Bekir Boran

Lige kötü başlayan Trabzonspor, Ziya Doğan'la tam rayına otururken, ne olduğunu kimsenin anlayamadığı boşluğa düştü. 4 haftadır üst üste yaşanan puan kayıpları ve gol atamama hastalığı Sivas da son bulacak mıydı?

Yoğun bir haftayı daha geride bıraktık... 2007'ye doğru gidiyoruz. Ecevit'i, Ecevit diye yakışır bir törenle uğurladık. Önceden alınmış bazı kararlar, tarihler aynı günle çatıştı. Yazıldı, çizildi, alınanlar, kırılanlar olduysa da şükür kazasız, belasız atlattık. Hayat devam ediyor...

İster sağcı ve ister solcu, ister Fenerbahçeli, ister Galatasaraylı, ister Edirneli ister Karslı ol, ne olursan ol. Hepimizi çok üzdün Bülent ECEVİT. Öleceğini bekliyorduk, dünya ile ilişkini aylar önce kesmiştin. Demek ki vakit gelmiş. Ruhun şad olsun KARAOĞLAN.

Geçtiğimiz hafta kendi seyircisi önünde puan alamayan Trabzonspor, Sakarya deplasmanına moral bozukluğu ile çıktı. Ziya Doğan'ı da tesiri altına alan bu durum sahaya sürdüğü 11'den belli oldu.

Bu hafta sözü futboldan açarak biraz derinlere gidelim dedim. Meşin yuvarlak sanki "İğneli fıçı." Herkes vuruyor hem de özel yapılmış ayakkabılarla dövüyoruz. Dünya küresine bakıyoruz, o da top gibi.

Zirveden kopmamak için mücadele eden Trabzonspor, yine bir pazartesi akşamını taraftarları ile Avni Aker'de buluştu. Rakip komşu Çaykur Rizetakımı.

İş hayatına atıldığımız günden beri, en mutlu olduğumuz Bayram tatilleridir. Rahmetli büyüklerim tutturdular "Bizim oğlan memur olmasın" diye. Peki, ne olacak, "dükkân mı açacak?" Eskiler öyle derlerdi.

Ligde zig zag çizerek zirveye çıkmak isteyen Trabzonspor, Ankara deplasmanında 3 puanı bırakıp lider Vestel Manisa'ya Fortis Türkiye Kupası maçına gitti. İki başarılı teknik adamımız Ziya Doğan ve Ersun Yanal, takımlarına oynattıkları futbolla ne kadar övülseler az.

Hakemin başlama düdüğünü çalmasından 20 saniye sonra Trabzonspor gol yiyor. Ve bu gol Trabzonspor'un tarihinde kalesinde gördüğü en erken gol olarak da kayıtlara geçiyor.

Bugün yerli-yabancı kavgasının içine dalacağım. Kimse darılmasın, gücenmesin. Yabancı sevdamız bizi bizden alıp gidiyor. Önce sokaklardan, caddelerden, bulvarlardan başlayalım. Kırk yıllık otel oldu "hotel", lokantamız oldu "restaurant", berberimiz ise "kuaför" ve saymakla bitmeyen ışıklı panolar...

Trabzonspor kendi sahasında puan kaybetmek istemiyor. Ama bordo-mavililere gönülden bağlı, onlara destek verecek muhteşem taraftar nerede?...

Siz hiç kendinizi iftar sofrasına davet ettirdiniz mi bilmem ama ben o işi yaptım. Yıllardır mübarek ramazan ayında, özellikle ilk haftalar iftar saatini evimizin sofrasında bekleriz.

Bir yarışmadır gidiyor. Zaten hayat mücadelesi verirken yarış atı gibi koşturup duruyoruz. Bir bakıyorsunuz nüfus cüzdanınızdaki eski resim bile yarıştan yorulmuş, yeni halimize gülüp geçiyor.

Bizler için ne rahat bir maç. Günlerden pazartesi. Diğer maçlar oynanmış, puanlar paylaşılmış. İstanbul takımları sevinemeden haftayı kapatmışlar. Onlar birbirlerini yerken Vestel Manisa arayı açıyor ve doludizgin yol almış gidiyor...

Avrupa yine futbolla dolu bir gün yaşadı. Statlarda seyirciler takımlarını bol bol alkışladı. Peki Trabzonspor'un çok mu hatası vardı ki, ilk maçını seyircisiz oynattınız?

Geçtiğimiz haftanın derbi karşılaşması Trabzonspor - Galatasaray maçı için Trabzon'a uçtum. Uzun bir zaman olmuştu Karadeniz İncisi Tarbzon'u görmeyeli.

Ramazan öncesi Trabzonspor -G.Saray derbisini seyretmek inanın çok zevk verdi. Avni Aker'de 10 yıldır yenemediği G.Saray'ı yakalayan Trabzonspor, karşılaşmanın ilk yarısında kelimenin tam manasıyla bir harikaydı. Futbol resitali yaptı. İlk yarı dedim. İlk 30 dakikasında desek yerinde olur. İki gol öyle güzel hazırlık ürünüydü ki, futbol ders kitaplarında mutlaka örneği vardır.

Kimi sever kimi sevmez, beni de hiç ilgilendirmez. Attılar tuttular Fenerbahçe' ye yakıştıramadılar. Yok, efendim onun sayesinde taraftar kaybetti diyenler oldu. Dilin kemiği yok ya, ağzı olan konuştu. Müsaade buyurun, biraz da biz konuşalım.

UEFA'nın acımasızca verdiği cezası sonrası Trabzonspor seyircisiz oynadı. İnanmıyorum bu Trabzon, Beşiktaş'ı yenen Trabzon değil. Bir parantez açıyorum. Bu yorumum ilk yarı için. Oyun düzeni bozulmuş, canlılık gitmiş sanki herşeyini kaybetmiş gibi sahaya dolaşan 11 adam. Ne arıyor kimse bilmiyor...

Tarzım olmayan bir yazı olacak ama ne yapalım, "Lafı gediğine koydum diye" bir tabir vardır. Benimki de öyle oldu. Baksanıza elin oğlu koskoca Genelkurmay için ne dedi; "Kodu mu oturtacaksın!" Konumuz, Trabzonspor'a büyük ümitlerle getirilen Lazaroni olacak...