Yılmaz Öztuna

8 sınırdaş komşumuzun toprak ve nüfusça en küçüğü ve en yoksulu Ermenistan Cumhuriyeti'dir. 20 yıl önce bağımsızlığına kavuşan Ermeniler, Türkiye ile normal ilişkiler kurmak dirâyetini gösterselerdi, bugün 6 milyon nüfuslu, refah ve bolluk içinde, hattâ AB üyesi bir devlet sahibi idiler. Bunu beceremediler.

Amerika, beklendiği kadar erken zamanda Irak'tan çekilmeyecektir. Eski Basra eyaletimiz Güney Irak'ı, İran nüfuzuna açık bıraktı.

İsrail Dışişleri Müsteşarı Danny Ayalon'un çirkin eylemi, Savunma Bakanı Barak'ın güzel ziyareti ve Başbakan Erdoğan'ın meseleyi kapatmak bilgeliği ile gündemdeki yerini yitirdi. Ankara'ya gelen Tel Aviv büyükelçimiz başka göreve atanacaktır, yeniden İsrail'e dönmek istemez.

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın pazar günü Ankara'yı ziyareti, çok önceden kararlaştırılmıştı. Savunma Bakanı Vecdi Gönül'le ve ondan önce Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüştü.

Nasıl bir haftaya girdik? En parlak, en aydınlık saçan gelişme, evvelsi gece İstanbul Kültür Başkenti açılış kutlaması oldu. Cumhurbaşkanı ve Başbakan, Hanımefendiler'le birlikte katıldılar. Başbakan Erdoğan, İstanbul'a büyük işler yapanlar arasında Büyük Konstantin'in adını da andı (Konstantin, Bizans İmparatoru değil Roma imparatorudur, imparatorluğun taht şehrini Roma'dan Bizans'a taşıdı, imparatorluk 395 yılında ikiye ayrıldı, Konstantin ise adını taşıyan şehrimizi 330'da kurdu).

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Rusya ziyareti, her devlet tarafından dikkatle izleniyor. Enerji yolu üzerindeki Türkiye, Asya'daki enerji kaynaklarını düzenlemek isteyen Amerika ile Rusya'nın rekabet coğrafyasının içinde kalıyor. 19. asırda Rusya, nasıl İngiltere ile Asya'yı çekiştiyse, bugün de ABD ile çekişiyor.

Sayın Başbakan'ı, Faysal Ödülü için kutluyor, daha nice büyük ödüllere demekle yazıma başlıyorum.

AK Parti, referandum müddetini 3 aydan 45 güne indirmek istedi. 3 ay (92 gün) gerçekten saçma sapan bir müddettir. Ama değiştirmek için, Anayasa tadili gerekiyor. AK Parti'nin milletvekili sayısı yeterli değildir. Ancak belirli bir oy elde edildiği takdirde cumhurbaşkanı, halkoyuna sunabilir. Muhalefet, referandum yolu ile bir anayasa tadilini beklemediği için sert tepki gösterdi. İktidarı, seçime ait birkaç maddeyi de aynı yolla değiştirdikten sonra sürpriz seçime gitmek istemekle suçladı.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Yunanistan ve Türkiye'ye, karşılıklı Avrupa Birliği standartlarında insan haklarına uyarak davranmalarını tavsiye kararı alıyor. İki taraf da 1923 Lozan Anlaşması hükümlerini aşsın istiyor. Tam da Kıbrıs'taki ikili müzakerelerin şu veya bu şekilde sona ereceği günlerdeyiz.

Gazze'de ve Gazze için önemli olaylar gelişti, aynen tarihe geçecek. Mısır niçin bu kadar zorluk çıkardı diye şaşıranlar, kızanlar var. Şöyle: Bir çok Arap ülkesi, Filistinliler'in kitle hâlinde gelip yerleşmelerinden çekiniyor. Meselâ Ürdün'de Filistin kökenliler milyonu buluyor.

Dış politikada Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun komşu devletlerle (hatta mümkünse bütün devletlerle) 0 (sıfır) sorun siyaseti uygulanıyor. Davutoğlu, bu teoriye dayanan dış politika teklif eden bir akademisyendi. Doğu kültürüne de vâkıftır. Üniversiteyi bırakıp Başbakan Erdoğan'ın dışişleri başdanışmanı, sonra dışişleri bakanı oldu.

Şu Avusturyalılar, Muhteşem dedikleri Kaanûnî Sultan Süleyman'a bir şey demiyorlar da, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın dayanılmaz cazibesinden kurtulamıyorlar.

Amerika, Irak ve Afganistan'dan sonra üçüncü bir Asya ülkesini işgal etti edecek gibi. Yemen topun ağzında. Amerika'nın İran'a gitmesi konuşuluyordu ama, herhalde Tahran'ın ucuna atom bombacıkları takılmak üzere bulunan süper şihâb'larından ürktü!

Afganistan'da afyon ekimi, dünya tüketiminin yüzde 50'sine yükseldi deniyor. Bu büyük ülkenin mutlak geçim kaynağı hâline geldiğinde ise bütün kaynaklar birleşiyor. Üretimini satmak için Afgan müstahsili, fiyatları yüzde 50 seviyesine düşürdü haberini de ekleyiniz. Trajedinin boyutları kendini belli eder.

2009'un olanca problemlerini çözümlemeden 2010'a giren bir dünyada yaşıyoruz. Türkiye de istisna oluşturmadı. Biz de 2010'da çözmek ümidiyle Ergenekon'u, Açılım'ı, Kuzey Irak ile Ermenistan'ı ucu açık bıraktık. Koskoca Birleşik Amerika da aynı şeyi yaptı. Sayın Obama, seçilmeden önce ve seçildikten hemen sonraki parlak vaadlerini gerçekleştiremeden yeni yıla intikal etti. İnşaallah bunun öcünü şu veya bu devletten çıkarmaya kalkışmaz.

Dün, gergin bir Türkiye tablosu sundum. Zaten problemi çok bir dünyada yaşıyoruz. 2008 sonunda Amerika hapşırdı. 2009'da bütün dünya nezle oldu.

Bugün 2009'un son günü... Yılı, epey problemler içinde kapatıyoruz. Ama dünya çapında problemler bizimkilerden bile vahîm.

Irak'ı düzenlemek için Türkiye'nin de, Amerika'nın da gayretleri yetmiyor. Bozulan düzeni istikrara dönüştürmek zaman meselesidir. Bugün Irak'ın Arap coğrafyasının bir parçası olmak durumu bile zora girdi. Kuzey Irak'ta Kürdistan oluştu. Eski Basra eyaletimiz olan Güney Irak'ta da İran nüfuzu artıyor. Bu bölgedeki yoğun Şîî Câferî Araplar, İran'ın ilgisinden memnundur. İran, sınır geçerek birkaç Irak petrol kuyusunu ele geçirdi, işletiyor.

Millî Güvenlik Kurulu, yılın sonuncu ve muhtemelen en önemli toplantısını yaptı. Demokratik Açılım'da gelinen çizgi mutlaka konuşuldu. Ancak Bülent Arınç'a suikast iddiası, Açılım dediğimiz geniş reformu bile gündemin ikinci sırasına düşürdü. Zira gerçekse askerin iktidara karşı darbe yapması gibi bir millî felaketin hazırlandığının göstergesi olur.

Tarihin en büyük terör eylemini gerçekleştiren El-Kaaide'nin, tarihin ikinci büyük eylemi gerçekleştirmesine de ramak kaldı: