Ömer Faruk Ünal

Bu MHK tarihi bir fırsat yakalamıştı. Başta federasyon olmak üzere Kulüpler Birliği tam destek verdi. Türk hakemliği için bir dönüm noktasıydı. Avrupa'ya hatta dünyaya Türk hakemliği "sahadaki otoritesiyle" damga vuracaktı.

22. hafta sezonun en sönük haftası... Liderle 5'inci arasında 5 puan var, yani 5'i de yarışa ortak

MHK, İstanbul'da hakemlerle yaptığı son aylık değerlendirme toplantısında, kulüplerden ve medyadaki bazı yorumculardan gelen tepkiler üzerine "Daha az kart gösterin" demiştir.

Ligde böyle bir hafta yok! Bomba, federasyonu suçlayan G.Saray'ın elinde patladı

Sivas-Eskişehir maçında futbol adına iyi şeyler göremedik. Lidere yakışan bir oyun olmadı.

Geçen hafta hakem camiasından "önemli bir isim" telefon açtı. Soruyu kendisi soruyor, kendisi cevaplıyordu. Bazı soruları da bana cevaplattırmaya çalışıyordu.

Çarşamba günü milli maç için İzmir'deydim. Kendisi için çok ağır yazılar yazıp hatta mahkemelik olduğum Mevlüt Güzel'i ziyaret ettim.

Fildişi her ne kadar bir Afrika takımı olsa da her bir oyuncusu Avrupa liglerinin gediklisi. Sevilla'sından Chelsea'sine... İzmir seyircisi bizim takımı yalnız bırakmamıştı. Rakip dersen bir marka... Bol yağmur bol rüzgar...

Kaybedince bağırıyorsunuz, "Federasyon, MHK, hakem..." İyi de bu Federasyon ve bu MHK ile şampiyon olmadınız mı?

Kimse görmek istemiyor, bari biz hakkı teslim edelim. Bu çocuk 3 büyüklerde oynasaydı, şu anda Milli Takım'daydı. Bu altın parçası, 1 Kasım 1980 doğumlu. 2000 yılında ilk defa Samsunspor'da profesyonel oldu.

Yer: Ankara. Tarih: 15 gün kadar önce. TFFHGD Genel Başkanı Sayın Selçuk Dereli, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'ten görüşmek için randevu alır. Aynı zamanda kendisi de bir Milli Eğitim mensubu olduğu için Bakana "nezaket ziyareti" yapacağı umulur.

urkcell Süper Lig'in 18. haftası, 1. haftadan kopya çekti! Hemen her şey aynı...

Kayseri'nin önemli eksikleri vardı. Sezon başından beri hiç bir arada oynamamış bir savunma ile çıktılar. Buna rağmen gol yemediler.

Hiçbir dönemde hakemlere ve MHK'ya bu denli bir destek verilmemişti. Kulüpler Birliği ve Federasyon her fırsatta desteğini hissettiriyor. Hakemlerden kuralların uygulanmasını istiyor. Bu şans değerlendirilmezse yazık olur. Hakemler yorumcularının ağzına değil, MHK'nın ağzına bakmalı. Ama MHK da yorumcuların ağzına bakacak olursa, işte o çok tehlikeli.

Kamuoyu ikiye bölündü; kim hakem Erdinç Sezertam'ın, kimi Ümit Karan'ın yanında

İlk yarının özellikle son haftaları hakemler ve MHK açısından başarısız geçti. Buna rağmen MHK'ya ve Federasyona geniş bir hoşgörü ve kredi var.

Herkes, hakem camiasındaki çekişmelerden veya kavgadan şikâyetçi. Meseleyi uzaktan takip edenler ile gazeteci kesiminin bu kavgada atladığı çok önemli bir ayrıntı var. Hakemlik, gözlemcilik, MHK ve GTK üyeliği Türkiye'de artık çok önemli bir kazanç kapısı olmuştur.

Antalya'da Yusuf Namoğlu ile uzun bir sohbet imkânı bulduk. Sanıyorum "mentor" olduğu için seminere davet edilmişti. Çok dolu ve derinliği olan bir duayen. Mühendis, belediye başkanı, milletvekili, işadamı, FIFA gözlemcisi... bütün bu kimliklerinin yanı sıra Hakem Derneği'nin kurucusu ve ilk genel başkanı.

Hakem camiasını uzun süredir çok yakından takip eden biri olarak bazen yoruluyorum. Herkes herkesten şikâyetçi. Çok keskin düşmanlıklar var.

Geçen cu­ma gü­nü İs­tan­bul'da ye­ni­len ye­me­ği bi­raz ana­liz ede­lim. Bu ye­me­ği es­ki MHK üye­si Sa­yın Ta­ner Yal­çın­dağ ter­tip­le­miş. Ni­te­kim, he­sa­bı da ken­di­si öde­miş. Ya­ni Sa­yın Ha­luk Ulu­soy bu­ra­da ev sa­hi­bi de­ğil, mi­sa­fir. Sa­yın Yal­çın­dağ, haf­ta­lar­dır es­ki ar­ka­daş­la­rı­nı bir ara­ya ge­tir­mek is­ti­yor­muş. Bu ta­rih, te­sa­dü­fen ha­kem­le­rin ha­ta­la­rı­nın art­tı­ğı gün­le­re rast­la­mış. Bi­linç­li bir or­ga­ni­zas­yon de­ğil.