Halime Gürbüz

Koyunlar hem otluyor hem de hararetli hararetli konuşuyorlardı. - Bizim çoban pek keyifsiz bugün mevzu nedir koçum?

Efendim, her kim cemiyet içinde yer etmek arzusunda ise , "telefon" telaffuz edilen asrı zaman keşfinin âdâb-ı muâşeretini bilmesi, uygulaması ve bittabi emsal teşkil edecek tele-hasbihaller yapması zaruridir! Şart! İş bu fikriyatın cazibesinden mütevellit, biz de bu okurlarımız için "hatmetmekte" olduğunuz bu tefrikayı kaleme almayı münasip gördük...

Vesikalık fotoğraf, tüm bürokrasilerin vazgeçilmez tutkusu. Muhtelif kamu kurum ve kuruluşlarına, yavukluya, eşe dosta sunulan "bu cansız hatıram..."ların, sayısı kim bilir kaç yüzdür. Bu kadar çok fotoğrafı ne yaparlar? Soba mı tutuştururlar? Yoksa izmaritle gözlerini mi yakarlar?

Merhaba ben Sia, Halime'nin kedisiyim. Ablam ortalıkta yokken klavyeyi bir iki patileyeyim dedim.

Filmlerdeki doğal afet öncesi bilim adamları toplantısı gibiydi. Daha olay olalı ben diyeyim beş siz diyin on dakika olmuşken, bilim adamları hemencecik toparlanıverir ya yedi kat yerin altında, hah aynen o misal.

Güneşli bir sabah erkenden kalp odacıklarımızdan başlasak, sırf yer kaplıyorlar diye var farz ettiğimiz herkesi kapı dışarı etsek bir bir...

Taşındık -------&gt2; 100 m ileriye. Şen Manavın bitşiiiiine değil, sayfa ikiye. Artık pazartesi, perşembe buradayız efendim, bekleriz. Buyurun bir çayımızı için ba-bında iki çay çek felsefesini ikram ederiz...

'Saf acıdır' babanın ölmesi!.. Kalbin üzerine inen yumruğun acısıdır. İçini sızlayan açık yaralar kaplar.

Ve bedevi yeniden yollara düşmüştü... Elinde asası, urbasında azığıyla soğuk havanın ısırıklarına aldırmadan ilerliyordu...

Hamarat kadın:

-Hicran? Yine sarkmışsın camdan? -Hıh!.. - Ne o afra tafra şekilleri, ha?! Silkme omzunu öyle şarkı arasında ritim tutacağım diye omuz atan assolist bozuntuları gibi! Adamı hasta etme kız!

Yıl: 1965 "Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım! Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim.

Esas kız mışıl horul uyuyordu. Hayır olsun; rüyasında 'Hayat Savaşı'nın tam ortasındaydı. Otuzbayırı Meydan Muharebesi'nde, postalları ayağına vuran şaşkın bir askerdi. Hatta safın en önde gideni, bayrak sallayanıydı.

Mağara adamının, ilk çağlarda tabiat şartlarına karşı verdiği amansız hayat mücadelesinde tek dostu hindiydi.

Avrupa Komisyonu'nun yaptığı araştırmaya göre; sigara paketlerinin üzerinde yer alan hem de koca koca çerçeveler içinde, siyah koca puntolarla yazılan "sigara sağlığa zararlıdır" gibi ifadeler, tiryakileri bu alışkanlıklarından vazgeçirmede başarılı olamıyor.

KOÇ: Yeteneklidir. İp atlarken gazoz içebilir. Hobileri arasında kremalı bisküviyi ayırıp kremasını yalamak, ambalaj naylonu pıtlatmak başlıcalarıdır.

Yılbaşı yaklaşınca bir şeyler oluyor. Birileri, dünyanın güneş etrafında bir turu tamamlamış olmasını çam dikip, içip kusup kudurarak coşkuyla kutlamaya hazırlanıyor.

'Bayram çocuğu' ile reşit herhangi bir birey arasında imza olunan iş bu sözleşme; Kurban Bayramı'nın dördüncü günü gecesine kadar geçerli olup, taraflar maddeler doğrultusunda hareket edeceklerini şahitler huzurunda kabul ve beyan eder.

Çocukluğumuzun hayali kahramanları şimdi ne yapıyorlar dersiniz? İşte cevapları... Süpermen, biçki dikiş kursu işletiyor. "Yakıştı mı be abi" tepkilerini "ben böyle huzurluyum" şeklinde cevaplıyor. E, ne diyelim madem... Külkedisi haftada iki gün bize temizliğe geliyor. Çok kötü davranıyoruz ailecek.

Şimdiye kadar aşka dair okuduğum en dolu kitap Gönül, Aşk, Kadın. Bocaccio'nun çivili cildi, neredeyse asırlık sayfaları ve "ağaçlar ne kadar çok yapraklanırsa o kadar az meyve verir; kitaplar da böyledir" sözünü özüne yerleştirmiş içeriğiyle bu kitaba ulaşmama vesile olanlara teşekkür ediyor; kâh buruk, kâh içten tebessümle seçtiklerimi sizlere sunuyorum... (Alkış)