Mustafa Selçuk

Yabancılar bizim ekonomiye bizden daha fazla güvenir oldular.

Gazetelere, TV'lere bakarsanız bu ülkenin en önemli meselesi "hangi general nereye atanacak"tan ibaret... Koskoca bir ülke "falan kuvvet komutanı ile filan ordu komutanının emekli mi olacağı, terfi mi edeceği" sorusuna sıkıştırılabilir mi?

"Ordumuzun teamüllerine siyasetin müdahale etmemesi lazım!"

Bu ülkenin nüfusu 73 milyon... 20 milyona yakın hane var.

Merkez Bankası uzun süredir ihracatçıların baskısına maruz kalmıştı.

Nasıl olacak peki? Bu kadar kesin konuştuğunuza göre bir bildiğiniz vardır elbet...

İSO'nın 500 büyük şirket raporunu okuyunca, aklıma başlıktaki cümle geldi.

Başkan Vedat Akgiray iki hafta önce "sığ hisselerde manipülasyona göz yummayacağız" dediğinde yer yerinden oynamıştı.

Ne güzel gidiyordu halbuki... Statüko devam ediyordu, sen de muhalifmiş gibi yapıyordun. Muhalif görünmek gerektiğinde 12 Eylül darbesine kızıyordun.

Bir sorun her gün tartışılır olmuşsa, onu yok sayamazsınız. Ertelersiniz, görmezden gelirsiniz, direnirsiniz ama o sorunla yüzleşmekten kaçınamazsınız. İhracat eksenli büyüme modelini benimsemiş Türkiye'de kur seviyesi, en azından bir kesim tarafından sürekli şikâyet konusu oluyorsa, bir sorun var demektir.

Geçenlerde bir üniversite hocasının konuşmasını dinledim radyoda...

Modern zamanlar "birey"i öne çıkarıyor.

Merkez Bankası'nın, ana görevi olan fiyat istikrarını sağlamakta gerçekten başarılı olduğuna dünkü yazımda değinmiştim.

Dünya iktisadi olarak muazzam bir alt-üst oluş yaşıyor.

Küresel krizden en büyük darbeyi Avrupa Birliği yedi. Daha doğrusu kriz, yaşlı ve hantal AB ekonomisinin üzerindeki örtüyü kaldırdı. Tam bir siyasi birlik olamayan AB'nin, ekonomik karar mekanizmalarını da oluşturamadığı ortaya çıktı.

CHP'deki Gandi balonunun havası söndü sönmesine ama, medyatik üflemeler devam ediyor hâlâ... Bizim Gandi Bey, askerî karakol ziyaretine gitti. Gerçi niyet, baskına uğrayan Gediktepe idi ama kısmet çatışma bölgesinde başka bir karakol imiş. Olsun...

Dün Ocak-Mart dönemi büyüme oranı açıklandı. Türkiye ekonomisi yüzde 11.7 büyüdü ilk 3 ayda... Binde 3 daha fazla büyüseydik, çeyrek rekorunu kıracaktık, olmadı. Lakin, Avrupa resesyonla boğuşurken, Amerika toparlanma hızını bir türlü artıramazken, Türkiye'nin yüzde 12'ye yakın bir büyüme göstermesi umut verici...

Krizin bir faydası olduysa, o da işsizlik gibi bir hayati meseleyi ekonominin birinci gündemi hâline getirmesi oldu. Halbuki dün de, 5 yıl önce de, 15 yıl önce de sorun idi işsizlik...

Zihinler karışık... Sadece zihinler de değil; hisler, düşünceler de karışık... Aslında muazzam bir alt-üst oluş yaşıyoruz.

Ülkeyi destabilize etme çalışmaları var gücüyle devam ediyor.