Şirin Berber

Bir musibetten bin ders almış Ziya Doğan. Taktiği kazanma üzerine kurmuş bu sefer. Sadece Mehmet Yılmaz değil, her futbolcunun beynine cesaret yüklemiş.

Kemal Belgin usta, köşeye selam göndermiş. Tahmini zor maçların havasına girmiş. Son haftayı full geçtik abi. Sonuçları ben de merak ediyorum.

Hüseyin Kalpar'la konuştuk. Her kelimesi futbolun içinden, teşhis, tespit, tedavi anlatıyor. Hoca söyledi, biz yazdık.

Ligin zirvesine yakışır bir mücadele seyrettik... Kazanmak için tüm güçlerini ortaya koydular.

DENİZLİ-TRABZON Savunma güvenliği bozuldu Trabzon'un. Eskiye oranla çok pozisyon veriyorlar. Erdinç ve Tolga'nın katılımı, ortada yürüyen Thijs ve yanda dikilen Lee'nin verdiği boşluğu doldurmaz.

Ah şu çarşamba olmasaydı. O büyük yıkımı Trabzon yaşamasaydı. Yüreği yaralı bordo - mavinin. İzledikçe sızlıyor kalbi. Aynı dakikada yenmişti gol. Hem de aynı şekilde.

Rakiple değil kendi ile mücadele etti F.Bahçe. Dikine doğru sahayı ikiye böldüler. Bir taraf kör kaldı, bir taraf ışıldadı. Serhat, Önder, Luciano kara delik gibiydiler. Buluştukları her topu yok ettiler.

Beşiktaş Beşiktaş değil BEŞİKTAŞ-G.ANTEP: Şu ana kadar gördüğümü anlatıyorum. Kimse kusura bakmasın. Bu Del Bosque tam acemi. ne kendi kadrosunu, ne de rakiplerin hareketini çözememiş, bir hamlesi tutmuyor.

Canımız sağ olsun demeyeceğim. Kulüp tarihinin en önemli maçında bu kadar yanlışa hakkımız yoktu.

İlk yarıdaki taktik dengeleri, Rıza hocanın korku psikolojisi belirledi. Baliç ve Hasan'a tedbir almak için kenar oyuncuları geriye çeken Rize, 5 kişi ile savunma yapıyordu. F.Bahçe maçının kahramanı Gürol, bu defada aynı kostümün içine sokulmuş, sağ tarafta ikinci forvet gibi oynuyordu.

İSTANBULSPOR-F.BAHÇE Daum'u eleştirmek reyting getiriyor. Her tercihinin tersini söylüyorlar. Fener kazandıkça yeni sebepler üretiyorlar. Bir tanesini Alman'a yakştırmıyorlar.

İyi koştular, kötü oynadılar. Bu kadar emeğin karşılığı bu olmamalıydı. Taktiği, savunma güvenliği üzerine kurmuş hocalar. Her şartta 6'şar kişi kaldı arkada.

G.ANTEP-G.SARAY Takım içi ufak problemleri var G.Saray'ın. Üç mevki boş gibi. Sistem oturmuş, eksiklere rağmen taktik işliyor. Birkaçı fazla yük taşıyor. Şükür, Şaş, Ergün, Song ağır basıyor

Sadece Petkoviç'in sektireceği topları hesap edememiş Ziya Hoca... Soyunma odasında çizdiği şablona mahkûm etti rakibi. Kabaca tarif edersek, bir taraf takım olarak kapanıyor, kestiği toplardan çabuk hücumlarla gol arıyor... Diğeri prese boğulmuş, adım atacak boş alan arıyor.

Üç eksikle bu kadar olur. Hagi değil, dünya hocalarından bir kurul olsa daha iyisini yapamazdı. Baliç, Necati, Cihan felaket oynadı. Konya forması giyseler bu kadar zarar veremezdiler G.Saray'a.

Fatih kendine has hamlelerle Yattara'yı boşa çıkardı. Futbolun seyir zevki başlamıştı. Ne yapacağını kestiren yoktu. Meraklı gözler ona dikilmişti. Sağa çekti, sola çekti, vurması gerekiyordu. Bir daha döndü, kördüğüm olan savunma arasından beklenmeyen köşeye bıraktı.

Şampiyonlar Ligi kupasını Porto kazandı. Avrupa'nın zirvesine Yunanistan oturdu. Dünya markaları dibe düştü, futbol doğrularıyla sahada koşturanlar tepeye çıktı.

Daha maçın başında şekil anlaşıldı. Starkovs, Trabzon'un yapacağı bir hata üzerine taktiği kurmuş. Gol atmasa da olurdu. İkinci maçın uzatmalarının sonuna kadar sabredebilirdi Skonto.

Mayıs başından itibaren şehir şehir dolaşan organizasyon, İstanbul Princes Otel'de beni de içine aldı.

Kura sonrası Danimarka dişli rakip görülür, Ukrayna kapalı kutu sayılır, Yunanistan çantada keklik geçilirdi.