Sadık Söztutan

Sporla uğraştığım dönemde tanımıştım onu.

Fenerbahçe’nin yedek kulübesindeki on kişiye bir oyuncu daha ekleyip, şampiyonluk yarışına sokabilirsin.

Bu hafta, dünyanın en güzel manzaralı camisindeyiz.

Her hafta Anadolu’da “karnını doyuran” ekranların yemek ve seyahat programlarından biri… 

Öncelikle Beşiktaş taraftarı, kulüp tarihinde daha önce de yaşanmış zarif bir protestoya imza attı, sahaya sırtını dönerek. Müthiş bir taraftar iletişimi ve kusursuz bir uygulamaydı. 

Mahmut ağabeyin vefatının üzerinden üç ay, on gün kadar geçmiş, evdeki matem havası dağılmış, anne Mihriban, büyük kız Nagehan, ortanca oğul Orhan ve en küçük Yiğit, kendi hayatına dönmüştü.

Olur. Pendikspor’a 1, Adana Demirspor ve Trabzonspor’a 3 puan kaybedersen, olur. Fenerbahçe zirvede 21 puanla otururken, 10 puanda isen olur.

"Göz açtık, hayat... Göz kapattık, ölüm... Gerçekten de göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor ömür..."

Koca bir kırk beş dakika birkaç ciddi Kayseri ve birkaç cılız Beşiktaş atağı ile eridi gitti. Bir ateş lazımdı maça, o da ancak ikinci yarı başlarken tutuştu.

Beden Eğitimi öğretmeni, oturduğu beton tribünden, öğrencilerin toprak zemindeki futbol maçını izliyordu. 

Önce azıcık kadroları didikleyelim: Trabzonspor sağ bekinde 32 yaşındaki Larsen’in yerinde 21 yaşında, defalarca Alman genç millî takımlarında forma giymiş Mehmet Can var

Gülşen boy aynasının karşısında sağa sola dönerek eteğini bir iki yalancı dokunuşla düzeltir gibi yaptıktan sonra askıdaki pardösüsüne uzandı.  Ağrı’nın merkez köyü Çınarlık’tan şehre gidecekti.

Herr Stefan, Fatih Terim, Abdullah Avcı, Sergen Yalçın, Aykut Kocaman gibi Süper Lig şampiyonu hocalardan daha iyi bir teknik direktör olarak A Millî Takım’ın başına getirildin.

Bizim İsfendiyar’ı bilirsiniz. Pardon, nereden bileceksiniz! Şöyle tanıtayım: Yirmi yedi yaşında, esmer, Karslı, bekâr… Televizyon programlarına “dekor seyirci” ayarlıyor.

> Yıldız futbolcuya dayak atmak serbest mi? “Durdurun da nasıl durdurursanız durdurun” taktiği mi bu? Her maçta aynı manzara…

Komşu kadın çıkınca, adam sinirle nefes boşalttı:

Daha önce Avrupa’da en yüksek noktaya Şenol Güneş ile ulaşmış olan Beşiktaş, aynı hoca ile yeni yolculuğuna emin adımlarla devam ediyor.

Bir temmuz ikindisi, memleketim Kars Selim’den trene bindim. Erzurum Ilıca’daki okuluma, diplomamı almaya gidiyordum. 

Maç bitiyor diye yazıyı bitirdik. Bir güzel Beşiktaş övgüsü yaptık. Hop, bir penaltı ve her şey altüst… Üstelik gecenin yarısı… Spor yazarlığı zor meslek. 

Anadolu’nun “küçük” takımı, İstanbul’un bir “büyük” takımıyla lig maçına çıkmıştı.