M. Necati Özfatura

Afganistan'ın şahsında İslâm Dünyasına karşı açtığı 9. Haçlı Seferi ABD'ye maddi ve manevi bakımdan pahalıya mal olacak. ABD'nin 11 Eylül- 11 Kasım arası zararı 500 milyar dolardır. (New York'un 150 milyar dolar) Savaşın günlük masrafı ise 1 milyar dolardır.

ABD ve ona destek veren 40 ülkenin yaptığı tek kelime ile zulümdür. "The İndependent" gazetesinin Ortadoğu uzmanı Fisk, "İkiyüzlülük, Nefret ve Terörle Savaş" başlıklı yazısında Afganistan'a açılan savaşın bir nevi Haçlı Seferi olduğunu itiraf ediyor.

Maalesef Türk medyası (çok azı hariç) ABD'nin zulmüne destek olmaktadır. Adeta İslamiyet'e olan düşmanlık duygularını Afganistan'ın şahsında kusmaktadırlar. Son günlerde Batılı yazarların Afganistan'daki zulüm ile ilgili yazılarına köşemde yer vermekteyim. Çünkü Batılı yazarların çoğu bu zulmün karşısındadır.

İnsaf, hakkı hak sahibine teslim etmek demektir. Bir meselede bir Müslüman insafsız olabilir. Müslüman olmayan biri de her konuda değil ama bazı meselelerde insaf ehli olabilir. 11 Eylül saldırısı konusunda İngiliz asıllı ve İslâm araştırmacısı Karen Armstrong'un The Guardian Gazetesinde iki bölüm halindeki araştırma yazısında gerçekler dile getirilmiştir. Daha önce 2 defa sizlere arz ettiğim bu yazının şimdi son bölümünü naklediyorum ...

İslâm ülkeleri araştırmacısı Karen Armstrong'un, İngiliz The Guardian Gazetesinde çıkan yazısından sizlere bugün de nakletmek istiyorum: "İslâm ülkelerinin petrollerini sömürebilmek için Batılılar bu ülkelere en zalim diktatörlerini yerleştirdiler.

Afganistan'daki savaşa basiretle bakan için ibretler vardır. İslâm âlimleri "Zalime yardım eden onun zulmüne maruz kalmadan ölümü tatmaz" ölüm ötesi ceza ise satırlarla ifade edilemez. Ölüm, kabir, kabir azabı, kıyamet, mahşer, mizan, hesap verme, sırat, cennet ve cehennem mutlaktır.

Yazımın başlığı İslâm ülkeleri araştırmacısı meşhur Karen Armstrong'un, İngiliz The Guardian gazetesinde iki bölüm halinde yayınlanan itirafıdır. Armstrong'un yazısının bir bölümünü "Yorumsuz" başlıklı yazımda siz okuyucularıma arz etmiştim ve geniş bir ilgi görmüştü.

Dünyanın en zengin ve güçlü ülkesinin, en fakir ülkesine karşı açtığı savaş bir ayı doldurdu. 8 Ekim'den bu yana ABD bombalarıyla en az 1700 Afganlı (çoğu çocuk) katledildi. Binlerce yaralı ise cabası. Ayrıca BM binası, 1 Kızılay dispanseri, 2 hastane, 1 yaşlılar ve düşkünler evi, 2 tahıl ve erzak deposu, 2 cami, 2 okul, 1 pazar yeri, mülteci taşıyan otobüsler, 40'a yakın köy ve Kandehar ve Leşgergah'ın elektrik ve su ihtiyacını karşılayan Afganistan'ın en büyük barajı hasar gördü. Halk susuz ve elektriksiz kaldı.

ABD'nin Afganistan'a saldırdığı günden bu yana bir ay geçti. Taliban hâlâ ayakta, Laden hayatta. 1500 sivili (çoğu çocuk) öldüren, hastane, cami, köy ve şehirleri tahrip eden ABD'ye tepki çığ gibi büyüyor. ABD'nin seçkin "Ramboları" pikniğe gider gibi Kandehar'a indiler. Kendi ifadelerine göre "manyaklar gibi savaşan" Afganlılar karşısında kaçmak zorunda kaldılar ve ilk devreyi mağlup kapadılar.

