M. Necati Özfatura

Kazakistan'ın başkenti Almatı (Elmalı) kentinde "Asya Ülkeleri Güvenlik Toplantısı" 16 ülkenin katılmasıyla yapıldı. Toplantıya Türkiye, Rusya, Çin, İran, Afganistan, İsrail, Pakistan, Hindistan, Kazakistan, Tacikistan, Moğolistan, Kırgızistan, Azerbaycan ve gözlemci olarak ABD, Japonya ve Avustralya katıldılar. Almatı "Asya İşbirliği ve Güvenlik Artırıcı Önlemler Zirvesi"nde kesin bir netice alınmadı.

2002 Bilderberg Zirvesi ABD'de 30 Mayıs-2 Haziran arasında toplandı. Katılanlara "Dünyanın gerçek efendileri" ya da "Küreselleşme papazları" adı verilir.

Türkiye'nin hayvancılık, tarım ve sanayiini çökerten ve son kriz ile en az 3 milyon kişiyi işsizler ordusuna katan, başımızın belâsı IMF, 1944 Bretton Woods Konferansı'nda karar verilen ve 1946 yılında, uluslararası ödemeler sistemini devamlı kurallara oturtmak maksadıyla "Uluslararası Para Fonu" (IMF) adı altında kuruldu.

Dünyanın en gizli, en esrarengiz, en entel ve aynı zamanda milletlerarası ve dünya politikalarına yön veren kulübüdür. Tek bir dünya devleti kurma nihai hedeftir. Ve bu devlet siyonizm emrinde olacaktır. Bilderberg ismini, Hollanda'nın Harhnem kentindeki Bilderberg Otelinden alır. İlk başkanı Hollanda Prensi Bernhard'dır. Merkezi Hollanda Leinder kentidir. Bu seneki toplantı Virgina eyaleti Dulles Havaalanına 10 km uzakta Chantilly'de bulunan Westfields Marriot Otelinde 30 Mayıs-2 Haziran arasında yapıldı. 40 yıl önce de Virginia'da Williamsburg'ta toplanmıştı. İlk toplantı 1954'te yapılmıştı.

Keşmir'den kaynaklanan Pakistan-Hindistan ihtilafı her geçen gün bir savaşa ve hatta nükleer bir çatışmaya hızla yaklaşmaktadır. Füzeatar, tank ve savaş uçakları ile destekli 1 milyon asker Pakistan-Hindistan sınırında eli tetikte beklemektedir.

Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin "Doğrudan gelir desteği, üreticiyi tarımdan uzaklaştırma politikasıdır. Dağa, taşa tapusu olana para veriliyor. Dışarıda her şey ucuz, ithal edelim mantığı bizi, (ordunun maliyeti yüksek savunma işini taşeron orduya verelim) anlayışına götürür. IMF politikaları tarımı tasfiyeye götürüyor" demektedir.

Stratejik bir "inci" olarak isimlendirilen "KEŞMİR" Himalaya Dağları'nın eteğinde Tibet Yaylası ile Pencap arasında mutedil iklimi ve tabii zengin kaynaklarıyla Asya'nın en bereketli bölgesidir. Hindistan, Pakistan, Çin ve Rusya'nın arasında bir geçittir. Dünya'nın damı, Asya'nın en stratejik bölgesi ve tabii güzelliği ile dünyanın en güzel köşelerinden biridir.

Toprak altında yatan ve işletilmeyen; ya da işletilse de çok uluslu şirketlerin sömürü çarkları arasında istismar edilen kendi halkının istifade etmediği (çok az mutlu azınlık hariç) madenlere esir madenler denir.

1947'den bu yana (55) yıldır 3 defa savaşan Pakistan-Hindistan, 4. defa savaş için elleri tetikte beklemeye başlamıştır. Hindistan'ın işgali altındaki Keşmir bölgesinde Müslümanlar bağımsızlık savaşı vermektedir. Pakistan'ın Keşmirli Müslümanlara destek vermesi normaldir.

Türk Devlet Toplulukları Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Vakfı'nın düzenlediği "Bor Madeni ve Türkiye İçin Önemi" konulu panel Ankara Ticaret Odası'nda 25 Mayıs 2002 tarihinde yapıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan ATO Başkanı Sinan Aygün; "Arapların petrolü, Rusya'nın gazı varsa, Türkiye'nin de bor madeni var. Son nefesimize kadar borun özelleştirilme maskesi altında çok uluslu şirketlere peşkeş edilmesini önlemek için çalışacağız" demiştir.

