M. Necati Özfatura

İsmi Abhazya olan ülkede Abhazlar (Abaza) maalesef azınlıktadır. 600 bin olan ülke nüfusunun yüzde 18'i Abaza'dır ve sayıları giderek azalmaktadır. Abhazya devlet yetkilileri tarafından, her ailenin en az 3 çocuğu olmalıdır ihtar ve tavsiyesini sık sık yapılmaktadır.

Rusya Millet Meclisi'nin (Duma) Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığını tanıması ile Doğu (Şanghay) arasında yeniden soğuk savaş rüzgârları esmeye başladı. Kafkasya giderek ısınmaktadır. Rusya'nın Abhazya ve Osetya'nın tanınmasından vazgeçmesi son derece zordur. Ancak iki ülkenin bağımsızlığını tanıyan çok az olur. Zaten Abhazya ve Osetya fiilen bağımsız idi. Gürcistan'ın savaş ve baskı yolunu takip etmesi hata idi. Böyle bir politika takip etmesi iki ülkeyi Rusya'nın kucağına attı. Zor ama varsayalım Gürcistan bu iki ülkenin bağımsızlığını tanıyarak Kuzey Kafkasya halklarının bir konfederasyon halinde birleşmesine öncülük etmiş olsaydı, Rusya bu bölgede dışlanırdı.

Günümüzde devletlerin gücünün ifadesi "ekonomik gücü"dür. Türkiye'nin en önemli meselesi işsizliği en asgariye hatta sıfıra indirmektir. Bu ise ekonomik güç, gelişme oranı, siyasi ve ekonomik istikrar ile doğru orantılıdır. (TÜİK)'e göre geçen yılın aynı dönemine göre istihdam 434 bin artışla 22 milyon 277 bine ulaşmıştır. Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu tarafından Bitlis'te düzenlenen "Genç İşadamları Soruyor" adlı toplantıda konuşan Devlet Bakanı Mehmet Şimşek "İktidarları dönemi olan 5 yılda yapılanların geçmiş 80 yılda yapılan yatırımlardan fazla olduğunu" söylemiştir.

İkinci Dünya Savaşından sonra Rusya ile Batı arasında 1945 yılında başlayıp 1990'lı yıllarda sona eren "Soğuk Savaş" Rusya'nın Gürcistan'a saldırısı ile yeniden gündeme gelmiştir. Rusya son aylarda rekor seviyeye ulaşan petrol fiyatları ile mali durumunu oldukça güçlendirmiştir. Uzmanlara göre bu ortamı ABD hazırlamıştır.

Rusya ile Gürcistan arasında kısa süren fakat Gürcistan'a çok büyük tahribata sebep olan savaş sona erdi. Ama Güney Osetya Meselesi çözülmedi, aksine zor bir yola girdi.

2008 Pekin Olimpiyatından bahsedecek değilim. Bu çilekeş ülkenin demokrasi, insan hakları, çok partili sistem çağdaş ve en ileri seviyede bir anayasaya sahip olmasını; milletçe malum oligarşik bir sözde aydın ve çoğu seçilmiş bürokrat zümre önlemiştir. Ne cumhuriyet ne de laiklik tehlikededir...

ABD'nin Kafkaslar'daki etkinlik mücadelesi Gürcistan'ın Osetya hamlesiyle yeni bir aşamaya girdi. Görünüşe göre; Bush, Kafkasya'yı Orta Doğu'nun uzantısı haline getirmek için Rus ordusunun Güney Osetya'daki varlığını sıçrama tahtası olarak kullanmak istiyor. Ancak, bu hamlenin Rusya'yı mı yoksa ABD'yi mi taçlandıracağını sıcak gelişmelerin seyri belirleyecek.

Gürcistan ve Güney Osetya arasında savaşa dönüşen gerilim bütün dünya tarafından nefesler tutularak izlendi. Fransa'nın önerdiği ateşkes planı, Kafkaslar'da şimdilik silahları susturmuş gibi. Ancak, Osetya merkezli anlaşmazlığın varabileceği son nokta için kimse tutarlı bir senaryo üretemiyor.

The Lancet tıp dergisine göre; Rusya'da çalışma çağındaki Rus erkekleri arasında ölümlerin yüzde 43'ünün alkolden ve alkole bağlı hastalıklardan ileri geldiği bildirildi. Prof. David Leon başkanlığındaki 72 İngiliz doktoru Urallardaki Ljevsk bölgesinde 25-54 yaş arasındaki erkeklerin ölümlerini araştırdı.

