Abdüllatif Uyan

Şeyh Molla Mustafa Efendi, Anadolu evliyasından bir zat. Bilecik'e bağlı Gölpazarı ilçesinin Aktaş köyünde medfundur.

Esen Sofu hazretleri Söğüt toprağını nurlandıran bir Allah adamı. Kabr-i şerifi, Söğüt'ün Borçak köyündedir. Bu zat, talebesiyle sohbet ediyordu bir gün.

Ahmet Hilmi Efendi "rahmetullahi aleyh", Ankarada doğup İzmit'te vefat etti.

Abdülmuttalip vefat ettiğinde, Sevgili Efendimiz sekiz yaşındaydı henüz. Dedesi vefat edince, amcası Ebu Talib'in evinde kalmaya başladı. Onun teşrifiyle gözle görülür şekilde bir bereket gelmişti o eve. Ancaaak,

Abdülmuttalip, ölüm döşeğinde iken, sekiz yaşındaki torununu (Efendimizi) düşünüyordu. Vefat ederse, bu yetim ne olacaktı? Baba görmemiş, annesine doymamıştı. Maazallah kalbi bir kırılır, güzel gözlerinden bir damla yaş süzülür de toprağa düşerse, bu, yeryüzünün felaketi olurdu.

Ahmet Siyahî "rahmetullahi aleyh", Kastamonu velilerindendir.

Abdürrezzak Ali Efendi "rahmetullahi aleyh", Anadolu evliyasından. 1842'de Erzurum'da doğdu. Türbesi, Adana'nın İsmailiye köyündedir. Talebesinden biri uzun bir sefere çıkacaktı. Bir gün önce geldi bu zatın huzuruna.

Koç Tâceddin Baba, Söğüt toprağını nurlandıran bir Allah dostu. Kabr-i şerifi, Söğüt'ün Ortaca köyündedir.

Ahmet Eğribozî "rahmetullahi aleyh", 19'uncu yüzyılda İzmir'de yaşadı, İzmir'de vefat etti. Kabr-i şerifi oradadır. Ahmet isminde çok sevdiği bir talebesi vardı bu zatın. Devamlı yanında bulunur, her türlü hizmetini severek yapardı.

"Şeyh İbrahim Efendi", Balıkesir velilerindendir. Bir gün, seyyitler hakkında bilgi istedi gencin biri. Ona buyurdu ki: - Sana seyyitlerle ilgili bir menkıbe anlatayım mı?

Hayber gazasında, Resulullah Efendimiz sancağı Hazreti Ali'ye teslim edip buyurdu ki: - Yâ Ali! Hayber'i fethetmeden dönme geri!

Kâfirlerin içinde iri yarı, çok kuvvetli bir cengâver vardı.

Bayraktar Dede, Bozüyük toprağını nurlandıran bir Hak dostu. Bir gün, talebeden birini alıp gitti kabristana. Bir mezarın yanından geçiyordu ki durdu birden. Kederlenmişti. Talebesi farketti bunu.

"Kandilli Dede", Bilecik'in Bozüyük ilçesini nurlandıran bir Allah dostu. Vaktiyle bir savaş çıkmıştı o yörede. Bu mübarek, bir sürü geyiğin boynuzlarına yanan kandiller astırıp, bir gece vakti saldırdı düşmana.

Kumral Abdal, Bilecik'in Bozüyük ilçesini nurlandıran bir Osmanlı akıncısıdır. Bozüyük'ten Kandilli köyüne giderken solda kalıyor türbesi.

Medine'de müthiş bir kıtlık olmuştu bir sene. Eshap mutazarrır olmuştu bu kıtlıktan. Ancak Hazret-i Osman büyük kervanlarla buğday ticareti yapıyordu o aralar. Herkesin açlıktan kırıldığı bir zamanda onun "Buğday kervanı" girdi şehre. Tam "Yüz deve" vardı kervanda. Haber alan koştu hemen.

Bir gün Resulullah Efendimiz evinde oturuyordu ki, Hz. Osman'ın bir hizmetçisi geldi huzura.

Molla Hattap Karahisârî "rahmetullahi aleyh", Bilecik toprağını nurlandıran bir Allah dostu. Uzak diyarlarda bir velî türbesine gitmiş ve gecelemişti orada. Ancak orası bir viranelik olup, koca koca yılanlar mekan tutmuştu o yeri. Üstelik zehirliydiler.

Dursun Fakih "rahmetullahi aleyh", Şeyh Edebali hazretlerinin mümtaz bir talebesi. Kabr-i şerifi, Bilecik'te, hocasının türbesi içindedir.

Şeyh Edebali "rahmetullahi aleyh", Osmanlı devletinin kuruluşuna manevi destek veren bir büyük zat... Kabr-i şerifi, Bilecik merkezde, bir vadinin içerisindedir.