Türkiye'nin 1974'ten bu yana Kıbrıs konusunda kesin ve açık bir politikası olmadı. Şu anda bile koalisyon ortakları arasında Kıbrıs'la ilgili görüş birliği yoktur. Maalesef yavruvatan adım adım Girit'e dönüşmektedir. Gerçi Rauf Denktaş'ın 1955'ten beri süren mücadelesi olmasaydı Kıbrıs çoktan Yunanistan'a ilhak edilmiş olurdu.

Pakistan ile Hindistan arasında son günlerde tırmanan gerginlik ve sınırlardaki kısa süreli çatışmalar "Dördüncü Pakistan-Hindistan Savaşı"na doğru hızla gidildiğinin işaretidir. Yeni Delhi'deki Pakistan Büyükelçisi istenmeyen kişi ilân edildi.

İslâm Dünyası'nın nüfusça en kalabalık ülkesi "ENDONEZYA"dır. Bir yandan (IMF) diğer yandan ABD (CIA)nın 24 yıllık bölücü faaliyetleri neticesinde "Doğu Timor" Endonezya'dan koparıldı. Batı ile doğu arasında yani NATO ile Varşova Paktı arasındaki "Soğuk Savaş" sona erdi." Yeni Dünya Düzeni"nde ABD dünya hakimiyeti için ülke sayısının artırılması gerekiyor.

Nefsime pay çıkarmıyorum. Bazı yetkili ve okuyucularıma göre Türkiye için son derece kıymetli bir hazine olan "BOR"un gündeme gelmesinde geçmişte konu ile ilgili ısrarla yazdığım yazılarımın rolü olmuştur.

Maalesef Kıbrıs meselesinde vahim hatalar yapılmaktadır. Rauf Denktaş'ı Rumlar, Yunanistan, AB, ABD ve BM yanında Türkiye'deki bazı medya, politikacı ve enteller uzlaşmaz kişi gibi göstermektedir. Hatta katılıkla suçlamaktadır. Rumları ise çözümden yana gösteriyorlar.

"Bor" nadir rastlanan bir maden olmasına rağmen dünya bor rezervlerinin yüzde 80'i Türkiye'dedir. Dünya bor piyasasını elinde tutan ABD ise dünya rezervlerinin sadece yüzde 10'una sahiptir. Dünyadaki en kaliteli bor Türkiye'den çıkarılmaktadır. Bu itibarla ülkemiz hazine üzerine kurulmuş kulübe gibidir. 250 sanayi sektörüyle binlerce maddenin yapımında bor kullanılır.

Hıristiyan Batı, Yahudi, Hindu, putperest ve ateistler asırlardır İslâm'a olan düşmanlıklarını kusmuşlar; İslâmiyet karşısında ortak cephe ve koalisyon kurmuşlardır. Misyonerler genel kurulunda " İslâm Dünyasına hakim olabilmek ve onun zenginliklerini, yeraltı ve yer üstü servetlerini elde etmek için; onların tek dayanağı olan İslâm inancını yıkmalıyız ya da dejenere edilmiş inançlara kanalize etmeliyiz.

Son yıllarda "misyoner faaliyetleri"nin aşırı derecede arttığının farkındasınız. Şer güçler İslâmiyete üç koldan ve hayâsızca saldırıyorlar. Misyonerler deprem bölgelerinde, Güneydoğu'da, münhasıran Kürtçe konuşan vatandaşlarımız arasında alenen icra-i faaliyette bulunuyor, avuç avuç dolar dağıtıp, karşılığında "iman" satın alıyorlar!

Geçmişte Girit'i Osmanlıdan ayırıp Yunanistan'a hediye edenler; bugün de örtülü ENOSİS ile Kıbrıs'ı Yunanistan'a vermek için var güçleriyle çalışıyorlar. Girit meselesinde Osmanlının karşısında Avrupa yer alıyordu; bugün de Kıbrıs meselesinde Türkiye ve KKTC'nin karşısında Avrupa Birliği, ABD ve Birleşmiş Milletler bulunmaktadır.

Her ne kadar IMF lehinde medyada yazılar çıkıyorsa da, aleyhinde çıkan değerlendirmeler; kitap hacmini bulur. IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Merkezi ve Birleşmiş Milletler emperyalizm ahtapotunun vantuzlarıdır. Serbest pazar ekonomisi ve dalgalı kur politikası ise çok uluslu şirketlerin oltasıdır.