Kaydet
a- | +A

Kültürel yapı bozukluğu terimi, genellikle antropoloji ve sosyoloji alanlarında kullanılır ve toplumların, grupların veya bireylerin kültürel normlara, değerlere ve davranışlara uymama durumunu ifade eder. Bu, bazen de bir toplumun geleneklerine veya kurallarına aykırı davranışlar sergilemek anlamına gelebilir. Kültürel yapı bozukluğu, farklı kültürler arasındaki etkileşimlerde veya bireylerin kendi kültürel çerçevelerini aşma çabalarında ortaya çıkabilir. Bu terim, kültürel çeşitliliği anlamak ve analiz etmek için kullanılır ve genellikle nötr bir şekilde tanımlanır.

Günümüzde birçok kültürel yapı bozulmuştur ve toplum üzerinde etkilerini göstermektedir. Örf ve adetler ülkemizin birçoğunda etkisini kaybetmiştir. Aileler arası iletişim kopukluğunun hat safhada olduğu gözlemlenmektedir. Teknolojik gelişmeler ile birçok düzende değişiklikler ortaya çıkmasıyla sekteye uğrayan örf ve adetler birçok kesimde tahrip olmaktadır.

Teknoloji bağımlılığı her geçen gün artmaya devam ederken sonu olmayan bir boşlukta savrulan toplumumuz da örf ve âdetleri bir kenara bırakmış durumdadır. Aile içi saygı ve sevgi zedelenmiş birlik beraberliğimize sekte vurmuştur. Gerçek hayatın yerini alan sosyal medya bağımlılığı eskiyi unutturmuş hayatımızın ve zamanımızın geri kalanını telefon bağımlılığı ile kuşatmıştır.

Aileler olarak kontrol altında tutamadığımız gençlerimiz gerçek hayattan habersiz olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu etkilerin sonucunda yanlış örnek teşkil eden fenomen yapı her geçen gün artmaya devam etmekte kolay para kazanma yolunda ilerleme teşkil eden bazı kesimleri kendine model olarak kabul eden birçok gencimiz her geçen gün farkında olmadan bataklığa saplanmaktadır. Aileler olarak bize düşen görev evlatlarımızın elinden tutup örf ve âdetlerimizi onlara yaşatmaya çalışmaktır.

     Barış Aydın-Zonguldak

ŞİİR

     Köyden ayrılık

Dedem ile geçirdim, çocukluk günlerini

Ezberletirdi bana, namaz surelerini

Anlatırdı devamlı fıkıh bilgilerini

Nasihat ediyordu, dinlerdim sözlerini

Yaz mevsimi gelince, güller açardı bağda

Keklikler ötüyordu, sürü hâlinde dağda

Kuzuları otlatmak benim işim çayırda

Ata binerdim bazen, seğirtirdim yollarda

Yoncaları biçerken, elde sallanır tırpan

Sebze yetiştirilir, çapa yapılır bostan

Buğday ekimi için, tarlada kara saban

O zamanki köylüler, olurdu çok çalışkan

Amcam hayatta iken, giderdik köyümüze

Sıla-i rahm yapardık benzerdik özümüze

Huzur gelirdi sanki, hüzünlü gönlümüze

Uzun geçen yolculuk, görünmez gözümüze

Ağaçlar kurumasın diye çok emek verdim

Sözde vârisler vardı, yardımları beklerdim

Menfaat olmasa da ilgilenmek isterdim

Ecdadın diyarına, vefakârlıktı derdim

Babadan kalan evi, mahvetti birileri

Nerede kaldı acep, insanlığın değeri

Ayrı kaldım bu köyden, bulunmaz sözün eri

En son kalan hatıra, annemin mezar yeri.

     Mahmud Sağırlı/Laleli Köyü-Refahiye

UNUTULMAZ KELİMELER

İTTİHAT: Aynı düşünce etrafında toplanma.

İHATA: 1. Kuşatma. 2. Kavrayış, anlayış.

İMTİHAN: 1. Sınav. 2. Güç, direnme, dayanışma gerektiren, sonucunda deneyim kazandıran zor bir durum.

İMTİNA: Çekinme.

İHATA: 1. Kuşatma. 2. Kavrayış, anlayış

İMALAT: 1. Ham madde işlenerek yapılan her türlü mal. 2. İşlenerek yapılan üretim.

AKABİNDE: Arkasından, hemen arkadan, ardından, hemen ardından.

SUKUT: Düşme.

SUBUT: Gerçekleşme, şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkma.

MÜKERRER: Tekrarlı.

MÜREKKEP: 1. İki veya daha fazla şeyin karışmasından oluşan, birden çok ögeden veya parçadan oluşan, sade ve düz olmayan; bileşik. 2. Kimyada bileşik. 3. -den oluşmuş.

ÖNE ÇIKANLAR