Ömer Söztutan

* Şehitler ölmez, Ata - Sinem aşkı bölünmez... * Stüdyoya gelin bakmaya giderken, evdeki damattan olmak... * Kamerayı görmeden kefenleri sıvama...

Tatilden döndüğünden beri daha bir ilgi ile okuyorum ama dikkatimi bir şey çekti... Artık eskisi gibi Fenerbahçe'ye taş atmıyorsun... Bak inan bu hemşehrine sen Fenerbahçe'ye takılmadığında köşende büyük eksiklik oluyor...

&gt2; İçkisine ilaç atılan sanatçıya tecavüz edilir... &gt2; Hırs, para ve şöhret düşkünü genç alkol komasında ölür... &gt2; Genç kız, parası için evli bir adama kaçar... &gt2; Parçalanmış aileler gündemin birinci maddesi olur... &gt2; Aldatma ve ihanet, çocukları ortada bırakır... Hepsini bir dram, bir komedi, bir aksiyon filmi gibi izler, geçeriz... Bu suça ortak mıyız, sormayız... İstediğimiz için mi, bunlar bize sunulur bilmeyiz... Birileri çıkar, "Hepimiz suçluyuz" der, anlamayız... Aslında ölen bir genç değil, gençliktir, aldırmayız...

(*Melek Zümbülgil'in 50-60-70'li yıllara nostalji yaşatacak yazısı; "Nasıl oldu da hayatta kalmayı başardın?..."

İlan servisinden Aziz; Milan-F.Bahçe maçını seyrederken birden televizyonun görüntüsü gitmiş... Neyse kumanda ile kanalı bulmuş ve izlemeye devam etmiş... Maçta F.Bahçe'nin ezici üstünlüğünü görmüş... Atak üstüne atak geliştirdikçe koltuktan zıplıyormuş... Yaklaşık 15 dakika sonra görmüş ki; TRT-3 F.Bahçe-A.Gücü arasındaki eski bir maçı yayınlıyor...

Belki, mutluluk kapısı kapandığında, başkası açılıyordur, fakat böyle zamanlarda kapanan kapıya öyle uzun bakarız ki, bizim için açılan diğer kapıyı görmeyiz bile...

Göksel, arkadaşı ile lüks bir restorana yemek yemeye gitmiş... Son derece kibar bir şekilde arkadaşını sandalyesine oturtmuş ve yerine geçmiş... Lokantanın fonda çalan klasik müziği eşliğinde garsonu çağırmış; "-Bize fikstürü verir misin?...

40 köşe yazarının gündemine 49 kez Hülya Avşar girmiş... 29 farklı gazetede yazan 40 köşe yazarı, toplam 49 defa Hülya Avşar'ı yazmışlar...

Siz izin vermedikçe; hiç kimse mutlu olmanıza ve elinizden gelenin en iyisini yapmanıza engel olamaz... Unutmayın ki; bir anın öfkesini bastırabilen bir insan, problemli bir günün önüne geçmiş olur...

İspanya'nın güneyinde Estopana isimli küçük bir kasabada büyüdüm... Onaltı yaşındayken bir sabah babam benden kendisini araba ile 30 kilometre uzaktaki bir köye götürmemi istedi...

&gt2; İlk buluşmamızdan sonra telefonlarıma cevap verdiğin için teşekkürler... &gt2; Büroma, birlikte mükemmel bir hayat vâdeden şiirler faksladığın için teşekkürler...

Birkaç değişiklik var ama en sevindiğim çerçeve yazılarının dönmesi oldu... "Az uyku kadın kalbine zararlıymış" esprisini annem anlamadı, sana övgüler diziyor... Ailecek çok güldük, teşekkür ederiz... (...M.Emin Arvas)

&gt2; Yediğiniz fındık veya cevizin sonuncusu genelde çürük çıkar mı?... X Danimarka maçını seyrederken Hakan'ın gol atmasını isteyip, bir yandan da "Şükür kavuşturana" gibi başlıklar düşünür müsünüz?...

(Arkamı Döner Giderim - Abdullah Gül Version...) Artık tavizler veremem Yakında çıkar giderim Hesabım kalsın mahşere Elimi yıkar giderim...

Bob Fenster'in kaleme aldığı "Salaklığın Tarihi" kitabından trajikomik bir örnek: "Gömleğindeki lekeyi çıkarmak için çamaşır makinesine bir bardak benzin koyan adam, evini havaya uçurdu." Diğerlerini aşağıda ayrıntılarıyla birlikte okuyabilirsiniz

Küçük bir çocuk annesinin doğum gününde bir ev resmi yapmaya karar vermişti... Küçük zihninde ev çoktan boyanmıştı bile; en küçük ayrıntısına kadar nasıl olacağını biliyordu... Geriye sadece kağıda dökmek kalmıştı...

Rus askerleri dağda bir mağarayı kuşatmış... Mağaradan bir ses gelmiş: "-Bir Çeçen 10 Rus'un hakkından gelir..."

Turizmin bu boyutunu hiç düşünmemiştim... Biz Türkiye'ye 20 milyon turist geliyor diye sevinirken, iş adamı Saffet Ulusoy'un verdiği rakamlar kafamı karıştırdı...

"-Sergen bu kiloda kalırsa takımda yer bulamaz..." (Rıza Çalımbay - Çok şey isteyince...)

Gazetenizi son bir aydır hemen hemen her gün okuyorum... Yazılarınızı çok beğeniyorum... Hiçbir gazeteyi bu kadar merakla okumamıştım, her gün kapıda dört gözle bekliyorum...