Ömer Söztutan

Abicim siz "Meçka Engin, Meçka Engin" yazıyorsunuz, altına da açıklama olarak (Vatansever, halk adamı) diyorsunuz... Dikkat edin bu olaya (BDK) Bulgar Dil Kurumu müdahale etmesin...

Yabancı basın, "Kıbrıs isimli güzel kız" diyerek Rumlar'la tanışma konusunu cazip kılmaya çalışıyor... Biz zaten, "Türkiye isimli yakışıklı erkek" olmaya her an hazırız...

(Abraham Lincoln bu mektubu oğlunun öğretmenine yazmış...) Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona, Kazanılan bir liranın, bulunan beş liradan daha değerli olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı...

Kimi Tayyip Erdoğan'ın geçmişinden dolayı futbola, kimi satranca, kimi de dansa benzetiyor... Bana sorarsanız, "iki ucu açık, mâlum değenekle atlama" dır... Şunlar da olabilir:

Üç kafadar Temel, Dursun, İdris son işlerinde yakayı ele vermiş... Hakim bunlara çamura saplama cezası vermiş...

Nasıl oluyor da; Rıdvan Dilmen "Gol olur" deyince gol oluyor, "Faul verecek" deyince hakem düdüğü çalıyor, "Serhat'ı alması lazım" deyince Serhat oyuna giriyor diye kafayı yiyecekseniz

(TGRT / Sizin Sesiniz) SERAP EZGÜ: Peki evlenince Tokat'ta yaşayacak mısınız?... MÜNEVVER HANIM: Tokat mı?... Tokat ne tarafa düşüyor?...

YALÇIN : Sen hep sakinsin.... Nasıl beceriyorsun bunu?... SERPİL ÇAKMAKLI: Buradakiler eşim değil, ailem değil... Niye kavga edeyim ki?...

Sanırım kim olduğumu merak edip duruyorsun, ama sürekli bir adı olmayanlardanım... Adım sana bağlı. Aklından ne geçerse bana öyle seslen.

Her gün verdiğimiz şu, "Tebeşir Tozu" var ya... Bugün "Söz Market" yapımı olanlara yer vermek geldi içimden...

* Telefondaki sesi, gazetedeki fotoğrafa oturtamadım ben... "Gerçekte ben buyum" diye yeni resmini yayınlayacağını umduğum 40'lı yaşlardaki halini merak ediyorum... (Nuran Gündüz)

Düşünün ki biz Avrupa Birliği'ne girmişiz; bizden sonra üye olmaya çalışan ülkeden isteklerimiz...

Yüzyüze dostluklar vardır; Güneşle ayçiçeğinin dostluğu, böyle bir dostluktur mesela... Ayçiçeği sabahtan akşama kadar hiç ayıramaz yüzünü güneşten...

Kızın dizi oyuncusu olabilecek, reklam filmi çekebilecek, hatta haber sunabilecek güzellikte olmamasına dikkat etmek...

* Evliliğin reytingi öldürdüğünün anlaşılması... * Programda sürekli alınan elektrikte bir kaçak olması... * Kendini sürekli konuşmak zorunda hissetme durumu...

(Salaklığın sınırı var mı diye merak ederiz ya; ben olmadığını anladım... Bob Fenster'in "Salaklığın Tarihi" kitabından örnekler verince, siz de olmadığını anlayacaksınız...)

* AB Standardı: Çeşitlerimizin el değmeden hazırlanıp, yenmesi... * Tam üyelik: Dereyi görmeden paçayı sıvama durumu... * Siyasi şarlatan: Ne yapacağı belli olmayan... Ciddi rakip...

Howard, yoksul bir ailenin çocuğuydu ve okul giderlerini karşılamak için kapı kapı dolaşarak eşyalar satıyordu... O gün, hiçbir şey satamamıştı ve karnı da çok açtı... Bundan sonra çalacağı ilk kapıdan yiyecek birşeyler istemeye karar verdi... Kapıyı açan sevimli genç bayanı görünce utandı...

Arşiv üstadıdır, harika bir birikimi ve üslubu vardır... Sporun tarihini yazar da; siz bilgi almaz, içersiniz âdeta...

Temel Alman ve Amerikalı arkadaşlarına İstanbul'u gezdiriyormuş... Alman demiş ki; "-Yahu şu İstanbul denilen şehire bakın... Sokaklar sokak değil, yolları yol değil..."