Enver Seyidoğlu

Birçok TV kanalından çok çeşitli dizi, film, haber ve yapımlar geliyor ekrana günün her saâti... İstesek de istemesek de izliyoruz birçoğunu; çoluk-çocuk ve ailece...Tek bir odadan ya da ayrılarak; farklı odalardan ve tek başımıza. Aynı yuva içerisinde ama ayrı hânelerde paylaşıyoruz iletişimimizi; birbirimizden kopuk bir biçimde... Böylece ne mi oluşmaya başladı bir gün?..

aklaşık 12 yıl önce TRT'nin yayınladığı, Türkiye'nin en önde gelen spiker, sunucu ve program yapımcılarının da katıldığı "Türkçe, Spikerlik, Sunuculuk, Yayıncılık Nereye Gidiyor" içerikli "Açı" adlı bir Açık Oturuma bendeniz de davetliydim ve o zamanlar TRT kökenli bir spiker olarak TGRT'de ana haberleri sunuyordum. Özellikle TRT'nin yetiştirdiği ülkemizin en önde gelen spiker, programcı ve yayıncılarla birlikte dilimizi ve mesleğimizi tartışıyorduk seyirciler huzurunda... Bir ara konu, toplumun genelinde, günlük hayatında kullandığı kelime haznesinin sayısına geldi...Tespit, maalesef 500 kelime civarındaydı...

TV kanallarında izlediğimiz bütün yapımlar ve diziler, halkın arzu ve isteklerine göre mi gerçekleşiyor, yoksa patronların, yöneticilerin, yapımcıların ve yönetmenlerin isteklerine göre mi?!. Ne dersiniz?..

Sürekli eleştirip duruyorum TV kanallarını... Hiç mi aralarında doğru dürüst yayın yapanları yok? Elbet var. Bugün biraz da nitelikli yapım, yayın, haber ve dizi filmlerden söz edelim...

RTÜK Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı Tâlim ve Terbiye Kurulu yetkilileri medya okuryazarlığı dersinin öğrenciler üzerindeki etkilerini gözlemlemek amacıyla beş ildeki ilköğretim okullarını ziyaret ederek tespitlerde bulundular. Öğrencilerin çarpıcı açıklamaları şöyle:

Dünya kaynıyor!.. İnsanoğlu kaynattı!.. Çünkü 21. yüzyılda hâlâ savaş, kan, vahşet, gözyaşı ve ölüm var. Silahlanma, teknoloji, savaşlar ve bilimsel çalışmalar adına dünyanın dört bir tarafı -karası ve deniziyle- kirlendi.

TBMM gündeminde bulunan sigaranın zararlarının önlenmesine dair kanun teklifi medyaya önemli görevler yüklüyor.

Koskoca bir yıl daha geride kaldı. Mübarek Kurban Bayramının hatırından olsa gerek TV kanalları bu kez ölçüyü kaçırmayarak şarkılı-sözlü sıradan bir programcılık anlayışıyla yeni yıla girdi. 2007 tarihi, ülkemize ve yurdum insanına hayırlar ve güzellikler getirir inşallah!..

Evet saygıdeğer okurlarım; bir yılın daha sonuna gelmiş bulunuyor, 2006'ya böylelikle vedâ ediyoruz; yaşadığımız acı ve tatlı hâdiselerle... Üstelik eski yıla vedâ ederken, son gününde Mübarek Kurban Bayramını karşılayarak... Ne güzel bir tevâfuk ve ne mânidar bir başlangıçtır bu!...

Bu sene hem Mübarek Kurban Bayramı, hem de yılbaşı aynı günlere denk geldi... Her iki anlamlı zaman, önümüzdeki bir sonraki pazar günü bir araya gelerek buluşacak. Hakikatte her şey denk geldiğine ve hiçbir şey tesadüf olmadığına göre 31 Aralık Pazar gününün anlamını da çok farklı bir biçimde idrâk etmemiz gerekmiyor mu?!..

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Türkçe'yi güzel ve doğru kullanan yayıncılara ve programcılara ödül verecek. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Güzel ve Doğru Türkçe kullanımı Ödülleri;

Dünya cenneti olan ülkemizde ekonomik, sosyal, kültürel ve eğitime dayalı sorunların görev ve sorumlulukları elbette ki devletin, hükümetin ve meclisin yetkililerine aittir.

RTÜK, kadın programlarının nabzını tuttu, bu tür yapımların hedef kitlesine ulaştı, "Neden İzliyorsunuz?" diye sordu. Genel cevap: "Beğenmiyorum, faydalı bulmuyorum ama izliyorum."

Adına 'Milenyum' dediğimiz; ülkelerin birbirleriyle sosyoekonomik ve sosyokültürel alanda bütünleştiği bir yüzyılı yaşıyoruz. Böyle bir dünyaya artık büyük bir köy diyoruz ve bu köy giderek küçülüyor. 21. yüzyılın zaman tüketicileri ve yönlendiricileri tarihe sürekli etiket yapıştırıyo

TÜK'ün geçen haftadan îtibâren sunduğu web sayfası www.rtukcocuk.org.tr adresinden "Arkadaşım Televizyon" bölümündeki "Ben Kanal Sahibi Olsam" köşesine katılan bir çocuğumuzun ibret verici sözlerini sizlerle paylaşmak istiyorum bugün de:

Ülkemizde günde ortalama üç saât TV izleyen çocukların eleştirel izleyiciler olarak yetişmeleri ve programları seçerek izlemeleri için Akıllı İşaretler ve Medya Okuryazarlığı Projelerini hayata geçiren RTÜK, bu kez de çocukların TVprogramlarıyla ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirebilecekleri bir web sayfası hazırladı.

Bir gazetede, "Dün ölmüş olsaydım, bu haberi okuyamayacaktım. Ne iyi olacaktı" diyen bir okur ne kadar da haklı!... Bu cümle, Türkiye'nin lânetlediği tecavüze tepkilerden sadece biri. Aslında, her türlü iletişim aracılığıyla; dile ve yazmaya engel olan "Mâlum" -bebek tecavüzü- haberi dün TV haberlerinden yayınlanınca hepimiz olağanüstü bir şok geçirdik!...

Televizyon kanallarından haber izlediğinizde neler hissediyorsunuz?... * İzlediğiniz haberlerin yüzde kaçı sizi olumsuz yönde etkiliyor?... * Bilgilendirme konusunda yüzde kaçı sizi tatmin ediyor?... * Haber merkezleri tarafsız ve gerçek habercilik anlayışına ne kadar uyuyor?... * Günün hangi saâtinde olursa olsun haber izlerken morâl ve motivasyonunuzda bir düşüş yaşıyor musunuz?...

RTÜK' ün talebi üzerine Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği tarafından hazırlanan rapora göre, aile, kadın ve şiddet eksenli programlar, çocuk ve gençlerin ruh sağlığını ve gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebiliyor.

TV kanalları için nihâyet güzel bir haber ve uygulama: RTÜK ile TV Yayıncıları Derneği, ulusal TV kanallarında "İzleyici Temsilciliği" uygulamasını başlatıyor.