Murat Başaran

Benim sevdam... Ruhumun ve canımın kanatlarıyla sarıp sarmaladığım... Onun için, yaşadığım...

Edgar Allen Poe hikâyeleriyle bütün edebiyatseverlerin yakından tanıdığı bir isim. "Kuzgun" bu büyük yazarın hikâyelerinden yola çıkarak, onun kişiliğine de ışık tutuyor.

Ş ehir Tiyatroları, Devlet Tiyatroları, özel tiyatrolara destek, sinemaya destek... Ne bu? Devletin kesesinden... Yani bizim kesemizden "sanat faaliyeti"!

Sinemayı bıçak gibi "Popüler Sinema" ve "Sanat Sineması" diye ikiye ayırmak bu işten para kazananların işine geliyor. Çünkü buna göre bir düzen kurulmuş.

Peygamber efendimiz, (Az konuşmak imandan, çok söz nifaktandır) buyurmaktadır. Dil, ya hak konuşur, ya bâtıl. Diğer uzuvların sahası dardır. Kulak sadece işitir, göz sadece görür. Dilin sahası geniştir. Hayır ve şer için geniş alana sahiptir.

Zeki Demirkubuz'un isminin ve sanatının varsayılan ağırlığı altında büzüşmeden salondan çıkar çıkmaz bir seyirci olarak "Bu ne be. İçim karardı. Ne anlatıyorsun sen?" diyebilmenin özgürlüğünden asla vazgeçmeyeceğim.

Hiç balık tuttunuz mu bilmiyorum. Özellikle kıyıdan ve el oltasıyla balık tutmanın ilkel zevki, her türlü avcılık zevkinden üstün gelir bana.

Şimdi Fida Film'in Halid bin Velid filmine soyunması, Mahsun Kırmızıgül'ün "Vahdettin Han"ı film yapacak olması hakkında ne düşünmeliyiz diye sorsam...

Hani zat-ı muhterem o kadar meşguldür ki, bin bir ricadan sonra aldığınız randevu 15 dakika sürecektir ve size verilen saat mesela 14:48 gibi son derece de eksantriktir.

Petrol şirketleri, Rus ve Amerikan orduları farklılıklarını bir kenara bırakarak balinaları kurtarmak için seferber olur. Herkes dikkatini yerkürenin en tepesindeki bu noktaya çevirmişken türü tehlike altında olan bu hayvanları kurtarmak birbirlerine diş bileyen ülkeleri bir araya getirir ve Soğuk Savaş'a kısa bir süreliğine de olsa ara verilmesine vesile olur.

Türkiye'nin en önemli problemi eğitimdir. Türkiye'de eğitim, aileler için de, çocuklar için de külfettir. Devlet okulları yetersiz ve güvensiz, kolejler de ticarethanedir.

"Bir zamanlar Kuzey Amerika olarak bilinen bir yerin yıkıntıları içerisinde Panem ulusu yaşamaktadır. Başkent Capitol'ün etrafında 12 bölge bulunmaktadır. Capitol şiddetli ve acımasızdır ve bölgeler bir hat boyunca sıralanmıştır. Onların her biri her yıl yapılan açlık oyunlarına katılmak zorundadır. Yarışma için her bir bölge, yaşları 12 ila 18 arasında değişen birer erkek ve bir kız çocuğu göndermek durumundadır. Açlık oyunları TV'den canlı yayınlanan ölümüne bir kavgadır."

Hayat kapıyı çaldığında evde değilseniz... Yaşamaya çalıştığınız şeyin ne olduğunu anlama fırsatı kaçmış demektir. Telafisi olmaz.

İnsanın kaçma/ sığınma hikayesi, çocukken masanın altına girip kendini tecrit etmesiyle, "güven ve huzur" arayışıyla başlar çoğu zaman.

"Ve biz at sırtında Orta Asya'dan hicret eden yorgun bir kavimdik. Kendisine yurt arayan bir aşirettik; nihayetinde bir kaç yüz çadırla Söğüt'e yerleştik. Bizim hikayemiz işte böyle başladı. Çadırımızın direğini Söğüt'e diktik. İplerinin çivilerini üç kıtaya çaktık.

Bu hafta vizyona yeni giren filmlerle "Gizemli Ada"ya gidiyoruz. Jules Verne maceralarına inanıp yola çıkan maceraperestlerin hikâyesi. Ulaşılması zor bir ada. Fakat gittiğiniz zaman da kaçması daha zor...

Paramız bir sembole kavuştu ya... Tartışıyoruz. Adama mikrofon uzatmışlar; "Hiç beğenmedim. Ay yıldız olmalı, milli motiflerimizi yansıtmalıydı." diyor...

Clint Eastwood imzalı ve Leonardo Di Caprio'nun oyunculukta döktürdüğü bir film varken başlığı ve yazımın ağırlığını Tolga Çevik'in "Sen Kimsin?" filmine ayırıyorum.

Mehmet Ali Birand'ın hazırladığı 28 Şubat Belgeseli'nin sadece bir bölümünün bir kısmını seyrettim. Tesadüfen... Fadime Şahin'i gördüm. Vural Savaş'ı gördüm. Müslüm Gündüz'ü ve sonra Demirel'i gördüm ardı ardına... Baktım ki, kimyam bozuluyor. Kanal değiştirdim.

Senden Bana Kalan'da George Clooney, bir deniz kazasında eşini kaybeden adamı oynuyor. Ve biliyoruz ki, bu rolüyle oscara aday...