Hasan Sarıçiçek

Sevilla hiç ama hiç bu kadar zayıf yakalanmadı. Bu, UEFA Avrupa Ligi'nde bir ilke imza atmak isteyen F.Bahçe için büyük bir fırsat. 

…Ve Fenerbahçe, Konya’dan sonra Valencia ve Ferdi’nin golleri ile Kayserispor’u da devirip “Şampiyonluk yarışı Fenerbahçesiz olmaz” dercesine lider Galatasaray’ın ensesinde soğuk nefesini yine hissettirdi. Daha da önemlisi mi?

Trezequet, Gomez, Larsen neler kaçtı neler. Verilen verilmeyen penaltı da dahil üç net pozisyonda bir gol üretip rahatlamak varken uçtu gitti tur. Yazık!

Önümde, 13 gün enkaz altında kaldıktan sonra ancak naaşına ulaşılabilen Hataysporlu Christian Atsu'nun trajik hikâyesi... "Kasımpaşa maçında o son saniye golünü atmasaydı, biletini almış çoktan Fransa'ya uçacaktı." Maalesef! Kader ağlarını örmüş bir kere…

"Ya bir yol aç ya da bir eser bırak." Sanki Ahmet Suat Özyazıcı için söylenmiş gibi

Geçmiş olsun hepimize… Şu acı dolu dönemde gülümsemeye o kadar ihtiyacımız vardı ki...

O çığlık! O feryat! O haykırış! O nida! Hâlâ kulaklarımda çınlıyor, ruhumda, beynimde ve bütün benliğimde şimşek gibi çakıyor!

Beşiktaş, Sivas’ta dondu kaldı. Ne sıkıcı bir oyundu! Şenol Güneş, siyah beyazlıların yüreğini ısıtacak hamleleri zamanında yapamadı ve Kartal için acı son kaçınılmaz oldu. Yazık!

İki defa geri düşen Galatasaray, dünya yıldızı İcardi’nin olağanüstü çabasıyla maçı çevirmeyi ve seriyi sürdürmeyi başardı.

İç saha dış saha fark etmiyor artık G.Saray’a. Sonuçta her yer Nef Stadı sarı kırmızılılar için.   Öyle inanmış öyle kenetlenmişler ki, “ŞAMPİYON GALATASARAY kimse heveslenmesin” der gibi iddialılar sahada Okan Buruk ve öğrencileri.

“Dışarda düşmanımsın düşmanım içerde sen benimsin ben senin.” Ne büyük tiyatro ama! Sanırsınız ki Dursun Özbek ile Ali Koç başkan hasım, hayır bu doğru değil. İkisi de dost ve futbolu daha da güzelleştirmek için çabalıyorlar. 

Aslında bizim futbolun çok bilmişleri; küçük dünyanın büyük kralları! Burunlarından kıl aldırmazlar, FIFA'yı IFAB'ı, herkes için eşit olan oyun kurallarını yok sayarlar, sanki o kitabı kendileri yazmış gibi! Heyhat! Bu nasıl dünya?

Ne akıl, zekâ ve cesaret dolu bir oyundu öyle lider Galatasaray’ın Antalyaspor mücadelesi. 

Dakika 1. Gol bir! Mert önce harakiri yaptı sonra kurtardı, Beşiktaş’ı. İyi kaleci basit gol yer de ayağının altından top mu kaçırır, maalesef!

Endüstriyel futbolun yarını için tarif edemeyeceğim ciddi kaygılarım var. Önce bunu belirteyim. Sonra yiğidin hakkını yiğide teslim edeyim. 

Beşiktaş’a Şenol Güneş’in sihirli elinin dokunduğu o kadar belli ki, bu siyah beyazlı camiaya gelecek adına güven ve umut aşılayan şahane bir dönemi başlattı. Tebrikler. 

Fair Play önemli; içinde dürüstlük, adalet, empati, saygı ve sevgi başta olmak üzere değerlere değer katmak adına bütün güzellikleri taşır.

En son G.Saray yorumumda “Varsa yoksa Gomis” demiştim. Nihad Mujakic’i sırtlayan Fransız golcü dün yine aklını, zekasını, tecrübesini ve de golcü yeteneğini kullanarak G.Saray’ı Barış Alper Yılmaz, Berkan ve Muslera ile birlikte ipten aldı. Helal olsun.

Ne mutu! Türkiye her alanda kendini aşıyor, potansiyelini avantaja, faydaya, üretime, kaliteye ve verimliliğe dönüştürüyor hızla. Hem fiziki, sosyal, idari, ekonomik hem de sportif anlamda gelişiyor.

Keyifli, heyecanı yüksek ve bir o kadar da “herkese lazım” dediğimiz “adalet” adına tartışmalı bir lig seyrediyoruz. Sonu güzel olur İnşallah.