Kemal Belgin

Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, geçenlerde bir söyleşide, Trabzonspor lehine çalınan son üç penaltının değerlendirilmesini istedi.

İnanılır gibi değil... A.Gücü-F.Bahçe maçının, yanılmıyorsam ikinci yarısının ortalarında Emre kardeşimiz, hakem Mütfütoğlu'na kendisine yapılan bir faulü çalmadığı gerekçesiyle yattığı yerden öylesine salladı ki, bu kadar olur... Tabii buraya yazamıyoruz o sözleri...

Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, geçtiğimiz hafta, hani şu içinde 44 adet tarihi ciddi yanlış bulunan ve maalesef 2500 euroya satılan Asr-ı Fener'in sahibi 1907 Derneği var ya, hah işte orada söyleşiye katılmıştı.

Aykut Kocaman, İstanbul Belediye maçının 70.dakikasında, tıpkı Bucaspor maçında olduğu gibi (75.dakikada) Alex'le Stoch'u alarak takımına dinamizm getirdi, öne doğru hız kazandırdı, dolayısıyla dönen atakları sonrasında rakibi arkaya da koşturmaya başladı ve iki maçta 6 puanın başlıca mimarı oldu.

Trabzonspor, Eskişehirspor'un orta alan kalabalığına karşı, ilk on bir için, Burak'ı bir kenara, Engin'i de diğer kenara çekerek oyunu açmak yerine, birkaç metre karede rakiple birlikte 8-10 kişi toplanıp oynamaya çalışınca hayati iki puan gitti.

Türkiye'de futbolla yakından, uzaktan bağı olanların, yöneticisi, spor medyası başta olmak üzere alacakları çok çarpıcı bir ders sunulmaktadır. Bu ders, İstanbul Büyükşehir Belediyespor tarafından verilmektedir. Seyirci yok...

Yine Alex yaygaraları vardı Eskişehirspor maçından sonra... Tamam, iyi işler yaptı Brezilyalı... Nasıl yapmasın ki...

Sivasspor oyuna ağırlık koymuş... Skor 2-1'e takılmış, hatta her an deplasman takımı tarafına değişebilir bir ortam var... Ve Schuster, kenarda daha genç, daha diri İsmail, Erhan gibiler dururken, toplam yaşları neredeyse 100'ü bulan Yusuf, Nihat ve Fatih'i oyuna sürüyor. Tam intihara teşebbüs...

Hagi'li Galatasaray, Fenerbahçe'den daha fazla futbol oynayıp, daha net pozisyonlara girince, bana göre, yüzyılın sürprizi oldu. Peki, "keramet" neresindeydi bunun...

Galatasaray'ın Ankaragücü'ne yenildiğinin ertesi günü çıkan gazetelerin spor sayfalarındaki başlıkların en fiyakalısı, en anlamlısı benim gazetem Türkiye'nin arka sayfasına asılmıştı.

Bölümün başlığı kısa ve net. Diyor ki muhterem, "Sabri, Müller içeri katettiğinden, yani sağ ayaklı olduğundan orada görevlendirildi."

Hiddink'in yeni harikasına bakın! Oynamazken kadrodaki Gökhan (GS), şimdi oynarken yok. Aylardır meydanlarda görünmeyen Hakan Balta ve Arda (GS) kadroya çağrıldı.

Şu UEFA denen futboldan hiç anlamayan kuruluş, tutmuş, Şampiyonlar Ligi'nin Rubin Kazan-Barcelona maçını bizim "Kötü hakem" Cüneyt Çakır'a vermiş!..

Bu ülkede sporu spor gibi yapabilmek, ne yazık ki, bazı teknik adamlar, yorumcular, yazarlar yüzünden pek mümkün değildir.

Ertuğrul Hoca ve ekibi, anlaşılan o ki, hem de en güçlüsünden İspanyol takımını çalışmak yerine bizim ligden bir sayfayı çevirip çalışmışlar. Kafa kafaya oynanacak maçlar vardır, bir de haddini bilerek oynanması gerekenler... Hani daha beş maç var diye yazdım. Yine de pas yaparak mücadeleden vazgeçilmeyişi bir artıdır.

Fenerbahçe'nin resmi internet sitesi, geçenlerde hayli ilgi çekici bir açıklama yayımladı.

Bursasporlu, bizim Messi olarak gördüğüm Volkan Şen, harika bir gol daha attı Sivas'ta... Çok mu kolaydı? Hadi canım siz de! O top

Görüşüm ve iddiam o ki, Bursasporlu Volkan Şen, bizim futbolun Messi'sidir.

Ligin ilk haftasında kime sorsak, en iyi takım olarak Trabzonspor'u gösterdi. Pas alış verişi, tempo, yardımlaşma, oyunun iki yönünü de oynayan oyuncu çokluğu da övüldü.

Hayret ki hayret! Türkiye Süper Ligi'nin startına sadece bir hafta kala ülkenin ilk kupası için şampiyon Bursaspor'la kupa şampiyonu Trabzonspor karşı karşıya gelecekler.