Nuri Elibol

Biz bu gazeteyi de bu iki sayfa hatırına çıkarıyoruz. O iki sayfayı kaldırmaktansa gazeteyi kapatmak daha iyi.

Yapılan reformlarla bu alanda kayda değer bir mesafe alındı. Belki problemlerin tamamı çözülmedi ama ciddi merhaleler kaydedildi.

Sayın Başbakan'a Mardin gezisinde gösterilen ilgi, sevgi Doğu ve Güneydoğu bölgemizde halkın barışın gelmesi için ortaya güçlü bir irade koyduğunu gösteriyor. Yeni sürece, toplumun büyük kesimi destek veriyor. Kabul edelim ki, en önemli sorunumuz PKK terörü. Bu sorunu çözen Türkiye'yi, kimse tutamaz.

Başbakan Erdoğan'ın Mardin konuşmasında herkesime mesajlar var. Akan kanın durması, Türkiye'nin hem ekonomide-hem de demokraside medeni dünyayı yakalaması için Başbakan herkese sorumluluk düştüğünü söylüyor.

THY yönetiminin son yıllarda yazdığı başarı hikâyesini hepimiz biliyoruz.

THY'nin bazı İslam ülkelerine yapılan uçuşlarda bu ülkelerin talebi üzerine ikramda içki servisini kaldırması bizim ön yargılıları tekrar harekete geçirdi.

Türkiye'nin AB müzakere süreciyle ilgili çabalarında aslında bir duraksama olmamış.

Dün Metehan Demir kardeşim güzel bir röportaja imza atmış. AK Parti Ankara Milletvekili ve Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, İmralı süreci ile ilgili okkalı sözler söylemiş.

2002 yılında AK Parti iktidara geldiğinde Sayın Erdoğan, genel başkan sıfatıyla yollara düşmüş, Türkiye için imkânsız gibi görünen AB ile müzakere sürecini başlatmak adına Avrupa başkentlerini dolaşıyordu.

Üç Avrupa ülkesini kapsayan seyahatinden dönerken uçakta bizlere yaptığı açıklamaların detaylarını iyi incelediğinizde Başbakan Erdoğan'ın yeni Anayasa süreci, İmralı süreci ve Suriye'deki gelişmeler konusunda zihninin çok berrak olduğunu görebilirsiniz.

Nuri ElibolSayın Başbakanın üç Avrupa ülkesini kapsayan seyahatinin ikinci ayağı Macaristan'dayız. Başbakan Macaristan-Türkiye ilişkilerini çok önemsiyor.

Bugün, hâlâ 12 Eylül darbesini gerçekleştirenler tarafından hazırlanan bir anayasa ile yönetilmek zül geliyor insana. 12 Eylül darbecilerinin mahkeme önüne çıkarılıp hesap sorulmaya başlandığı gün bu anayasanın ömrü fiili olarak sona erdi. Kimse kusura bakmasın ama o günden sonra bu anayasa artık 'yok' hükmünde.

"Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit göremezsiniz" sözleriyle hepimizi şaşırtan CHP'li Birgül Ayman Güler, bilimsel konuştuğunu iddia edip kendisini eleştirenlerden özür istedi.

Başbakan Erdoğan'ın iki gün önce bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalardan bana ilginç gelenleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bir konu kamuoyu tarafından dillendirilmeye başlayınca 'o iş' eninde sonunda gerçekleşir. Biz öğrenci iken hiç hayal etmediğimiz bir laf dolaşırdı ortada. Gerçekleşeceğini hiç umut etmezdik.

Dün TBMM'de siyasi partilerin grupları vardı. AK Parti grubunda kamuoyuna ve grubuna seslenen Başbakan Erdoğan; "Biz 2002 öncesinde yaşanan acı hadiseleri çok iyi biliyoruz. Ancak biz AK Parti'yi bir milat olarak görüyor, bunun bir dönüm noktası olduğunu açık, net şekilde ortaya koyuyoruz" dedi. Gerçekten 2002 yılı yıllarca yaşanmış acılar için bir milat olmuştur.

Terör nedeni ile ocağına ateş düşen insanlar bile artık bu belanın bitmesini istiyorlar.

Paris'teki cinayetlerin İmralı sürecini sabote etmemesi için herkes çağrı yapıyor, uyarıyor.

Dün AK Parti grubuna hitaben yaptığı konuşmada Sayın Başbakan barış umutlarımızı biraz daha güçlendiren çok önemli mesajlar verdi. Anaların gözyaşlarını dindirmek adına meşru yollardan hukuk içinde kalarak bütün yöntemleri kullanacaklarının altını çizdi. Başbakanın "Birileri sadece Türkleri, birileri sadece Kürtleri seviyor olabilir.

Silahların bırakılmasını, akan kanın durmasını herkes çok istiyor gibi gözüküyor. İyimser olmak, umut taşımak iyi bir şey ama biraz da gerçekçi olmak ve milleti yüksek bir beklenti içerisine de sokmamak lazım.