Enver Seyidoğlu

İlköğretim ve Ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 15 milyon öğrencinin, dün karne alarak, yaklaşık 3 buçuk ay sürecek olan yaz tatili başladı.

RTÜK Kamuoyu, Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi Başkanlığı, TV izleyicilerinden gelen şikâyetleri değerlendirerek sonuçları açıkladı.

İnsanlar birbirleriyle iletişim kurarlarken, Beden Dili ve Ses Tonu araçlarının yanı sıra konuştukları lisanlardaki kelimelerin, doğru ve anlaşılır bir biçimde telâffuz edilmesiyle, söylenenleri algılar ve anlarlar.

Yıllar ne kadar da çabuk tükeniyormuş... 13 yıldan bu yana "GÖKKUŞAĞI" adlı bu köşemden, özellikle TV dünyamızla ilgili eleştiri, yorum ve değerlendirmelerimi, eski bir TV yayıncı ve spikeri olarak ekranın içi ve dışı arasında âdetâ bir köprü kurarak siz değerli okurlarımla paylaşmaya çalıştım. Şöyle eski yazılarıma uzanıp bir baktığımda, TV dünyamızdan nelerin ve kimlerin gelip geçmiş olduğunu tekrar inceleme fırsatını bulduğumda, kimi TV kurmayları, yayıncıları ve yapımcıların, eleştirilerimizi dikkâte alması sonucu, tuzumuzun ve biberimizin böylece eksik olmadığı kanaâtine de varmış oldum. Aksi hâlde yolumuza nasıl devam edebilirdik ki?...

Radyo ve TV kanallarımızda haddinden fazla Türkçe hatası yapılıyor ve bu vahim duruma maâlesef birçok kişi iştirak ederek "Türkçe Katliâmı"nı teşvik ediyor!!...

Televizyon kanallarında 'reyting' kaygılarından dolayı başı dönen ve birçok ülkenin programlarından kopyalanarak -niteliksiz bir biçimde- uyarlanıp bizim sağduyulu seyircilerimize dayatılan çeşitli yarışma, eğlence, çöpçatanlık programlarıyla moral ve motivasyonu çökerten taraflı habercilik anlayışı ve şiddete, abartıya yönelik gereksiz ve zararlı diziler yerine;

Haberler deyince, gündemin -çok çeşniciliğiyle- hızla oluştuğu, geliştiği ve de sık sık değiştiği ülke hangisidir diye araştırdığımızda eminim Türkiye ön sıralarda yer alır. Avrupa ülkelerinin özellikle TV kanallarının haber merkezleri, sıra dışı haber bulmakta güçlük çekiyor.

Artık, çeşitli uydu alıcıları ve çanak antenler aracılığıyla ve tercihlerimize göre gerek Turksat C, gerek Kablolu Yayın ve gerekse Dsmart ya da Digiturk abonelik hizmetleriyle dünyanın her yönlü çehresini ve olan biteni ayaklarımızı uzatarak evimize taşıma imkânına sahip bir Türkiye'de yaşıyoruz.

TV kanallarında izlediğimiz yerli dizilerde, topluma mâl olmuş, tecrübeli ve eğitimli sinema ve tiyatro sanatçılarının dışında, o kadar farklı oyuncular ve hiç görmediğimiz sîmâlar yer alıyor ki, kendilerini algılamakta gerçekten güçlük çekiyoruz?!...

Geçen hafta, dünya medyasındaki bütün gözler Türkiye'deydi. Mâlum, ABD Başkanı ülkemize yaptığı iki günlük ziyarette özellikle Türk TV kanalları ve haber ekipleri, canhıraş bir tempo içerisinde oradan oraya koşturarak adım adım ve dakika dakika Obama'nın Türkiye ziyaretini ekrana taşıyarak çeşitli değerlendirme ve yorumlarda bulundular.