ABD'nin intikam savaşı bir aya yaklaştı. Ortada sivillerin ölümü, tahıl ambarları, camiler, hastaneler ve köylerin tahribinden başka bir netice yok. Bush'un 1 ay içinde saçları beyazladı. Moralinin bozukluğunu saklayamıyor, yaşadığı panik yüzünden okunuyor. İlk günlerde ardında yüzde 90'lık destek bulan Başkan, artık halkın sadece yüzde 60'ını inandırabiliyor. Türk medyası tarafından şişirilen, adeta birkaç günde Afganistan'ı teslim alacakmış gibi abartılan komandoların ilk hakekâtı başarısızlıkla neticelendi. Afganistan işgal edilebilir. Ama orası öyle bir bataklık ki, giren ancak tabutla çıkar.

Başta Afganistan olmak üzere çok sayıda İslâm ülkesini terörist ve teröre destek vermekle suçlayan ABD'nin terörle ilgili sicili bozuktur. 1945'ten bu yana dünyanın her köşesinde terör teşkilatları kurmasının ve bu terörün perde arkasında olduğunun inkarı mümkün değildir.

Afganistan'daki operasyon her geçen gün desteğini kaybediyor. Uzmanlar bunu bir savaştan çok cinayete benzetmeye başladılar. Şayet teröristleri himaye eden ülkelerin bombalanması gerekseydi namlular İtalya'ya, İsveç'e, Fransa'ya, Rusya'ya ve hatta ABD'ye dönmeliydi. Zira 35 bin kişinin ölümüne sebep olan Öcalan'ı onlar himaye etmedi mi?

27 yıllık yazarlık hayatımda onbini aşan yazı yazdım. Ama inanın hiç bu kadar zorlanmadım. Öyle ya o, ilim, ahlâk, fazilet deryasını bir makaleye nasıl sığdırabilirim.

Bir Müslümanın ayağına diken batsa bunu hissetmemiz gerekir. Ama son yıllarda Batı afyonu ile uyutulduk. Gaflete daldık.

27 yıllık yazarlık hayatımda daima zalimin karşısında, mazlumun yanında oldum. Üsame bin Ladin'i ve Taliban'ı savunmuyorum ama ABD bombalarıyla yaralanan yüzlerce masum Afganlının yanındayım. Belki sıkıntılarını paylaşamıyorum ama en azından onlara duacıyım.

ABD liderliğinde İngiltere yardakçılığında ve çok sayıda ülkenin desteğinde "Terörle mücadele" (özgürlük) gibi sahte maskelerle gizlenen "oyun içinde oyun" oynanmaktadır. Bu oyunun ilk perdesi Afganistan'dır. Tabii sahnede daha birçok aktör vardır. Batılılar dışında, Rusya'dan Çin'e, Pakistan'dan Özbekistan'a kadar çok sayıda ülke ABD'nin yanında yer alıp, sözde Laden ve Taliban'a, aslında Afganistan'a savaş açmıştır.

ABD'nin dünyanın en fakir ülkesi Afganistan'a açtığı savaş, aslında Hazar ve Orta Asya petrol ve doğalgazı üzerinde hakimiyet kurma kavgasıdır. Terörle mücadele maskedir. Zaten ahmaklar hariç, herkes bunun bir hegemonya ve çıkar savaşı olduğunun farkındadır.

11 Eylül, ABD için bir "Milat" oldu. Bu tarihten önce "rüyalar ülkesi" her türlü hak ve hürriyetlerin kullanıldığı ve dünya mazlumlarının sığınağı olan ülkede değerler çok değişti. Güvenlik adına demokrasi ve hürriyetler kısılmaya başladı.

Bir zamanlar Afganistan'ın ismi "Güney Türkistan" ve Erenler menbaı Horasan idi. Şu anda bile Türkler nüfusun en az yüzde 30'unu teşkil ediyorlar. Halen 28 vilayetin 12'sinde Türkler çoğunluktadır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı forsunda Türk Devletlerini temsil eden 16 yıldızdan ikisi Gazneliler ve Büyük Timur Devletini simgeler.

İkiz kulelere yapılan saldırı aslında Amerikanvari bir iktidar darbesidir. Laden ve Taliban bahanedir. İslam dünyasına karşı açılan 9. Haçlı Seferi ile Batılının Çeçenler'e bakışı da zigzaglar çizmeye başladı. Değişen nedir bilemiyoruz ama ABD, daha dün "özgürlük savaşçısı" olarak nitelendirdiği Çeçenleri "terörist" olarak yaftalayıverdi. Putin Almanya ziyaretinde neler vaad ettiyse etti ve AB'nin "insan hakları" hakkındaki kriterleri "ansızın" değişti. Çeçenler, kaşla göz arasında terörist ilan edildi.