Ziya Osman Açıkel

İçim kan ağlıyor. Çünkü bugün Emlak Bankası'nın son günü. 13 Temmuz 1926 tarihinde Emlak ve Eytom Bankası adı ile kurulan banka 75 yıl sonra 31 Mayıs 2001'de hayata veda ediyor.

Bir korku.. Bir korku.. Sormayın gitsin. Korkunun adı; Kemal Derviş. Binbir rica ile Washington'dan getirilen Kemal Derviş'in programına darbe vuruluyor. "Popülist politikalar bu hükümette uygulanmaz" diyen Başbakan Bülent Ecevit, MHP'li bakanların popülistliklerini göremiyor.

Şimdi kimse kalkıp da "Kemal Derviş neden bu kadar seviliyor ?" diye sormasın. Daha anlaşılamamışsa ne diyeyim.

Faik Öztrak... Zor bir dönemde göreve geldi. Hazine Müsteşarı olurken ateşten gömleği giyiyordu. Bilirsiniz; kamudaki en sıkıntılı makam yeri Hazine'dir. Bugüne kadar gördüğümüz, Hazine'nin patronu kimse, otomatikman 'dert sahibi' ünvanını alır.

IMF'nin kredi musluğunu resmen açması tüm Türkiye'yi sevindirdi ama... Sevinmeyen biri var. Nasıl olur? Kim bu?

Bir bankadan ve o bankanın üst düzey bir yöneticisinden bahsedeceğim bugün. Anadolu'nun kara bağrından çıkmış bu karayağız delikanlıyı ailesi yokluk içinde okutmuş. Babası öküzünü satıp parasını oğlunun adam olması için cebine koymuş. Aç kalmış, kitap alamamış ama yoksulluğun verdiği hırsla başarılı bir tahsil hayatı geçirmiş.

Kemal Derviş'e sordum:"Önünüz kesilmeye çalışılırsa ne yaparsınız ?" Derviş'in cevabı "Mücadeleye devam ederim" oldu.

Lütfen TOBB'un 'Savurganlık Ekonomisi' başlıklı raporunu okuyun. En fazla yarım saatinizi alır. Okuyun da; nasıl soyulduğumuzu, geleceğimizin nasıl çalındığını görün. "Kurtar bizi" dediğimiz, umut bağladığımız siyasilerin bizleri nasıl kandırdıklarını TOBB açıkladığı raporla gözler önüne seriyor.

Meclisimiz nihayet akıllı bir iş yaptı. Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan hakkında "Halk Bankası ile ilgili işlemlerde usulsüz krediler kullandırttığına" yönelik Meclis soruşturması önergesi reddedildi.

Kemal Derviş Ankara'dan gelen "Onbeş yasa tasarısının 15 Nisan'a kadar TBMM'den yasalaşarak çıkması mümkün değil" haberini alınca tahmin ediyoruz yıkıldı. Hele bu açıklamayı "gel" dediği için Başkente koşarak gittiği Başbakan Bülent Ecevit yapınca perişan oldu. Demek istemiyoruz ama Derviş şu anda uzun ince dikenli yolda 'tek başına' kaldı.

Çok konuşup, az iş yapanlara göre, Kemal Derviş'in gelmesiyle Türk ekonomisi düzlüğe çıkacaktı. IMF, Dünya Bankası ve uluslararası finans kuruluşları milyarlarca doları Türkiye'ye akıtacaktı. Tamam da umut adam Derviş'in bakışı nasıldı?

Dün sabah 06.00'da İstanbul Atatürk Havalimanı'na geldik. Kemal Derviş ile Berlin'e uçacağız. Türkiye'nin umudu olan Kemal Derviş, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevine resmen başlamasının ardından ilk yurtdışı gezisine çıkacak.

Hiç kimse kendini aldatmasın. Vatandaş yine avucunu yaladı. Malı kurnaz bankalar götürdü. Malum medya şimdi Kemal Derviş'e oynuyor ya; manşetlere bakarsanız yüzde 33 net getirili Hazine bonosu mükemmel para kazandırdı. İspatı "İşte halkın güvenoyu" ve "Süper faiz" gibi başlıklar.

Bu nasıl memleket? Halk Bankası'nı Türk bankacılık sektöründe zirveye taşıyan Yenal Ansen'in yine hedef tahtasına çivilendiğini görüyoruz. Ansen'e yaylım ateşini malum çevreler yeniden başlattı.

Adını ne koyarsak koyalım, bu hafta içinde yaşadıklarımız Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğine kara bir leke olarak yazıldı. Hepimiz fakirleştik. Hazine eskiye döndü, yani kuruşa muhtaç hale geldi. Merkez Bankası döviz rezervlerini tüketmemek için gecelik faizin yüzde 7.500'lere çıkmasına göz yumdu.