Behçet Fakihoğlu

Eşim bundan 1.5 ay önce mide kanaması geçirdi. Önce Bakırköy Devlet Hastanesi'ne, sonra Vakıf Guraba Hastanesi'ne ve oradan da İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürdüm. Dahiliye acilde gerekli muayene ve tetkiklerini yaptıktan sonra, "mide üst gist kanaması" teşhisiyle hastamızı yatırmamızı söylediler.

Yoksul vatandaşlara yardım için, bu hükümet döneminde çok şeyler yapıldı. Maddi yardım yapıldığı gibi, gıda ve kömür de verildi. Okula giden çocuklar için de cüzi bir miktar dahi olsa harçlık verildi.

Fındık üreticilerinin feryadını duymayan kalmadı. Bu köşede de birkaç defa vermiştik. Son protesto yürüyüşü ile işin ciddiyeti daha da iyi anlatılmış oldu.

Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ, mevcut sayılarıyla ülkemizdeki doktorların ihtiyacı karşılamadığını belirtmiş, bunun için gerekirse yabancı doktorlara çalışma yolunu açacakları yönünde bir açıklamada bulunmuştu.

Ekonomide taşlar yerine oturuyor. Tedirginlik gittikçe azalıyor. Döviz düştü, yüksek faiz ve enflasyon rakamlarının da gittikçe normale döneceği belirtiliyor. Turizmdeki olumsuzluklar son zamanlarda değişti. Ürken yabancı sermayenin de tekrar eski güveni duyacağı söyleniyor.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın belirttiğine göre, Avrupa Birliği ülkelerinde her 100 bin kişiye 280 doktor, Türkiye'de ise 140 doktor düşüyormuş. Açığın kapatılması için 100 bin doktora daha ihtiyaç varmış.

Yıl 2005, Anadolu'da şirin bir kent. Yaşı 20 civarında genç bir Alman memleketimi; yani Anadolu'nun şirin bir kentini ziyaret etmekte.

Türkiye'de arazinin büyük kısmının Hazineye ait olduğu biliniyor. Ekonomide de benzer durum vardı, sakıncaları görülerek özelleştirmeye gidildi, halen özelleştirmeler devam ediyor.

Yanı başımızda, sınırımızın az ötesinde büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. Lübnan ve Filistin büyük savaş makineleriyle yerle bir ediliyor. Tonlarca bomba insanların tepesine atılıyor, kadın-çocuk farkı gözetilmiyor. Artık hiçbir kurala riayet edilmeden, büyük bir katliam yapılıyor.

Vahit Deniz, emekli polis; Özel Harekât dahil, birçok hassas noktada yıllarca görev yapmış. Rahmetli Özal'ın ve Demirel'in korumalarını yetiştirmiş.

ÖSS (Öğrenci Seçme Sınavı) sonuçları açıklandı. 1 milyondan fazla genç açıkta kaldı, bir okula yerleşme hakkını kazananlar için de pembe bir geleceğin bulunmadığı gözler önünde.

Aldığı bir teklif üzerine 1994'de Çin'e giden ve üniversitede Çince öğrenen Necmettin Polat, Çin'i ve Çinliyi öğrenmiş. Halen eşi ve iki çocuğuyla birlikte Çin'de yaşayan Polat, bilgisayar alanında üretim yapıyor. İşte Necmettin Polat'tan, dünya piyasasında, dolayısıyla ülkemiz ekonomisinde de gittikçe kendini daha çok hissettirmeye çalışan bu dev ülke ile ilgili ilginç tespitler:

Birçok problemimiz, yetkililerin görevlerini hakkıyla yapmamalarından kaynaklanıyor. Ya doğru adım atılmıyor, ya geç kalınıyor, ya da başkaları tarafından atılan doğru adımlar engelleniyor. Bedelini de bütün millet ödüyor...

Bizler, Teknik Eğitim Fakültesi mezunları olup, çeşitli branşlarda çalışan Teknik Öğretmenleriz. Teknik Eğitim Fakülteleri'nde 4-5 yıl süreli örgün öğrenim görerek (teorik ve uygulamalı), Teknik Öğretmen unvanı ile mezun olduk.

Liseyi 18 yaşında, üniversiteyi ortalama 23-24 yaşında, askerliğini ise ortalama 25-27 yaşında bitiren bir kişi, daha harçlık parasını babasından alıyorken, nasıl aday olabilecek?

Trafik çilesinin en önemli sebeplerinden biri de trafik kazalarıdır. Ağır ilerleyen trafikte en basit bir kaza bile, trafiğin tamamen durmasına yol açıyor.

İnternet kullanıcıları bu aralar biraz tedirginler. Bu alanda tekel olan Türk Telekom A.Ş.'nin interneti ucuzlatma sözünün, uygulamayla tersine döneceği, faturanın daha da kabaracağı belirtilmekte, bu yöndeki endişeler dile getirilmektedir. Seslerini duyurmak, isteklerini ilgililere iletmek maksadıyla peş peşe gönderilen bu yöndeki mesajlarda gözardı edilemeyecek hususlar bulunmakta.

Çiftçinin desteklenmesi amacıyla, "Doğrudan Gelir Desteği, Mazot Desteği, Gübre Desteği" adları altında belli oranda ödemeler yapılıyor. Bu ödemelerin aksamakta olduğu, geciktiği yönünde ciddi yakınmalar bulunmakta. 2005 yılına ait ödemelerin hâlâ tam olarak yapılmadığı söyleniyor.

Devamlı kanunlar çıkarılıyor, sistem değişikliğine gidiliyor. Ama yılların ihmaliyle, problemler o kadar birikmiş ki, kısa sürede bitirilecek gibi değil. Özellikle sosyal güvencesi olmayan yoksullar, yaşlılar çok zor durumdalar. Bir sosyal güvenlik kurumuna mensup olanlar da başka problemlerle karşılaşıyor.

Haberleri dinleyince gece uyku uyuyamıyorum. Bir cep telefonu için insana kıyanlar, soygunlar, okulların önünde uyuşturucu satanlar, körpe çocukları zehirleyenler... Normal bir insan bu kötülüğü yapar mı? Özentiden kendilerini kaybedip tuzağa düşürülen genç kızlar; ya bu ticareti yapanlara insan denir mi? Gün geçmiyor ki bir taksi şoförü öldürülmesin. Olanları hafsalam almıyor...