Enver Seyidoğlu

TV kanallarının haber bültenlerini takip etmek, günlük yaşantımızın ve alışkanlıklarımızın ayrılmaz parçalarından birini oluşturuyor. 2009 yılına çok sıcak gelişmelerle girdik. Daha 2009'u karşılamaya ramak kalmışken, İsrail'in Gazze'ye saldırıları sonucu, binin üzerinde; çoğu sivil, çocuk ve kadın hayatını kaybederken, geride binlerce yaralı, on binlerce gözü yaşlı ve gönlü harap olmuş bir Filistin toplumu kaldı ne yazık ki!...

Ulusal, bölgesel ve yöresel radyo ve televizyon kanallarımızın sayısında diğer ülkelere oranla bir patlama yaşıyoruz kanaâtindeyim. Ulusal ve bölgesel radyo ve televizyonları saymazsak şu anda ülkemizde 937 yerel radyo ve 212 yerel televizyon yayın yapıyor. Yerel yayıncılığın temelleri 16 yıl önce atıldı.

İsrail, hak, hukuk tanımıyor!.. İnsafsız İsrail, yüzlerce masum sivil, kadın ve çocukları acımasızca katlediyor, binlerce kişiyi yaralıyor, sakat bırakıyor, alışveriş merkezlerini, okulları ve camileri bombalıyor ancak dünya, sadece ve sadece seyrediyor!.. Ya bu vahşet ve katliâma göz yuman Birleşmiş Milletler, AB ve yandaşlarına ne demeli?!..

2009 yılına girmeye birkaç gün kala maâlesef Gazze'de bir insanlık dramı yaşandı. Yüzlerce sivil ve masum insanı; özellikle çocuk ve kadınları katleden İsrail, binlerce kişiyi yaraladı ve sakat bıraktı. Yazıklar olsun!!... TV kanallarından bu görüntüleri izleyerek girdik maâlesef yeni yıla... Ve tabii 'küresel kriz' de cabası!..

Önü­müz­de­ki çar­şam­ba gü­nü­nü per­şem­be­ye bağ­la­yan ge­ce 2008'e ve­da ede­ce­ğiz... Ye­ni bir se­ne­ye gi­rer­ken ümit­li ol­mak, gü­zel şey­ler di­le­mek ve çe­şit­li bek­len­ti­ler için­de ol­mak çok do­ğal bir duy­gu. Biz de di­le­riz ki 2009 yı­lı; her­ke­sin iyi ni­yet­li te­men­ni­le­ri­ni ve gö­nül­le­rin­den ge­le­nin do­ğal ren­gi­ni yan­sı­tan bir ay­na olur gü­ze­lim yur­du­mu­za ve in­sa­nı­mı­za!!...

Ge­çen per­şem­be ge­ce­si te­le­viz­yon ka­nal­la­rı­nı do­la­şır­ken "İki Dev Adam"a rast­la­dım!... Çok yıl­lar ön­ce­sin­den ve özel­lik­le TRT'nin rad­yo dün­ya­sın­dan ku­lak­la­rı­mı­zın pa­sı­nı si­len iki bü­yük dua­yen ve su­nu­cu, Show TV'de Ali Kır­ca'nın sun­du­ğu " Si­ya­set Mey­da­nı" ad­lı prog­ram­da ek­ra­na gel­di. "Rad­yo Gün­le­ri" baş­lı­ğıy­la ev­le­ri­mi­ze ko­nuk olan ve yıl­la­rın es­ki­te­me­di­ği bu iki su­nu­cu us­ta­sı; Ha­lit Kı­vanç ve Or­han Bo­ran'dı!...

Bir Kur­ban Bay­ramını da­ha ge­ri­de bı­ra­kır­ken 9 gün­lük ta­til sü­re­si de böy­le­ce so­na eri­yor.

2008 yı­lı­nın son ayı olan Ara­lık­ta, bir mü­ba­rek bay­ra­mı kar­şı­la­ya­rak gi­re­ce­ğiz 2009'a!... Önü­müz­de­ki pa­zar­te­si gü­nü, İn­şal­lah, mü­ba­rek Kur­ban Bay­ra­mı'nın bi­rin­ci gü­nü­nü id­râk ede­ce­ğiz hep bir­lik­te!... "İd­râk et­mek, ede­bil­mek" kav­ra­mı ise, öy­le ya­ba­na atı­lır cins­ten bir şey ol­ma­dı­ğı­na gö­re, ön­ce­lik­le bu ic­ra­âta, "Kim ken­di­ni bi­lir­se, o Rab­bi­ni bi­lir" ha­dîs-i şe­rî­fiy­le yo­la çık­mak ge­re­kir!...

Rey­ting de­nil­di­ği za­man ak­la ilk ge­len söz­cük­ler; AGB, öl­çüm a­le­ti ve de­nek­ler o­lu­yor.

