Kemal Belgin

Ne hâldeyiz bakınız! TTB yani Türk Tabipler Birliği Başkanı bir kadın, önce kadın mı, erkek mi anlayamamıştım, tuttu bizim ordunun kimyasal silah kullandığından yakındı... Vay be! Doktora bak! Siz kafanızı hainlerin düşünce yoluna bırakmayın ve işinize bakın...

Bu haftanın sonuna kalan bu maçı kime sorsanız ‘favori olamaz’ derdi. Ev sahibi Hatayspor, yeni hocası Volkan Demirel’le bir kıpırdanma sergilemişti. Ona karşılık Beşiktaş hâlâ Valerien Ismail ile ne olacağı kestirilemeyen bir takım hâlindeydi. Ama futbol öyle bir oyun ki hani halk arasında bir deyim vardır ‘cilvesi çok’ diye, aynen öyledir.

Böylesi peşin önem taşıyan maçlarda tabii ki gündüz vakti hep sorarlar “Sence ne olur” diye. Ben de cevap olarak “Bir 10 dakika seyretmeden bir değerlendirme yapmam” derim.

Bizim gazetenin geçtiğimiz perşembe günkü sayısında kalın başlıklı bir haber vardı. Haberde Galatasaray Başkanı’nın, tabii ki yönetimi ile beraber, “Bize yardım etmelisiniz” çağrısı vardı üyelere...

F.Bahçe, kâğıt üzerinde zorlu bir deplasman olarak gösterilen Ankaragücü’nü hemen hemen pozisyona girmeden iki enstantane golle mağlup etti. 

Okan Hoca hafta içinde Türkiye Süper Ligi’nde üç yerli şartının zorunlu olduğu kuralına karşı çıkmış, bunun bir an önce değiştirilmesi konusunda görüş belirtmişti.

Başlığı açalım... Bizim Avrupa Kupaları temsilcileri bu defa dört maçta ancak 4 puan toplayabildi. Ancak bir önceki hafta bu rakam 10 idi... Demek ki zarar etmişiz.

Fenerbahçe ile Fatih Karagümrük’ün oynayacağı maç öncesi futbolla yakından ilgilenen kime sorsanız ‘Mücadele belki zorlu geçer ancak sarı lacivertliler kazanır’ derdi.

Bayılırım bu başlığa... Yani neler neler beklerken bir bakarsınız hiç bir şey yok... İşte bizim Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi de böyle geçti. Futbol yok... Pozisyonlar hep kazara... Teknik adamlardan Beşiktaş tarafındaki devamlı yerden yere atıyor kendini...

Lüksemburg ile hem de kendi evimizde, 3-3 berabere kaldık. Hem de üç defa geriden gelerek... Bunu boşvermeliyiz! TRT ekranlarından hafta içi öğlene doğru yapılan malum programın baş aktörü böyle dedi.

Var olun, sağ olun! Bizim şu andaki Avrupa Kupaları temsilcilerimiz son maçlardan 3'ünü kazanıp birinde de berabere kaldı. Bu durum ülke puanını müthiş bir şekilde olumlu etkiler.

Ankara'daki maç sonunda meydana gelen olaylar sırasında arabuluculuk, yatıştırma işlerine soyunan Beşiktaşlı futbolcu ne yazık ki kırmızı kart görmüş. Ben atlamışım... Sonra da baktım ki, otomatik olarak bir maç ceza... Yahu ayıp be! Ben ne cezaların paslandığını bilirim bu ülkede... Adam şimdi ağladı. Ve ‘Sene sonunda ben giderim’ dedi. Cezayı verip de geri almayanlar utanıyor mu acaba?

Ekran karşısındayım... Ertesi gün de elimde gazete... Habere bakınız; kulüplerin isteği, daha doğrusu baskısı üzerine Rezerv Lig kaldırılmış... Peki neden kurdunuz ki? İki-üç hafta içinde her şey düzeldi demek ki... Bendeniz zaten kurulmasına karşı idim... Sonuç mu? Biz futbolda daha ne kadar gerileyeceğiz acaba?

Efendim Fenerbahçe’nin çok ünlü (!) hocası Jesus, TFF’nin iki yıldan bu yana uyguladığı 8 artı 3 kuralına, güya çaktırmadan, dokunmuş.

Bizim yakınımız ve Fenerbahçe Kongre Üyesi, babası da öyle, sekiz yaşındaki kızını bir maça maskot çıkarmak istedi. Tabii olur demişler ve ıvır zıvırla birlikte bir zahmet 6 bin lira istemişler. Ayıp yahu!

UEFA’da bir zamanlar Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası vardı, sonraları adı hafif değişerek Şampiyonlar Ligi oldu. UEFA Kupası da, şimdilerde isimlerini bile pek bilmediğim çeşitli sahalara bölündü...

Savaş nedeniyle 8 aydır resmî maç yapamamış, bu sebeple de 6 yabancısı tüyen Dinamo Kiev, Fenerbahçe’yi eledi. Onca Portekizce konuşan oyuncusu bulunan, teknik direktörü de öyle olan Fenerbahçe, ilk maçta elde ettiği skoru da koruyamadı. Neyse...

Avrupa Kupalarının yenilerinden biri olan Konferans Ligi’nde temsilcilerimizden Konyaspor, seyircisiz maçta, on kişi kalmasına rağmen rakibini 3-0 yenerek turu cebe indirdi bence...

Başlıkta adı geçen TV kanalı abonesiyim. Ama ne yazık ki geçtiğimiz cumartesi ne Beşiktaş’ın ne de Galatasaray’ın maçlarını izleyebildim. Telefon üstüne telefon ettim ama bana yardımcı olamadılar. Dediler ki, “Güncelleme var...” bitmeyen biçimde... Neyse ilk fırsatta aboneliğimi sonlandıracağım. Zaten kimin ekranı be? Bunu nasıl yaptım ben?

Geçtiğimiz perşembe günü gazetemde bir haber... Mesut Özil, hani Ali Bey’in tonla para döküp ayağına kadar gidip ithal ettiği emekli... Birkaç bavulla uçmuş Almanya'ya... Zaten de kadro dışı kalmış...