Behçet Fakihoğlu

Ülkeyi sürekli gerilim ortamında tutmak, bütün kötülüklere zemin hazırlar. Artık normalleşmiş bir ülke istiyoruz. Ekonomiyi de siyaseti de bu ortamlar raydan çıkarır. Hatta terör, yolsuzluk, kanunsuzluk ve diğer kötülükler de bundan beslenir. İnsanların ruh sağlığı, toplumsal barış ve güven ortamı bundan büyük darbe alır...

18.04.2007 tarimli gazetemizin bu köşesinde, gümrüklerde işlerin geciktirildiğini, suistimaller bulunduğunu, bu yapıyla düzelmenin beklenemeyeceğini belirten bir vatandaşın görüşlerine yer vermiştim. Gümrük çalışanlarından cevap gecikmedi; dürüst vatandaş için kaygılanacak bir durum bulunmadığı, yasalara uygun şekilde bütün belgeleri bulunan bir kişi için en hızlı işlemin gümrüklerde yapıldığı belirtilen açıklamada, kaçakçılığa da geçit verilmediği anlatılıyor.

Türkiye, konumu itibarıyla belalı bir bölgede. Birçok gücün hesapları buralarda kesişiyor. Ülkemizin etkileyici gücü de göz önüne alınınca, neden başımızın sık sık belalara girdiği daha iyi anlaşılır.

İçişleri Bakanlığı'na; 14 Nisan 2007 günü, bütçemize uygun ihtiyaçlarımızı almak için ailemle Bakırköy Pazarı'na gittik. Enaz 40-50 arabanın parkettiği yolun sağına arabamı nizami bir şekilde parkettim. Hiçbir ikaz levhası, park yasağı yoktu.

Gümrüklerde sık sık operasyonlar yapılır, rüşvet ve suistimalden gözaltına alınanlar olur. Ama bu yapılanların pek işe yaramadığı anlaşılıyor. Hâlâ bazı yerlerde, vatandaşların rüşvete zorlandığı yönünde ciddi iddialar bulunmakta. İsmini vermek istemeyen vatandaşın bu yazdıkları için yetkililer ne der, merak ediyorum:

Kendilerine aydın diyorlar, ülkenin kaymağını bunlar yemekte; çoğu kamu kuruluşlarında olmak üzere, önemli mevki ve makamları elde etmiş durumdalar... İşte bu iltimaslı kesim bugünlerde ayaktalar, habire sesleri çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça hırçınlıkları, hazımsızlıkları daha da artıyor, meydanlara taşıyor. Halkın bu tür zihniyetlere oy vermeyeceğinin anlaşılması da öfkelerini gittikçe kabartıyor.

05.04.2007 gün ve 5622 sayılı kanun ile mesailerimiz kuşa çevrildi. Toplanan mesailerin %50'si Hazine'ye gidiyor, kalanın da %16'sı vergi olarak kesiliyor. Yapmışken tamamını kaldırın da bu iş bitsin!..

İstanbul ormanlarının önemli bir kısmı 1960-1980 yılları arasında, kömür üretmek uğruna yok edildi. Ormanlık alanların yerinde devasa çukurlar ve çöl görünümündeki çıplak alanlar oluştu. Bu felakete yıllarca göz yumuldu, çirkin çukurlar o şekilde bırakıldı...

Maddi imkansızlıklar ya da başka problemler sebebiyle, zor duruma düşüp, okullarıyla ilişiği kesilen 1 milyona yakın üniversite öğrencisi, hükümetten yeni bir şans talep ediyor. 2001-2005 döneminde 644 bin öğrenci okulundan ayrıldı. 2005'te çıkartılan aftan 200 bin öğrenci yararlandı. 2005-2007 arasında 290 bin öğrenci daha okulundan atıldı.

Bütün itirazlara rağmen, bankaların kartlardan ücret alma uygulamaları devam ediyor. Bu uygulamalara gelen şikayetlerin ardı arkası da kesilmiyor. Bu uygulamanın haksız olduğunu belirten Erol Kara, vatandaşın hakkını aramasını istiyor:

Dışişleri Bakanlığı yetkililerine; Her yabancı otonun, Türkiye'ye girerken mecburen yaptırdığı 'Yeşil Kart Sigortası', İran araçlarında da var. Fakat ödeme yapmaya gelince İran Motorlu Taşıt Bürosu hiç de oralı olmuyor.

