M. Necati Özfatura

Dünyanın en güçlü ordusu bizdedir. Bizi kimse yenemez. Biz istediğimizi istediğimiz yerde ve şekilde yaparız" kültürü ile yetişen İsrailliler Hamas karşısında başaramadıklarını Lübnan'da deniyorlar.

Dünyanın patronları sayılan dünyadaki üretim ve hizmetlerinin yüzde 51'ini elinde bulunduran G-8 ülkelerinin Rusya'nın (Leningrat) St. Petersburg şehrindeki zirve toplantısında alınan karar utanç verici ve çifte standartlıdır.

Filistin ve Lübnan'da gerçek bir felaket ve yıkım uygulanıyor. Dünya kamuoyu, Arap ve İslam Dünyası, AB, Rusya ve G-8 denilen gelişmiş ülkeler İsrail'i asla kınamıyor aksine Hizbullah ve Hamas'ı suçluyor. Dahası İsrail'in saldırılarına destek veriyorlar.

Nepal: Son aylarda Nepal'den Hindistan'a ciddi boyutlarda göç yaşanıyor. Asya İnsan Hakları Komisyonuna göre; her saat başı 200 Nepalli Hindistan'a kaçıyor. Kaçanlar, işkence, kaçırılma, tutuklanma ve tecavüz sebebiyle kaçıyor.

Neler olmuyor ki!.. Bir İsrail askerinin rehin alınması meselenin sadece görünen yüzüdür. İsrail'in Gazze şeridinde işlediği cinayetleri örten bir maskedir. Ehud, vârisi olduğu Şaron'u aratmıyor.

Genç nesillerin kalbleri milli ve manevi değerler, dimağları ise milli, manevi, ilmi ve ahlâkî bilgilerle techiz edilmezse; bu boşluk uygun olmayan şeylerle doldurulur. Kötü insanların ve sapık ideolojilerin devlet ve millet düşmanlarının kölesi olurlar.

Her türlü kötü alışkanlıkların temelinde "manevi boşluk" vardır. Milli ve manevi değerlerin boşluğu bağımlılık yapan şeylerle (uyuşturucu, alkol, sigara, kumar, fuhuş, cinsi sapıklık ve hertürlü yüz kızartıcı suçlar) doldurulmaktadır. Gençlik ömrün en kıymetli zamanıdır.

Son aylarda Afrika ülkeleri ile ilgili yazılarım çoğunlukta çıkmaktadır. Çünkü Afrika ülkelerinin çoğunluğu açlık, susuzluk, kuraklık, salgın hastalıklar ve AIDS başta olmak üzere çok sayıda sıkıntılar içindedir. Bu sebeble insani yardımlara muhtaçtırlar.

Misyonerler Hıristiyan Batı emperyalizminin ve sömürgeciliğin ileri karakoludur. Hıristiyanlığı yaymak sadece maskedir. Asıl hedef o ülkeyi Hıristiyan Batı'nın sömürgesi ve pazarı yapmaktır. Bu sözler Bernard Shaw ve sosyalizmin kurucusu Marx'ın sözleridir.

Sudan: Irak, Çeçenistan, Burma, Filistin ve çeşitli İslam ülkelerindeki soykırım gözardı edilirken; Darfur'daki hadiseler soykırım olarak gösterilmektedir. Yıllardır Hristiyan Batı ülkeleri Güney Sudanlı Hristiyanları tahrik ederek ve yardım ederek Sudan'dan ayırmak istiyorlar.

Dünyada mevcut çeşitli yardım kuruluşlarının raporlarına göre Afrika tarihinin en kötü günlerini yaşamaktadır. Birleşmiş Milletlerin 2005 yılı raporuna göre Afrika'da 2004 yılında 3.6 milyon insan diğer ülkelere göç etti.

Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin Doğu Makedonya'nın İştip Hamidiye Okulu (Medresesi)'nin açılış merasimine katıldığımı dün sizlere anlatmıştım. Evet Zambak Tur'un 2-4 Haziran 2006 tarihleri arasında organize ettiği gezide zamanın çoğu Üsküp'te geçti. Üsküp Balkanlar'ın Bursa'sıdır.

Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Engin Yılmaz'ın daveti üzerine 2-4 Haziran tarihleri arasında Makedonya'daki geziye katıldım.

Uzun yıllar Afrika'da BBC muhabiri olarak çalışan Edward Hooper'in "The River" (Nehir) isimli kitabında ve Oxfordlu biyolog Bill Hamilton'un ilmi raporuna göre: 1956-1960 yılları arasında "Philadelphia Wistar Enstitüsü"nden Hilary Koprowski başkanlığında kalabalık bir ekip 1 milyon Afrikalıya ağız yoluyla felç aşısı yaptı. Aşının yapımında şempanze hücreleri kullanıldı.

ABD Christian Science Monitor'a göre her yıl Batı Avrupa'da çoğu kadın olmak üzere birkaç bin Avrupa asıllı İslamiyete geçiyor. (Şerefleniyor) Hollanda asıllı Müslüman kadınlara göre İslamiyet aile değerlerine önem veriyor. Ailede sevgi, şefkat, dayanışma, ahlaki değerler ve son derece maddi ve manevi temizlik var. Hollanda uyuşturucunun serbest olduğu, polislerin bağımlılara uyuşturucu temini ile görevli olduğu ve fuhşun rezalet derecesinde olduğu bir ülkedir. Hollandalı kadınlar bu felaketlerden kaçarak İslamiyetin huzur dolu limanına sığınıyorlar.

Dile kolay Afrika'da Hristiyan Batı'nın 500 yıldır devam eden zulüm ve sömürüsü henüz bitmiş değildir. Emperyalist güçler ve Afrika ülkelerindeki ajanları bu çileyi devam etirmektedir. İşgaller, toplu katliamlar (soykırım) Hristiyanlaştırma, öz kültürlerini imha, köle ticareti, angarya ve şimdi de AIDS, Batı'nın Afrika'daki eserleridir.

Osmanlı Devletinin yıkılışından sonra, İslam Dünyası tesbih taneleri gibi etrafa dağılmışlardır. Birbirinin sıkıntılarını ve sevinçlerini paylaşmak şöyle dursun, çoğunu tanımıyorlar. Kaldı ki İslam Dünyasının her yanı yetimhanelerle doludur.

Hiç şüphe yok ki, Batı'nın bugünkü zenginliği ve maddi refahının kaynağı asırlarca sömürgelerinden ülkelerine akan servetlere dayanır.

Türkiye dahil Türk ve İslam Dünyasının en büyük talihsizliği Batı'nın gerçek yüzünü asırlardır görememiş olmasıdır.

Hristiyan Batı'nın tarihi, soykırımlarla doludur. Sadece İngiltere'nin 26 adet büyük çaplı soykırımı vardır. 15. asırdan bu yana başta İngiltere ve Fransa olmak üzere Batı ülkeleri, Rusya ve Çin'in tarihi soykırım tarihidir dense yeridir.