Abdüllatif Uyan

Hazret-i Alî bir gün eve geldiğinde; - Yiyecek bir şeyin var mı? diye sordu hazret-i Fâtıma'ya. O da cevaben; - Hiç yemek yok, dedi. Ama altı akçemiz var.

Endülüs evliyâsından Alî bin Abdullah Şüsterî hazretleri, bir sohbetinde; - Allahü teâlânın mubâh ettiği şeyler pek çoktur, buyurdu. Bunlarda bulunan lezzet, haramda bulunanlardan fazladır.

Hazret-i Hasan ile hazret-i Hüseyin çocuk iken, bir gün halîfe hazret-i Ömer'i ziyarete gittiler.

Babaeski'de medfun Şühûdî Efendi, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, dünyâ hayatı pek kısadır, buyurdu. Bunu, en lüzumlu şeyde kullanmak gerekir.

Sümeyye Hâtun, ilk îman eden bahtiyarlardan. Ve ilk kadın şehid.

Edirne'de medfun bulunan Şücâeddîn-i Karamânî hazretleri, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, "Ahlâk ilmi", kalb ve ruh temizliği bilgisi demektir, buyurdu. Tıp ilminin, beden sağlığı bilgisi olmasına benzer. Ve ekledi:

Asr-ı saadette, Kureyş kâfirlerinden bir bahadır vardı ki, ona diş geçiren biri yoktu o devirde.

Allah adamlarından Abdurrahim Bursavî hazretleri, bir gün şunu anlattı talebesine: Abdullah bin Mübârek, hacca gider bir sene.

Uhud Harbi kızıştığında, küffârın arasından, vücudu zırhlarla kaplı biri öne çıkıp, bütün hiddetiyle bağırdı: - Ey Müslümanlar! Karşıma er istiyorum! Resûlullah Efendimiz, hazreti Ali'ye seslendiler:

Gaziantep evliyâsından Alî Âkif Efendi, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, "Ehl-i sünnet âlimleri"ni sevmek ve o büyüklerin yazdığı "İlmihâl kitapları"nı okumak, çok büyük nîmettir, buyurdu.

Halîfe hazret-i Ömer, bir gün Selmân-ı Fârisî hazretlerini çağırıp; - Yâ Selmân! Seni İran'a vâli tayin ettim.

İran'da yetişen Şirvânî es-Sagîr hazretleri, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, birinci vazîfemiz, dînimizi öğrenmek için bir "İslâm âlimi" aramak, veya "Ehl-i sünnet âlimleri"nin kitaplarını bulup okumaktır, buyurdu.

Ömer bin Abdülazîz rahmetullahi aleyh, halîfe seçildiği gün, bir âlime mektup yazıp; - Bana, dedem hazret-i Ömer'le ilgili bilgiler gönder.

Bursa'da medfun Tâcüddîn İbrâhim Karamânî hazretlerine, bir gün, yeni evli bir komşusu gelerek, hanımından şikâyette bulundu.

Bir gün, Resûlullah Efendimiz, Kâbe yanında namaz kılıyor, beri yanda ise müşrikler toplanmış konuşuyorlardı. Ebû Cehil, yüksek sesle;

İzmir-Selçuk'ta vefat eden Şihâbüddîn Ahmed Sivâsî hazretleri, bir gün bazı sevdiklerine;

Allah adamlarından Şemseddîn-i İznîkî hazretleri, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, duâ almaya bakın! buyurur.

Allah dostlarından Şihâbüddîn Ahmed bin Alî hazretleri, bir gün bâzı gençlere; - Allahü teâlâyı çok sevmek ve O'ndan çok korkmak lâzımdır, buyurdu.

Zaman-ı saadette, Rekâne adında bir müşrik vardı ki, gayet iri cüsseli bir pehlivandı. Sırtını yere getiren yoktu o havâlide.

Kabr-i şerîfi Ankara-Bağlum'da bulunan Ahmet Mekkî Efendi, bir gün bâzı gençlere;