Cumhurbaşkanının nasıl seçileceği Anayasa'da açıkça yazılmış. Üstelik bundan önceki üç örnek de ortada. Yani zamanı gelince, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kanunlara ve kurallara uygun bir şekilde, rahatça seçilecek? Buna rağmen kopartılan gürültü neden? Kendilerini etkili(!) ve bu ülkenin asıl sahibi(!) sayan, çoğu mevki, makam sahibi ve insanlarımızın verdiği vergilerle maaşlarını alan, milletin verdiği görevleri unutup başka işlere tevessül eden bir azınlığın çıkardığı fırtına normal mı?

5 yıllık istikrar ve bunun sonucu olarak kurulmuş güçlü hükümet birçok işi başardı. Başta ekonomi olmak üzere, ülke meselelerinin çoğu çözülme yoluna girdi. Artık insanlarımız önünü görebiliyor, yarınlara daha güvenli bakılıyor. Bu da yeni yatırımlar, yeni istihdam olarak ortaya çıkıyor. İyileşmeler kesintiye uğratılmazsa, bunun yansımaları dar gelirliye de daha çok yansıyacak, iş ve aş bekleyenlere çare bulunacak.

Kış kurak geçti, beklenen bahar yağmurları da henüz tam olarak gelmedi. Yetkililer kuraklık tehlikesinden bahsediyor. Küresel ısınmanın oluşturacağı felaketler de hergün yazılıp çiziliyor... Bütün bu karamsarlık oluşturan gelişmeler yanında, insanın içini ferahlatan, iyimser olmasını sağlayan güzellikler de oluyor.

Birkaç gün önceki yazımda Van Valisi Mehmet Niyazi Tanılır'ın gönderdiği broşürden sözetmiştim. Vali Tanılır'ın bazı sözlerine yer vererek, önemli bir zihniyet değişikliğinin yaşanmakta olduğunu belirtmiştim. Diyarbakır Valisi Efkan Ala'dan da benzer sözler dinleyince, zihniyet değişiminin dar çerçeveli olmadığını, işin püf noktasının iyi kavrandığını anladım.

Sağlık Bakanlığı'nın attığı dev adımları zaman zaman buradan dile getirdim. SSK Hastaneleri'nin Sağlık Bakanlığı bünyesine alınması, hastanelerin bütün vatandaşlara açılması, özel hastanelerden de yararlanılması çok büyük adımlar. İlaçların en yakın eczaneden alınabilmesi de başlı başına bir kolaylık.

Eğitim kalitemizin arzu edilen seviyede olmadığı, bunun için yeterli altyapının kurulmadığı biliniyor. Mevcut okullardan mezun olmuş, diploma almış kişiler yine de şanslı. Ya hiç okul yüzü görmemiş, okuma-yazma dahi öğrenememiş milyonlar...

Ben, Sınıf Öğretmeni olarak görev yapmaktayım. Eşim çalışmıyor, bir oğlum var bir oğlum da Allah izin verirse yolda... Milli Eğitim Bakanlığı'nın "ekders ücreti"ndeki yanlışını dile getirmek istiyorum. Şimdiye kadar uygulanan sistemde, öğretmenin maaş karşılığında ve ek ders olarak okuttuğu dersler, haftanın günlerine eşit olarak dağıtılmıştı ve öğretmen herhangi bir sebeple gelmediği zaman sadece o günün veya günlerin ek dersi kesiliyordu.

Kamu yönetiminde bariz bir anlayış değişikliği yaşanıyor. Nitelikli yöneticilerin getirdiği yeni anlayış sayesinde, artık yapılan birçok iş ve hizmet şeffaflaştı. Vatandaş, verdiği vergi ile nelerin yapılmakta olduğunu şimdi daha iyi görüyor.

İnternet, hayatımıza hızlı bir şekilde girdi. Artık ödemeler, bazı alışverişler, rezervasyonlar bu şekilde yapılıyor. E-devlet uygulaması da günden güne yayılıyor, birçok devlet kurumu da işlemleri bu yolla yapıyor. Bütün bu gelişmeler hem vatandaş hem de resmi kurumlar için vakit ve maddi tasarruflara sebep oluyor, işlemleri hızlandırıyor, daha çok şeffaf olmanın yolunu açıyor, vatandaş için büyük kolaylıklar sağlanıyor. Gittikçe, bütün dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bu alandaki gelişmeler artacak, resmi ve özel işlemlerin çoğu elektronik ortamda gerçekleşecektir.