Son Dakika
Yazarlar
Gündem
Ekonomi
Dünya
Teknoloji
Spor
Resmi İlanlar
Tümü
Politika
Sağlık
Kültür-Sanat
Eğitim
Magazin
T-Otomobil
Emlak
Hava Durumu
Namaz Vakitleri
Döviz
Altın
Haberler
Künye
İletişim
Seçim Sonuçları
Ramazan
Yaşam
Bir Zamanlar Türkiye
Video Galeri
3. Sayfa
Bizim Sayfa
E-Gazete
Bize Ulaşın : 444 0 144
Sosyal Medya Hesaplarımız:
Anasayfa
>
Yazarlar
>
Yazar Detay
Ünal Bolat
unal.bolat@tg.com.tr
4923 Yazı
10 Ocak 2009
Bayram ziyareti hoş geçti ama...
"İnsan ne yapıp edip bir fırsatını bulmalı ve bayramı bir de memleketinde yaşamalı. Çocukluğunu, gençliğini yaşadığı o mekânları, o insanları bir de bayramda görmeli..."
Devamını Oku
9 Ocak 2009
Çocukluk arkadaşım Ergün
"Ondaki yokluğum beni çok üzüyordu. Artık ben onu takip eder, gözler olmuştum... Sözde çaktırmadan yapıyordum. Ama her baktığımda bana bakar halde bulduğum o gözlerle, bir kez bile denk gelmedik bir daha..."
Devamını Oku
5 Ocak 2009
"Ha bu kadın senin anan midur?"
"Salonda kırılmadık ne eşya kaldı ne bir şey. Evin altı üstüne geldi. O beni kaldırıp fırlatıyor, ben onu... Ağız burun, kafa göz neremiz gelirse artık..."
Devamını Oku
4 Ocak 2009
"Ha bu nasıl evlattır böyle, teyze!.."
"Ya ben taksiciyim teyze. Seni evine getirdim işte. Ama seni kimse almaya gelmiyorsa ne yapacağım?"
Devamını Oku
3 Ocak 2009
O yıllarda insanlık bir başka güzeldi
"Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde hocalarım derslerde daima şöyle söylerdi: Doktorun bütün görevi, hiçbir karşılık beklemeden hastayı tedavi etmektir..."
Devamını Oku
2 Ocak 2009
Samira ile Esrar'ın düğünü...
"Bunlara hem vefa borcumuz var, dedeleri Eshab-ı kirâma sahip çıkmış. Hem de ülkelerine gittikleri zaman bizim gönül elçimiz olacaklar. Bu bizim için bir fırsattı..."
Devamını Oku
29 Aralık 2008
Mutluluğu yanlış yerlerde aramışız!..
"En ufak bir sese dikkat kesilen Özge, ablasının sesini duyunca yeniden ümitlenmiş. Var gücüyle tekrar bağırmış: "Abla!.. Asansörde mahsur kaldım. Buradayım. Kurtarın beni!.."
Devamını Oku
28 Aralık 2008
Zavallı Özge'nin başına gelenler!..
"Ne kadar bağırırsa bağırsın sesini kimsenin duyamayacağını nihayet kabullenmiş. Korku ve endişeyle içli içli ağlamaya başlamış..."
Devamını Oku
27 Aralık 2008
"Çok mu değişmişim?"
"Ankara'nın en güzel semtlerinden birinde dört katlı, lüks bir villa almışlardı. İçinde saunasından tutun da katlara inip çıkmak için asansörüne kadar bütün konfor vardı..."
Devamını Oku
26 Aralık 2008
Çocukluk arkadaşım Özge
"Onun ablasıyla benim ağabeyim birbirini sevmişler ama babası bizim yoksulluğumuzu bahane ederek vermeyince iki genç kaçarak evlenmeyi yine başarmıştı."
Devamını Oku
22 Aralık 2008
Benim sütannem kim?
"Sütbabam diyor ki o vakit: Bir şartla helallik verelim. İleride halimizi hatırımızı soracak ise..."
Devamını Oku
21 Aralık 2008
Gurbette garip bir hayat...
"Ben dışarı çıktığımda iki doktorun içerideki münakaşası sürüyordu. Ertesi gün ben kalp ameliyatı olmak üzere hastaneye yatmıştım..."
Devamını Oku
20 Aralık 2008
Komşunun altınına mukayyet olmak için!..
"Semiha, adamın apartman sakinlerinden olmadığını söyledi. Hırsız mıdır arsız mıdır, cani midir belli değil' deyince ben de korktum!.."
Devamını Oku
19 Aralık 2008
Tamer Başçavuşun plastik ibriği...
"Bu arada iki el silah sesi daha yankılandı... Tamer Başçavuşun feryadı yürek dağlıyordu: -Ahh, yandım anam!.."
Devamını Oku
15 Aralık 2008
"Ne olur, biz kadınları korkutmayın!"
"Fiyatı kaça dedim? Uygun sayılırdı. Erken teşhiste yararlanırım diye bir tane aldım. Daha o gece içim içimi yemeye başladı. Sanki göğüslerimde bir ur içten içe büyüyor gibiydi..."
Devamını Oku
14 Aralık 2008
"Şu kadındaki utanmazlığa bakın hele!"
"Bu konuşmamı oradaki diğer anneler de şaşkınlıkla izledi. Kimse bana "haklısın!" demedi. Kimse benim bu terbiyesizliğe karşı çıkışıma arka çıkma cesaretini gösteremedi..."
Devamını Oku
13 Aralık 2008
"O etten vermezsen vururum seni!.."
"Gözü tam alnına dayalı tabancanın karanlık namlusunda olduğu halde alelacele elindeki kepçeyi tencereye daldırır. Pişip pişmediğine bile bakmadan eti tabağa doldurur..."
Devamını Oku
11 Aralık 2008
"Ben de kendimi acil sanıyordum!"
Üçüncü çocuğumuzun doğumunu bekliyorduk. Acil durumumuz yoktu. Ama yine de günü geldiği için her an doğum gerçekleşebilir deniyordu. Randevumuzu ayarlamış ve denilen tarihte Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesine gittik. Bağ-Kur'lu olduğumuz için sosyal güvence olarak karnemizi sunduk. Karneyi inceleyen görevli memur dedi ki:
Devamını Oku
9 Aralık 2008
Bir tabak et yemeği için!..
"Zaten şeker hastası olduğu için açlık zirveye çıkmış sinirleri gerilmiştir. Der ki baldızına: Öyle acıktım ki dayanamıyorum. O pişen etten şöyle bir tabak doldur da karnımı doyurayım..."
Devamını Oku
8 Aralık 2008
17 yıl önce yayınlanan unutulmaz hatıra
"Okuyacağınız bu hatırayı on yedi seneden beri unutmayıp istekte bulunarak yeniden yayınlanmasına vesile olan sevgili okuyucumuz Muhammed Gökgöl'e teşekkür ediyoruz..."
Devamını Oku
Başa Dön
1
...
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
...
247
Sona Git