Gün­lük ya­şan­tı­mız­da or­ta­la­ma ola­rak bir­bi­ri­miz­le 100-120 ci­va­rın­da ke­li­mey­le ko­nuş­tu­ğu­mu­zu bi­li­yor muy­du­nuz?... Ya ki­tap oku­ma alış­kan­lı­ğı sı­ra­la­ma­sın­da di­ğer ül­ke­le­re kı­yas­la çok ge­ri­ler­de ol­du­ğu­mu­zu?... Ve bu se­bep­le­rin en ba­şın­da ise baş en­gel­le­yi­ci ara­cın te­le­viz­yon ol­du­ğu­nu?!..

Ar­tık gü­ze­lim ül­ke­mi­zin 21. yüz­yı­lın­da çok se­çe­nek­li TV ve rad­yo ya­yın­la­rı mev­cut. Nor­mal ve ça­nak an­ten, Di­gi­turk, D Smart, Türk­sat C ve kab­lo­lu ya­yın­lar ara­cı­lı­ğıy­la ya­ban­cı ka­nal­lar da­hil, her tür­den ya­yın­lar ev­le­ri­miz­de ve em­ri­miz­de!...

Ya­pı­lan bir araş­tır­ma­ya gö­re 5 ilâ 7 yaş ara­sın­da­ki ço­cuk­la­ra "Ha­ber de­ni­lin­ce ak­la ne ge­li­yor?" di­ye so­rul­du­ğun­da yüz­de 40'ının "sa­vaş, ölüm, kav­ga ve ka­za" gi­bi olum­suz ce­vap­lar ver­di­ği tes­pit edil­di.

So­nun­da kü­re­sel kriz, TV ka­nal­la­rın­da­ki di­zi sek­tö­rü­nü de vur­du. Pay­la­şı­lan 600 mil­yon YTL'lik bu pas­ta, di­zi­le­rin ya­vaş ya­vaş kal­dı­rıl­ma­sıy­la bir­lik­te bel­ki de ke­ke dö­nü­şe­cek.

Te­le­viz­yon ka­nal­la­rın­da "Ev­len­dir­me Prog­ram­la­rı Fur­ya­sı" al­dı ba­şı­nı yü­rü­yor!... Bu tür­den prog­ram­la­rı ha­zır­la­yıp su­nan­lar bir ya­na; ev­le­ne­bil­mek ve ken­di­ne uy­gun bir eş seç­mek üze­re, aca­ba han­gi me­de­ni ce­sa­ret­le ek­ra­na çık­ma ce­sa­re­ti­ni gös­te­re­bi­li­yor bu aday­lar?!...

Nihayet Türkiye Büyük Millet Meclisi de gitgide yozlaşan ve bozulan -güzelim şiir dili olan- Türkçe'mizi korumaya karar verdi. Türkçe'deki bozulma ve yabancılaşmanın araştırılması, Türkçe'nin korunması ve geliştirilmesi için ne tür önlemlerin alınması gerektiğini belirlemek amacıyla kurulan Araştırma Komisyonu, bu konuda kapsamlı bir rapor hazırladı. Uzun bir çalışma sonucu Komisyon, "Ulusal bir dil politikası geliştirilmesini, ancak dilde politika yapılmamasını" önerdi. Türkçe'de yaşanan sorunlar raporda şöyle sıralandı:

Dünyada Birleşmiş Milletler'e bağlı 180 civarında ülke var. Bağlı olmayanların sayısı da 40 civarında. Toplam olarak 220 devlet dersek, dünyada kaç dilin var olduğunu siz hesap edin. Bana göre, dünya dilleri arasında beş özelliği bir arada barındıran tek bir dil var o da güzelim Türkçe'miz. Türkçe'mizin bu beş özelliğini sıralamak isterim:

Mübarek Ramazan-ı şerifin idrâkini yaşayıp da, Ramazan Bayramı'nın tadını çıkaranlara ne mutlu!... Özellikle televizyon yayınlarını elden geldiğince az seyrederek -araları küs ve kırgın olanlar başta dahil olmak üzere- ana-baba-kardeş, akraba ve yaşlı büyüklerimizle birlikte, ahbap ve dostları ziyaret edip gönüllerini; gönülden gelenin doğal bir rengiyle alabilenler, paylaşanlar ve bayramlaşanlar, şimdi kim bilir, tarifi olmayan ne güzel, ne ulvî bir hazda, ne kadar vicdanı rahat ve ne kadar da huzurlu bir hâlet-i ruhiye içindeler?...

Mübarek Ramazan'ı Şerif'in bitmesine üç gün kaldı. Bu arada, "Bin aydan daha hayırlı" olan Mübarek Kadir Gecesi'ni de idrâk ettik. Daha nice ramazan ayları ve mübarek günlerin idrâkini hep birlikte yaşamak, İnşallah hepimize dâim ve nasip olur!...

Televizyon kanallarını, yayın ve programlarını eleştirip dururken, Türkiye'nin dört bir yanından yayın yapan 2000'e yakın ulusal, bölgesel ve yöresel radyoları değerlendirmeyi genellikle unutuyoruz. O yüzden bugün de biraz Radyo'dan bahsedelim...

Televizyon yayınları deyince, ister istemez içinde bulunduğumuz mübarek ramazan ayına uygun ya da uygun olmayan programları takip etmek ve onları dikkâte almak durumundayız.