Abdüllatif Uyan

İstanbul velîlerinden olup, kabr-i şerîfi Medîne-i münevvere'de bulunan Sinân Efendi, bir gün sevdiği bir gence;

Muhammed bin Münkedir rahmetullahi aleyh, tâbiindendir. Hadîs âlimi ve evliyâdır.

Bağdat evliyâsından Sırrî-yi Sekatî hazretlerinin huzuruna bir genç gelerek; - Nasîhatınızı almaya geldim, diye arz etti.

Hindistan evliyâsından Sıbgatullah Bervecî hazretleri, bir gün şunu anlattı sevdiklerine: Peygamber Efendimiz, Eshâbiyle bir bahçede yemek yerken bir cariye geldi yanlarına.

Sevgili Peygamberimiz bir gün mescid-i şerîfte eshâbiyle sohbet ediyordu.

Büyük velîlerden Sıbgatullah Arvâsî hazretleri, bir gün nasîhat isteyen bir gence; - Yavrum! Kıyâmette işe yarayacak olan şey, İslâmiyetin gösterdiği yolda yürümektir, buyurdu.

Hazret-i Hasan ile hazret-i Hüseyin radıyallahü anhümâ, çocukken güreşe tutuştular bir gün. Resûlullah da yanlarındaydı. Ama ne hikmetse Hasan'ı teşvik buyuruyordu.

Kabr-i şerîfi Hizan'ın Gayda köyünde bulunan Sıbgatullah Arvâsî hazretleri, bir gün bâzı gençlere; - Evlâtlar! Tavşan gibi, gözleri açık uyku ne zamana kadar sürecek! Bir gün gelecek ki, hepimizi uyandıracaklar. Ama o uyanmanın faydası olmayacak, buyurdu.

Ebû Bekr-i Sûsî hazretleri, bir gün, talebesiyle sohbet ediyordu ki, dergâhtan içeri bir genç girdi. Elbisesi kir pas içinde, üstelik "Sarhoş"tu. Ayakta duramıyordu.

Kabr-i şerîfi İstanbul'da bulunan velîlerden Seyyid Velâyet hazretleri, bir gün sevdiği bir gence; - Ey akıllı oğlum! Allahü teâlânın sevmediği bu dünyânın arkasında koşma! buyurdu. Gönlünü Allahü teâlâya ver. Ne sattığını ve buna karşılık neyi aldığını düşün!

Şerbetçi Baba, Gelibolu'yu nurlandıran bir Allah dostu. O devirde genç bir âşık, bu zâtın büyüklüğünü işitip Gelibolu'ya geldi bir gün.

Büyük velîlerden Seyyid Velâyet hazretleri, bir sohbetinde; - İnsanı kötülüklerden uzaklaştırmayan bir namaz, doğru namaz değil, görünüşte namazdır, buyurdu.

Safvân bin Süleym, Tâbiînin büyüklerindendir. Çok namaz kıldığından ayakları şişer, namazlarda ağladığından, seccadesi hep "ıslak" olurdu. Bir gün sevdikleri; - Niçin çok ağlarsınız? dediler.

Büyük velî Seyyid Şerîf Cürcânî hazretleri, bir sohbetinde; - Allahü teâlâ, hepimizi beğendiği işleri yapmaya kavuştursun! buyurdu. Beğendiği şeylerin en mühimi iki şeydir.

İmâm-ı Şâfiî hazretleri, Bağdat Câmiinde talebeye ders verirken ikide bir kalkıp kalkıp oturuyordu. Bu hâl, on-onbeş defa tekrarlanınca, talebeyi merak sardı.

Büyük velîlerden Seyyid Sâlih hazretlerine, bir gün bâzı sevdikleri gelerek;

Sultân Mahmûd Gaznevî, Semerkant'a savaşa giderken, Ebül Hasan-ı Harkânî hazretlerini ziyaret edip, zafer için duâ istedi. Büyük velî açtı ellerini. - Allahü teâlâ muvaffak eylesin! diye dua etti.

Horasan'da yetişen büyük velîlerden Seyyid Radıyyüddîn Alî hazretleri, bir gün sevdiği bir talebesiyle sohbet ederken;

Seyyidet Nefîse hazretleri, takvâsı meşhur, duâsı makbul, mübarek bir hanımdı.

Kabr-i şerîfi İstanbul-Silivrikapı'da bulunan Seyyid Nizam Efendi bir sohbetinde; - Kardeşlerim, Allahü teâlâdan utanmamız, bu "Gaflet uykusu"ndan uyanmamız lâzımdır, buyurdu. Ve ekledi.