Son Anayasa Mahkemesi kararı ile aylardır ülkedeki ekonomik durgunluk sona erdi. Böylece ekonomik gelişmenin çığ gibi artacağı tahmin edilmektedir. Siyasi krize rağmen AK Parti icraatını devam ettirmiştir. Dış politikada olduğu gibi ekonomide de mühim gelişmeler olmuştur. İhracat 2007'ye göre artış göstermiştir. Turist sayısı ve geliri de artmaya devam etmiştir. Dış ülkelerdeki Türk müteahhitleri inşaat sektöründe ABD ve Çin'i sollayarak 2007 yılında birinci sıraya oturmuştur. Yüzde 23.2 ile Rusya müteahhitlerin en çok iş yaptıkları bölgedir. 34 ülkede toplam 354 ihale vardır.

Birinci Dünya Savaşından sonra Osmanlı Devletinin yıkılışı ile birlikte İslam ülkelerinin sınırları başta İngilizler olmak üzere cetvel ile çizildi. Bu yetmiyormuş gibi Müslümanları etnik, mezhep, çeşitli fitne tohumları ile birbirine düşman ettiler. İç savaşlar, işgaller ile milyonlarca mülteci ortaya çıktı.

Türkiye sıradan bir ülke değildir. Çeşitli maddi ve manevi imkanlarıyla dünyanın sayılı, saygın ve süper güçleri arasında yer alması gereken bir ülkedir. Maalesef Tanzimattan bu yana oligarşik bir elit zümre kendi menfaatleri için çeşitli bahanelerle demokrasiyi, çok partili rejimi, insan hak ve hürriyetlerini, ülkenin maddi ve manevi kalkınmasını önlemişlerdir. İki asra yakındır bu elit tabaka halk ve onun seçtikleri bilmez, biz biliriz zihniyeti ile halk ve halkın seçimle iş başına getirdiklerine karşı vesayet rejimi icra etmişlerdir.

Tanzimattan bu yana oligarşik elit zümre menfaat çarkının ve milletin vermediği imtiyazlarının devamı için periyodik olarak zaman zaman ülkeyi karıştırmıştır.

Fransa'nın dünyaca tanınmış büyük ediblerinden ve devlet adamlarından biri olan Lamartine: (Alphonse Marie Louis de) (1790-1869) vazife ile bütün Avrupa'yı ve Amerika'yı dolaşmış ve bu arada, Sultan Abdülmecid Han zamanında Türkiye'ye de gelmiştir. Lamartine (Histoire de Turquie=Türkiye Tarihi) adlı eserinde Muhammed aleyhisselam için şöyle diyor:

Muhammed Emin Hobohn (Alman), hem bir diplomat, hem de bir misyonerdir. İctimai [sosyal] meseleler ile meşgul olmuş bir ilim ve din adamıdır. Diyor ki:

Birleşmiş Milletler raporuna göre 192 ülke içinde gerçek demokrasinin hakim olduğu 21 ülke vardır. Maalesef Türkiye ve hiçbir İslam ülkesi bu 21 ülke içinde değildir. Türkiye ise yarı demokratik ülkeler içindedir.

Fransa'da Müslümanlık, her sanatta, her cihette şöhret kazanmış kimseler arasında hızla intişar ediyor. Hıristiyanlığı bırakarak İslam dinini tercih edenlerin adedi yüz bine ulaştı. Katolikliğin Fransa'da en yüksek makamı olan "Paris Arşovekliği" bu rakamı tasdik etti.

Ülkenin gelişmesine engel olanlar bunun vebalini ödeyemezler. Maalesef ülkenin ve Türk halkının kalkınmasına kendini vakfedenlere, hayat hakkı tanınmamıştır.

Kendileri Müslümân olmadıkları hâlde, Allahü teâlâ'ya inanan ve Müslümânlığa hayran olan birçok meşhur kimseden bazılarının İslamiyet hakkında neler düşündüklerini kısaca nakil ediyoruz. Bu tarzda düşünen insanlar, o kadar çoktur ki, burada içlerinden ancak meşhur [tanınmış] olanları seçmek mecburiyetinde kaldık. Seçtiklerimizin arasında hepinizin pek iyi tanıdığı büyük kumandanlar, devlet adamları, fen adamları bulunmaktadır. Şimdi onların söylediklerini dikkat ile okuyalım: Napoleon:

Son 5 yıl içinde Türkiye ekonomisi son derece büyük hamleler yapmıştır. Ama maalesef Türkiye ne zaman ekonomik açıdan gelişse ve ekonomik kriz tünelinden çıksa kesinkes bazı (iç ve dış güçler) ekonomik gelişmeyi durdurmak ya da en azından frenlemek için her çareye başvurmuşlardır.