Sinemada bu hafta | Beyazperdede oyun havası!

Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Sinemada bu hafta | Beyazperdede oyun havası!
Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Yapımcıların iştahını kabartan popüler video oyunlarından adapte edilen filmler, son yıllarda çok rağbet görüyor. Oyun adaptasyonları arasında “Süper Mario Kardeşler Filmi” gibi yılın en çok seyredilenleri arasına giren eserler de var. Bu hafta ise aykırı karakterleriyle dikkat çeken “Borderlands” vizyonda.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Malum eskiden bir film popüler olunca video oyunu hazırlanıp piyasaya sürülürdü. 1990’larla birlikte bu durum değişti. Super Mario gibi sevilen oyunlar sinemaya taşınmaya başladı. Zamanla görüntü yönetimi noktasında oyunlar ile beyazperde arasında “alışveriş” de yaşandı.

Bazı oyunlarda sinemanın çekim tekniklerinden ilham alındı; filmlerde ise oyunların görsel efektleri kullanılmaya başlandı. Şimdilerde bazı yapımlarda tıpkı video oyunlarında olduğu gibi seyircinin tercihine göre alternatif sonlar yaşanabiliyor. Önümüzdeki yıllarda bu interaktif filmlerin sayısının çoğalacağı düşünülüyor. İki saha giderek birbirine daha çok yaklaşıyor.

Video oyunlarından sinemaya adapte edilen eserlerin popülerliğinde de son yıllarda artış var. 2020’den itibaren “Kirpi Sonic”in iki filminin yanı sıra “Canavar Avcısı”, “Resident Evil: Raccoon Şehri”, “Mortal Kombat”, “Uncharted”, “Süper Mario Kardeşler Filmi”, “Gran Turismo” ve daha başka oyun adaptasyonlarını seyrettik.

SUPER MARIO’NUN GİŞE BAŞARISI

Bu eserler arasındaki “Süper Mario Kardeşler Filmi” 1 milyar 361 milyon dolarlık toplam gişe hasılatıyla geçen senenin en çok kazanan ikinci sinema yapımı oldu. “Kirpi Sonic 2” ise bütün dünyada yaklaşık 405 milyon dolar hasılat elde etti. Evet, oyun dünyasının fi lm yapımcıları için iştah kabartıcı olduğu açık. Zira video oyunlarının tıpkı bir seri filmin yeni halkası gibi tanınmış karakterleri ve hazır bir hayran toplulukları var. Ancak hikâye sıkıntısı çeken popüler sinemanın ve Hollywood’un “oyuna” geldiği de vaki! Sanki her oyun sinemanın dünyasına uygun değil… Oyun adaptasyonlarından hayal kırıklığı yaşatanlar da az değil! Bazı “propagandist” oyun adaptasyonlarının beyazperdede uç fikirlere zemin olduğu da bir hakikat.

PANDORA’NIN KUTUSU AÇILIYOR

Bu rüzgâr devam ederken bu hafta “oyundan sinemaya” listesine yeni bir film ilave oluyor. İlk sürümü 2009’da ortaya çıkan ve daha evvel romanı da yazılan popüler aksiyon oyunu “Borderlands” beyazperdede! “Soysuzlar Çetesi” gibi filmlerdeki oyunculuklarıyla da tanıdığımız Eli Roth’un yönetmen koltuğunda oturduğu eserde bir kurtarma vazifesi için Pandora gezegeninin kapıları aralanıyor. Eserde, Cate Blanchett, Kevin Hart, Jamie Lee Curtis ve Jack Black gibi oyuncular -Hollywood’daki rüzgâra uygun- aykırı karakterlerle karşımıza çıkıyor. Filmde, kötü şöhretli ödül avcısı Lilith, Atlas’ın benzersiz bir gücün anahtarına sahip kayıp kızını kurtarma görevi için kendi gezegeni Pandora’ya geri dönüyor.

Çılgın görselliğiyle dikkat çeken “Borderlands” hikâyesiyle bekleneni vermiyor. Eserin oyun adaptasyonları arasında nasıl bir yere yerleşeceğini ise önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Yönetmen: Eli Roth
Tür: Aksiyon, Macera
Ülke: ABD

Sinemada bu hafta | Beyazperdede oyun havası! - 1. Resim

İKİ OYUNCULU BİR FİLM: 'DADDİO'
SARI TAKSİDE TİYATRO!

Uçak seyahatinden dönen Girlie adlı bir kadın New York’taki havalimanında tesadüfen taksiye atlıyor. Radyoda ise “Hiç uyumayan şehrin büyüsünü hissedin” sözü yankılanıyor. Girlie bir yandan telefondaki tanımadığımız şahsiyetle yazışırken adı Clark olan ama kendisini Vinny gibi hissettiğini söyleyen taksici tarafından muhabbete çekiliyor.

Taksici Clark, geniş hayat tecrübesiyle onu yakalayıp âdeta bir psikolog gibi tahlil etmeye başlıyor.

TAKSİCİ YAKINMASI

Aslında Türkiye’dekilere benzer dertleri olan bir taksici var karşımızda; aplikasyonlardan yakınıyor, nakit paranın ortadan kalkmasına kızıyor ve kısa mesafeden şikâyet ediyor. Fakat dijitalleşme gibi mevzular hakkında büyük ve kesin fikirleri var. Konu konuyu açarken Girlie’nin biraz acılı, biraz da kirli dünyası ortaya dökülmeye başlıyor. Aynı şey taksici için de geçerli… Nihayetinde hüzünlü bir “resim” ortaya çıkıyor. Christy Hall’un yönetmenliğini üstlendiği “New York’ta Bir Gece” (Daddio) Dakota Johnson ve Sean Penn’in buluştuğu böyle tiyatro oyunu gibi bir film… (Zaten en başında bir sahne oyunu olarak kaleme alınmış) Taksinin içinde geçen ve neredeyse iki oyuncundan müteşekkil eser, tamamen diyaloglar üzerine kurulu. Dişe dokunur bir hikâye yerine bir adam ve kadının anlattıkları öne çıkarılarak duygusal ve minimalist bir eser meyana getirilmeye çalışılıyor.

İSTANBUL TRAFİĞİ GİBİ

Gecenin yarısında geçen yolculuk, mantığı zorlayan hadiselerle uzatılıyor. Ziyadesiyle geveze film, önce seyircilerin karakterleri keyifle keşfetmesine imkân tanıyor. Ancak bir noktadan sonra -tıpkı İstanbul’un akşam trafiğinde taksiye binmişsiniz gibi- sizi sıkmaya başlıyor. Öte yandan eserde uç fi kirlere ince bir şekilde alan açılıyor. Seyirciyi zinde tutmak için “kullanılan” rahatsız edici sahne ve diyaloglar ise tam tersi bir tesir yapıyor! Sathi senaryoya rağmen filmdeki oyunculuk performansları ustalıklı. Arabalara merakıyla bilinen usta oyuncu Sean Penn de taksici rolüyle bütünleşmiş görünüyor. Bütün bunların zaman zaman çekilir kıldığı “New York’ta Bir Gece” sıra dışı ama -herkese hitap etmeyen bir eser oluyor.

Yönetmen: Christy Hall
Tür: Dram
Ülke: ABD

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

  • “Sonsuza Kadar Kaçamazsın”
  • “Asansör Oyunu”
  • “Kaptan Pengu ve Arkadaşları 4: Buzuldaki Sır”
  • “İnziva”
  • “El Fecr”

Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...