M. Necati Özfatura

1869-1948 arasında yaşayan Gandhi, Batı Hindistan'ın tanınmış Hıristiyan bir ailesine mensuptur. Babası, Porbtandar şehrinin baş papazı idi. Çok zengindi. Lise tahsîli için, İngiltere'ye gitti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan "Hedefimizden vazgeçemeyiz... Ülkemiz 2008 sonunda dünyanın en büyük 15. ekonomisine, 2020 yılında ise 12 veya 13. ekonomisine sahip olacaktır. 2023 yılında ise Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelecektir" dedi.

Avrupa'nın meşhûr fikir adamı Roger Garaudy'nin 1982 senesinde, açtığı yolda, denizlerin kaptanı Cousteau rotasını İslâmdan yana çevirdi. 8 Nisan 1983 günü Bingazi'nin Karyünes Üniversitesinin konferans salonunda bir büyük ilim adamı, bir büyük yazar Roger Garaudy, "Evet, bugün ben Müslümânım. Niçin İslâmı seçtiniz, diyorsanız; İslâmı seçmekle çağı seçtim" diyordu.

Tanzimattan bu yana geçen 200 yılda demokrasi tam olarak gerçekleşmedi. Birleşmiş Milletlerin donelerine göre gerçek demokrasiye sahip 21 ülke vardır. Türkiye ve İslam ülkeleri bu listeye dahil değildir.

İngiliz Lord Davenport'un İngilizce (Hazret-i Muhammed ve Kur'an-ı kerim) isimli kitabının 2. kısım ikinci faslı ve 1. sayfasında "İlme ve irfana Müslümanlardan daha derin saygı gösteren bir millet gelmemiştir" demektedir. 1755 tarihinde vefat eden Lord Davenport eserinde diyor ki: "Avrupa, bugün de Müslümanlara medyundur. Hazret-i Muhammed aleyhisselamın bir sözü (Şan, şeref ve üstünlük mal ile değil, ilim ve irfan ile ölçülür.)

İslam âlimlerinin "Rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma'in" tarif ettiği ve ulaşılmasını emir ettiği medeniyet formülü şudur: "Ta'mir-i Bilâd ve Terfih-i İbâd'tır." Yani medeniyet, binalar, makineler, fabrikalar yaparak memleketleri kalkındırmak ve fenni ve her çeşit gelirleri, milletlerin hürriyetleri, rahat ve huzur içinde yaşamaları için kullanmak demektir.

Türkiye ne zaman ekonomik, sosyal ve demokratik konularda düzlüğe çıkıp gelişse kesinkes bazı dış ve iç menfaat mihrakları önüne set çekmektedirler.

Bir milletin bilim ve teknikte çok ileride olması onun medeni olduğunu göstermez. Bu, onun maddi temelinin kuvvetli olduğununun işaretidir.

arih boyunca milletler, kültür ve medeniyetlere sahip olmuşlardır. İnsanlık tarihi yüksek kültür ve medeniyetler kuruldukça değer kazanmış, kültürler ve medeniyetler yıkıldıkça değerinden kaybetmiştir.

Avrupalı ülkeler nüfuslarının çoğalması ve genç nüfus artışı için son derece cazip destekler vermesine rağmen ve yazarları, pedagogları "Kariyer yapma doğum yap" sloganını feryad ederken; konuyu bilmeyen bazı Türk yazarlar ve bürokratlar; sayın Başbakanın sözlerine ateş püskürmektedir.

AK Parti ile ilgili siyasi kriz sebebiyle yabancı sermaye yüzde 80 azalırken, dış sermayenin evine dönüşü ülke açısından büyük kayıptır. Ancak ülkede yine de önemli gelişmeler olmaktadır.

Ekonomik istikrar siyasi istikrara bağlıdır. Ve ekonomi siyasi istikrar ile doğru orantılıdır.

20 Mart 2003 ABD'nin Irak'ı işgali, dış politika uzmanlarına göre "çağımızın postmodern Moğol istila ve katliamıdır." İngiltere'de çıkan The Independent gazetesinin 19 Mart 2008 tarihli sayısında, gazetenin yazarlarından Robert Fisk'in "Kaybetmeye mahkumsunuz!" başlıklı tam sayfa makalesindeki bazı görüşleri şöyledir:

Herkesin fikirlerini açıklaması düşünce hürriyetinin gereğidir.

Türkiye'de bir kimlik bunalımı olduğu inkârı mümkün olmayan bir gerçektir. Bu bunalımın asli ve tali çok sayıda sebebleri varsa da, ilk sırada yer alan mazi (Osmanlı) düşmanlığı ve her geçen gün İslamiyetten uzaklaşmaktır. Maalesef milli ve manevi değerlerimizde bir erozyon vardır.

Demokrasinin hakim olduğu ülkelerde "Düşünce özgürlüğü" vardır. Kaldı ki Başbakan'ın "En az üç çocuk yapın" tavsiyesini suç ve tenkit mevzuu sayanlar doğum konusunda gerçekleri ya bilmiyorlar ya da bilmelerine rağmen sırf muhalefet ve yıpratma politikası yapıyorlar.

En az 30 yıl önce yazdığım bir yazıda; aşağıdaki bilgiler geçmişte olduğu gibi zamanımızda da son derece ağır tahribata sebep olmaktadır.

Türkiye başta olmak üzere Türk ve İslam Dünyasının önemli kısmında nüfus planlaması uygulanmaktadır.

İnkârı mümkün olmayan temel gerçek, millî ve manevî değerlerimizdeki erozyondur. Ve şu anda sıkıntılarımızın temelinde bizi bize inkâr ettirmek ve bu yol ile bizi bilerek eritmek hedefi yatmaktadır. Ve ilk hedef İslamın birleştirici özelliğini saf dışı bırakmaktır.

Türkiye ne zaman ekonomik dar boğazdan çıkıp, ekonomik gelişmeye başlasa siyasi, ekonomik ve çeşitli engeller ile ülkemizin yolu kesilmektedir.