Bekir Boran

Zaman ne çabuk geçiyor. Daha dün gibi, mürekkebi kurumayan satırlar... Yine nisan ayı ve yoğun faaliyet var yeşil alanlarda...

Çaykur Rizespor ligde kalabilmek için puan ararken, Trabzonspor'un önce moral, daha sonra puan aradığı maçta mükemmel bir karşılaşma izledik.

Türkiye Kupası yarı final ilk maçı için karşı karşıya gelen Trabzonspor ve Kayseri Erciyes, sanki seyircisiz maç oynar gibiydiler.

Uzun bir süre bekledikten sonra ciddi ve gerekli eleştiri yapan değerli arkadaşımız Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Togay Bayatlı "Buzda Sahte Dans" yazısıyla tam yerinden dokunmuş...

Geçtiğimiz hafta Kayseri deplasmanından üç puan alan Trabzonspor, G.Birliği maçına çok rahat çıktı. "İddiasını kaybetmedi" dediğimiz hafta taraftarlarını ve bizleri şaşırtan bordo-mavililer yine zirve yoluna çıktı. Üç puanlı ligde puan cetvelindeki sıra o kadar kolay değişiyor ki, Trabzonspor'a bakınca rahat rahat görüyoruz bu durumu. Bu Trabzonspor sezonun başından beri izliyorum. İtiraf ediyorum ki, her hafta nasıl futbol oynayacak diye meraklanıyorum. İşte G.Birliği maçı ve Trabzonspor.

Hep merak etmişimdir bayram kutlamalarını. "Durup dururken nereden çıktı" demeyin. "Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü" deriz ya, kafama takıldı bir kere... Bayramların ikiye ayrıldığını öğretmişlerdi. Dini ve milli diye... Bunların dışında da vardır. Mesela "Bahar Bayramı" gibi.

Süper Lig'de iddiasını büyük ölçüde yitiren Trabzonspor, Türkiye Kupası yarı finalinde de rakibi olan Kayseri Erciyesspor'la yağmur altında mücadele etti. Kayserililer, ilk defa pazartesi günü elele vermiş, tribünleri tıklım tıklım doldurmuştu. Haklıydı Kayserililer. Desteklediği takım bir sezonda üçüncü teknik adam değişikliği yaparak ligde kalma mücadelesi veriyordu. Tabii görev taraftara düşer diye tribünleri doldurdu.

Uzun bir süre bekledikten sonra ciddi ve gerekli eleştiri yapan değerli arkadaşımız Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Togay Bayatlı "Buzda Sahte Dans" yazısıyla tam yerinden dokunmuş.

Hepimizin bir gün gideceği yere Kadir HAS ağabeyimiz de gitti. Kadir HAS'ın sohbetlerinden nasibini alan bendeniz de Kayserili olduğum için üzülenlerin başında gelirim.

Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim. Bizim sektörde öyle çok malzeme var ki, kullan kullan bitiremezsin. Zaten her hafta bir yenisi ekleniyor. Görüşler, fikirler çarpışıp duruyor, herkes her şeyi yazıyor ve ağzı olan konuşuyor...

Trabzonspor'u kendi saha ve seyircisi önünde oynadığı futbolla tanımak mümkün değil. A.Gücü deplasmana gelmiş ve 4 - 4 - 2 dizilişiyle öyle rahat oynuyor ki; Trabzonspor'un top çeviremediği ilk 10 dakikada bir de güzel gol atıyor.

Uzun zamandır Ali Sami Yen Stadı'na gitmemiştim. Trabzonspor karşılaşmasını fırsat bildim ve yerimi aldım. Maçlara özellikle erken giderim. Ustalarımız bize öyle öğrettiler. "Gidin havayı koklayın" derlerdi.

Trabzonspor ilk maçta mükemmel futbol ve 3 golle yendiği G.Saray'a Ali Sami Yen'de bu defa karşı koyamadı. Talihsiz futbol kazasıyla Musa'yı kaybeden Bordo - mavililer belli ki; G.Saray maçına hiç iyi hazırlanmamıştı. 4-4-1-1 sistemiyle ne yapabilirdi Trabzonspor?

Bugün biraz değişiklik yapalım ve sizlerden gelen eleştiri ve özenerek yazdığınız notlara, maillere değinmek istiyorum.

Ligin ilk yarısındaki performansıyla en kötü sezonunu geçiren Trabzonspor'u, ikinci yarıda tanımak mümkün değil. Sanki sihirli bir değnek bu takıma dokunmuş, "Senin yerin burası değil, kendine gel, haddini bil" demiş.

Üç tarafı denizlerle çevrili olan yere "Yarımada" diyoruz. Ve ülkemizin coğrafyadaki yeri de yarımada olunca deniz, kum, güneş, yeşil, mavi ve de "balık" geliyor aklımıza.

Trabzonspor'u anlamak hakikaten zor. Bu takım hakkında yorum yapmak için 90 dakikayı saniye saniye takip etmek lazım.

Bugün "yarışmalar" diyerek nelerle, nasıl, neden yarıştıklarımıza doğru kısa bir yolculuk yapacağız. İnsanları ekran başına çekmek için her türlü şarlatanlığa, kalite kontrolden de uzak yapımlara başvuranlar işin dozunu iyiden iyiye kaçırdılar. Hiç ara vermeden hangisi demenize fırsat vermeden belirtiyim."Buz Dansı Yarışması"...

Futbol var, gol var... Puana ihtiyacı olan iki takım da açık futbol oynadı, teşekkürler. Trabzonspor'da sorunlar halledildi ve Denizli deplasmanına girildi. Sorunlar derken birçok kulübün çektiği mali sorundan bahsediyorum. Paralar hesaba yattı ve futbolculardan tek beklenen puan oldu. Bordo-mavili takımın 1değil, 3 puanlara ihtiyacı var. Bunun bilincindeki Trabzonspor sahaya dizildi. Geçtiğimiz hafta Ceyhun'la rotasını çizen Karadeniz ekibi aynı istikamette devam ediyor. İnanın bu çocuk koskoca Trabzonspor'a ilaç gibi geldi. İlk yarıda atılan gollere bakınca Ceyhun'un varlığı açık seçik görülüyor.

"Sevgililer günü" olacağını bilmeden, böyle bir günün, gün gelip bana rastlayacağına ihtimal bile vermeden, bundan 38 yıl önce 14 Şubat günü nikâh masasına oturmuştum. Ne mutlu ki "Evlilikte Altın Yıl"a doğru gidiyoruz... Ve adına "Sevgililer Günü" denilince bizim tarih daha da kıymete bindi yıllardan beri.