TV yayınlarında yıllardır önemsenmeyen ve pek de izlenmeyen yapımların başında, sağlık programları ve söyleşileri gelirdi. Bu türden programlar ekrana geldiğinde nedense hemen bir başka kanala geçilirdi. Bu durum artık tersine döndü. TV kanallarının gündüz kuşak programlarında, özellikle hanım seyirciler, alanında uzman hekimlerin insan sağlığıyla ilgili açıklama ve reçetelerine artık çok önem vermeye başladı.

Mart ayını, özellikle TV haberlerinin çok yoğun gündemleriyle geride bırakıyoruz. Gündemin yoğunluğunu malûm ağırlıklı olarak yerel seçimler oluşturdu. Hemen her televizyonda başta parti liderlerinin şehir şehir dolaşarak hararetli bir biçimdeki halka sesleniş konuşmalarını takip ettik. Ayrıca başta Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının genel açıklamalarını, konuşmalarını ve vaatlerini yapılan söyleşilerle izleme imkânını bulduk.

Bağımsız Eğitimciler Sendika'sının (BES) Ankara'da yaptığı araştırmaya göre televizyonlarda en fazla yerli diziler izleniyor.

İzleyici kitlesinin önemli bir bölümünü her yönden etkisi altına alan film, dizi ve haberlerin olumlu ve olumsuz gücü tahminlerimizden çok daha büyüktür. Dizilerden örnek verelim: Öyle diziler vardır ki, insanı motive eder, güldürür ve hayata bağlar... Öyle diziler de vardır ki; kendinizi çaresizliğin ve bir buhranın içinde buluverirsiniz âniden... Ağlar, sızlar ve hattâ geçmişinizden hesap sorar duruma gelirsiniz.

Kiminle konuşsam, kiminle sohbet etsem ve kiminle muhatap olsam, söz dönüp dolaşıp TV yayınlarına geliyor. Eski bir radyo ve televizyon yayıncısı ve spikeri olarak, yıllar yılı hep radyo ve televizyon dünyasının merak edilen mikrofon ve ekran gerisiyle ilgili, şahsıma binlerce sorular soruldu.

Yapılan araştırmalar sonucu ülkemizde en çok izlenen televizyon yayınlarının başında haberler geliyor.

Geçen salı akşamı sanat dünyamızın bir duayeni aramızdan ayrıldı. En son Avrupa Yakası'nda Tahsin Bey rolüyle bütün seyircilere kendisini sevdiren ve alıştıran Gazanfer Özcan'ı muhakkak ki çok özleyeceğiz. Özellikle, tiyatro dünyamıza çok uzun yıllar gönül ve hizmet vermiş bir çınarına; Gazanfer Usta'ya Yüce Allah'tan rahmet, yakınları ve sevenlerine de başsağlığı dileriz.

Geçen perşembe gecesi TV kanallarını dolaşırken TV 24'te yayınlanan "Bir Zamanlar Türkiye" adlı programda duruverdim. "Avrupa Yakası" adlı dizinin yetenekli ve başarılı oyuncusu Hasibe Eren sunuyordu bu programı. Siyah-beyaz TV döneminden günümüze kadar yayınlanan reklâmların görüntüleri ve yorumlarını izleme imkânını bulduğum bu yapım, ister istemez ülkemizin, ekonomi, sanayi, teknoloji, iletişim ve insan faktörünün nereden nereye geldiğinin bir göstergesiydi âdetâ... Tek kanallı ve siyah beyaz TV reklâmlarından, çok kanallı ve çeşitli firmaların yayınladıkları reklâmların geçirdikleri evreleri, bir kısmını hem geçmişe özlem duyarak, bir kısmı ise biraz saçma ve komik bularak izledim.

Küresel kriz, elbet birçok ülke gibi Türkiye'yi de etkilemiştir. Ancak ne yazık ki "an bu andır" deyip işten eleman çıkartarak durumu lehine dönüştürmek isteyen sektörleri de görmezlikten gelemeyiz. Krizi bahane ederek, fazladan tazminat ödememek ve -güya- tasarruf etmek için işten çıkarılan elemanlar da var ülkemizde maalesef.

Değerli okurlar bu hafta da, küresel krizin TV kanallarına ve programlarına olan olumsuz yansımasından söz etmek istiyorum.