Ahmed Doğrusözlü

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Allahü teâlâya yemîn ederim ki, mü'min olmadıkça Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de mü'min olamazsınız..."

Yeryüzünün en şerefli yerleri olan câmilere "Beytullah=Allah'ın evi" denilmektedir. Bu durumda, Câmiye ibâdet için giden mümin de, Allah'ın ziyâretçisi ve misâfiri durumunda olmaktadır...

Dil, içtimâî bir müessesedir. Bir cemiyetin, bir kavmin, bir milletin en büyük dayanağı dildir. Millet kendi diliyle anlaşır, millî birliğini korur, başkalaşmaktan, dağılıp yok olmaktan kurtulur...

Hazret-i Mevlânâ, oğlu Sultan Veled'e buyurdu ki: "Oğlum! Eğer Cennet'te olmak istersen, herkes ile dost geçin, hiç kimseye kin tutma, herkese tevâzu göster. Zîrâ alçak gönüllü olmak asıl sultânlıktır."

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'den istifâde edebilmek için, onu doğru bir şekilde tanımak lâzımdır. "Büyük âlim ve velîler"i lâyıkı vechile tanıyabilmek ve anlatabilmek de kolay bir iş değildir...

Büyük âlim ve velî Hazreti Mevlânâ'nın 800. doğum yıldönümü, bu sene Türkiye'nin yanı sıra birçok ülkede de çeşitli etkinliklerle kutlanmıştır...

"Şevvâl ayında tutulan bu altı günlük oruca da, Ramazân-ı şerîfteki saygıyı göstermelidir. Çünkü, Şevvâl ayında tutulan oruçlar, ramazân ayındaki oruçların eksikliklerini tamîr durumundadır."

Dînî bayramlar, milletimizin birlik ve beraberliğine ve dargınların, küskünlerin barışmasına vesîle olduğu gibi, ölülerimizin bile sevinmelerine sebep olmaktadır...

Bayramların öncesindeki mübârek gün ve gecelerde günâhlar affedildiği için, Müslümanlar bu zamanlarda sevinçli ve neş'eli olurlar...

Mübârek gün ve geceleri birer ganîmet bilmeli ve ihyâ etmelidir. Yanî bugün ve gecelerde bolca tevbe-istiğfar etmeli, Allahü teâlâya duâ, münâcât, tazarru' ve niyâzda bulunmalı, yalvarıp-yakarmalıdır...

Kadir gecesi, Muhammed aleyhisselâmın ümmetine mahsûs bir gecedir. Başka Peygamberlere böyle bir gece verilmemiştir...

"Ey îmân edenler! Oruç, sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki (günâhlardan) korunursunuz; Allah'a karşı gelmekten sakınırsınız." (Bakara,183)

Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibâdet etmelidir. Allahü teâlânın râzı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, âhireti kazanmak için bir fırsat bilmelidir.

Bu ayı, âhıreti kazanmak için bir fırsat bilip, elden geldiği kadar ibâdet etmeli, Allahü teâlânın râzı olduğu işleri yapmalıdır. Allahü teâlânın gazabına sebep olabilecek bütün kötülüklerden, harâmlardan sakınmak, îmân, ibâdet bilgilerini, harâmları öğrenmek, kul haklarından sakınmak, varsa helâlleşmek, günâhlardan tevbe etmek lâzımdır.

"Ey îmân edenler! Oruç sizden öncekilere (sizden önce gelip geçmiş ümmetlere) yazıldığı (farz kılındığı) gibi size de, Allah'a karşı gelmekten korunasınız, sakınasınız diye farz kılındı." [Bakara, 183]

Orucun, dünyâdaki faydalarından biri, insanlara açlığın ve susuzluğun ne demek olduğunu öğretmektir. Tok, hiçbir zaman açın hâlinden anlamaz ve ona merhamet etmez...

Ramazân-ı şerîfte, oruç tutmak çok sevâptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günâhtır. Ama dinî bir mazeret varsa oruç tutmamak günâh olmaz...

Resûlullah Efendimiz, Recep ve Şa'bân aylarına çok değer verir ve "Yâ Rabbî, Receb ve Şa'bân'ı bizler için mübârek kıl ve bizi Ramazân'a da eriştir, kavuştur" diye duâ ederdi...

"Ramazân ayı, çok şereflidir. Kur'ân-ı kerîm ramazân ayında indi. Bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi, bu aydadır. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytânlar, zincirlere bağlanır..."

Özbekistân, binlerce yıldan beri Türklerin yurdu olup, topraklarında pek çok devlet kurulmuştur. Bu beldelerin tamâmına, eskiden "Türkistân diyârı" denilirdi. [Türkistân, Türklerin yurdu mânâsınadır.]