıymetini anlatmaya gayret etmiştir. Mesela müceddid-i elf-i sânî yani hicrî II. binyılın müceddidi olarak bilinen İmam-ı Rabbani Ahmed-i Faruk Serhendi Hazretleri 162. mektubunda şöyle buyurmuştur:
“Kur’ân-ı Kerîm bu ayda nâzil oldu. Bakara süresinin yüz seksen beşinci ayetinde mealen, ‘Kur’ân-ı Kerîm, ramazan ayında indirildi’ buyuruldu. Kadir Gecesi bu aydadır ve bu ayın özüdür. Kadir Gecesi, çekirdeğin içi gibidir; ramazanayı ise kabuğu gibidir. Bunun için bir kimse bu ayı saygılı ve güzel geçirirse, bu ayın bereketine kavuşursa, tüm senesi hayırla geçer. Allah Teâlâ hepimizi bu mübarek ayın bereketine eriştirsin.”
KADİR GECESİ NE ZAMANDIR?
Allahü tealanın Ramazan-ı şerif ayının içinde gizlediği bu kıymetli gecenin ne zaman olduğu ile ilgili ise çeşitli rivayetler vardır.
Ehl-i sünnetin amelde dört hak mezhebinden biri olan, Şafiî mezhebinin imâmı Muhammed bin İdris Şafii Hazretleri, Kadir Gecesi’nin ramazan ayının 17. gecesi olduğunu bildirirken, bir diğer hak mezhebin kurucusu olan İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri ise 27. gece olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu ifade etmiştir.
Hadis-i şeriflerde, Kadir Gecesi’nin ramazan ayının son on gününün tek gecelerinde aranması gerektiği bildirilmiştir.
Ramazan-ı şerif ayının 27. gecesini ihya etmek çok sevapdır. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
“Kadir gecesini ramazanın son on gününde arayın!” [Müslim]
“Kadir gecesini, ramazanın son on gününün 21, 23, 25, 27 ve 29 gibi tek gecelerinde veya ramazanın son gecesinde arayın! Sevabını umarak Kadir gecesini ibadetle geçirenin günahları affolur." [İ. Ahmed]
KADİR GECESİ NASIL İHYA EDİLİR?
Bu mübarek geceyi ihya edebilmek için şu ibadetleri yerine getirmek büyük ecir kazandırır:
- Namaz Kılmak: Kaza namazları eda edilmeli, nafile namazlar kılınmalıdır.
- Kur’ân-ı Kerîm Okumak: Bu gecede bir Kadir Sûresi okumak, başka zamanda Kur’ân-ı Kerîm’i hatim etmekten daha sevaplıdır.
- Dua ve Zikir: "Allahümme inneke afüvvün kerîmün tühıbbül afve fa’fü annî" duası sıkça okunmalıdır.
- Sadaka Vermek: Fakirleri sevindirmek, İslamî hizmetlere destek vermek bu gecenin bereketini artırır.
- İlmi Öğrenmek: İlmihal bilgileri okumak, dinî bilgileri artırmak bu geceyi ihya etmenin en güzel yollarından biridir.
Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), "Sevabını Allah’tan umarak, Kadir Gecesi’ni ihya edenin geçmiş günahları affolur" buyurmuştur. (Buhârî)
KADİR GECESİNİN ALAMETLERİ
Kadir gecesi, açık ve sakin olur ne sıcak ne de soğuk olur. Ertesi sabah güneş, kızıl olup, şuasız doğar. Kadir Gecesinde köpek sesi duyulmaz diyen âlimler de olmuştur.
Ubeyd bin Ömer Hazretleri anlatır: Kadir gecesi denizde idim, denizin suyunu içtim, tuzlu değildi, tatlı ve hoş idi.
OSMANLI SARAYINDA KADİR GECESİ ALAYI
Osmanlı devrinde Kadir Gecesine ayrı bir ehemmiyet verildi. Günümüzde olduğu gibi Osmanlılar da Ramazan-ı Şerif ayının 27.gecesini ihya ederlerdi. Bu gecede "Kadir Alayı" düzenlenirdi.
Kadir Alayı, 19. ve 20. yüzyıllarda, Sultan II. Mahmud Hân’ın yaptırdığı Tophâne’deki Nusretiye Câmii ile Yıldız’daki Hamîdiyye Câmii meydanında yapılırdı. Gece, çevresi renkli fenerler ve fânuslarla donatılan câmi meydanı, bir ışık dünyası hâline gelirdi.
Hava kararmadan önce, Harem’de bulunan kadınlar ve sultanlar iki atın çektiği arabalara binerler, meydanda kendilerine ayrılan yerlerde dururlardı. Arabalardan inmezlerdi. Arabaların perdeleri inik dururdu.
Her arabaya gümüş tepsilerle iftâriye, yemek, meyve, yaz ise dondurma, kahve... gibi şeyler dağıtılırdı. Harem ile alayın geçeceği meydana kadar olan yol, renkli kandiller ve fenerlerle donatılırdı. Harem arabalarının önlerinde ikişer kavas, gümüş kaplamalı deri fenerleri taşırlardı.
Pâdişah camiye girdikten sonra meydanda bulunan askerlere büyük pideler ve şerbetler dağıtılırdı. Terâvih namazı bitinceye kadar, meydanda atılan fişekler, seyredilirdi. Namazdan sonra kadınefendiler ve sultanlar, şehirdeki şenlikleri seyretmek için kısa bir tur yaparlar, sonra saraya dönerlerdi...”
Saray halkı, ramazanda ayrıca Topkapı Sarayı’nda bulunan Hırka-i Saâdet’i de ziyâret ederdi.
Ramazanın 15. günü yapılan bu ziyâret sırasında, kadınefendiler, vâlide sultan, sultanlar, usta ve kalfalar en güzel elbiselerini giyerler ve Emânât-i Mukaddese Dâiresi’nde sıraya girerek, bir masanın üzerine çıkarılan bohca içindeki Hırka-i Saâdet’e yüz sürer, salavât okur ve duâ ederlerdi.
Bu gecede yapılacak her ibadet, her hayır ve dua, Allahü tealanın rızasına kavuşmaya vesile olacaktır. Rabbimiz, bizleri bu mübarek gecenin feyzinden mahrum bırakmasın.
Bu vesileyle siz kıymetli okuyucularımızın Mübarek Kadir Gecesi’ni tebrik ediyor, kıymetli dualarınızı istirham ederken, sizlere Ramazan-ı Şerif ayı ve Kadir Gecesi ile ilgili hoş bir mani ile veda edelim.
KADİR GECESİ RAMAZAN MANİSİ
Kadir gecesi yüce,
Kul affolur o gece,
Bin aydan hayırlıdır,
Kıymetlidir netice.
* * *
Yemekleri yiyelim,
Duasını edelim,
Gecikmeden hemen
Teravihe gidelim.
* * *
Az yersen az uyursun,
Çok yersen güç uyursun,
Sağlığını düşünen,
Mideyi az doyursun.
* * *
Ruhun sağlığı için,
Az günah işlemeli,
Beden sağlığı için,
Az yiyip içmeli.
* * *
Kul imanı tatmalı,
Gafletini atmalı,
Namazını kılmalı,
Orucunu tutmalı.
Allahü teala layıkı ile idrak etmemizi nasip eylesin. Amin.