Necmettin Batırel

Taksim'de gezi parkında başlayan protesto gösterileri kısa sürede tüm yurda hatta sınırların ötesine yayıldı.

Merkez Bankası başkanının (döviz piyasasında yükselen tansiyonu düşürmek için gerekirse ilave tedbir alırız, likiditeyi kısıp parasal sıkılaştırmaya gideriz) sözü dövizin ateşini söndürdü ama borsa istanbul'da satışlar devam etti.

Ekonomide işler iyi gidiyor, Türkiye şantiyeye döndü. Yollar yapılıyor, fabrikalar kuruluyor...

Resesyon kelimesi son zamanlarda gündemden düşmüyor. İsmini duyunca iki adım geri atılıyor.

AK parti iktidarda bulunduğu 10 yıllık süre ekonomide kelimenin tam anlamıyla tarih yazdı.

Dünyanın en büyük ekonomisi toparlanıyor. Açıklanan veriler beklentilerin üzerinde. Dolar ülkesine geri dönüyor.

Dövizdeki yükseliş tehlike sınırlarına dayandı. Dolar 1 yıl öncesinin değeri olan 1.850 TL'ye ulaştı.

Hasat zamanı!

Türkiye'de 3 yapı var. Kamu, Şirketler ve Hane Halkı. Toplam tasarruf bu kesimler tarafından oluşturulur.

Başbakan Erdoğan'ın bu defaki ABD ziyareti çok farklı bir özellik taşıyor.

Faize ölüm

Madalyonun arka yüzünde bambaşka bir manzara var. Ülkenin üreten, ihracat yapan ve istihdam sağlayan kesimi, yani sanayici ve ihracatçıların kâr oranları gittikçe düşerken bankalar rekor kırıyor.

Bir taşla iki kuş!

İkinci bomba!

Para, artık aslanın ağzında değil midesinde. Mevduat faizi %7.5 düzeyinde. Bundan enflasyonu çıkarın, reel getiri negatif. Tasarruf sahibi ne yapacağını şaşırmış durumda.

Devlet baba!

İşte hesap!

Global borsalar günübirlik yaşıyor. Ekonomik veriler iyileşince yükseliyor, göstergeler kötüleşince düşüyor. Güvercin gibi, sabahları kursakları boş olarak ayrıldıkları yuvalarına doymuş olarak dönüyor.

Nerdesin adalet!

Treni kaçırmayın!