Behçet Fakihoğlu

Merhum Menderes defalarca seçim zaferi kazandı. Son zaferini de kazanacaktı, engellenerek hayatına son verildi...

Günümüzün hayat şartları, koşuşturmalar, ihmalkârlıklar yüzünden, yapmamız gereken birçok şeyi hep erteliyoruz. Dostlarımızı, arkadaşlarımızı aramıyoruz, akrabalarımızın hatırını sormuyoruz, ölmüşlerimizin mezarlarına gitmiyoruz.

1 Temmuz 1980'de, Ermenistan'ın başkenti Erivan'a gönderildim. "Neden ben gönderiliyorum?" diye, Özbekistan Askeri Şubesi'ne başvurdum. Çünkü, sivil cerrah olmama rağmen, 2 ay önce, Afganistan savaşı döneminde 4 ay askeri hastanede cerrahlık yapmıştım.

Normal statüde işe giren özürlü memurun emekliliği hususu tam bir komediye dönüşmek üzere. Kardeşimin çalışan özürlü bir memur olmasından dolayı konuyu yakînen takip ediyorum.

06.07.2005 tarihinde, Trabzon'da faaliyet gösteren Kaan İletişim adlı firmadan, kardeşim Ahmet Temuroğlu tarafından bana bir cep telefonu cihazı alındı. Telefonun faturası verildi, faturanın alt kısmına da cihazın numarası satıcı kişi tarafından yazıldı.

Çalışanları ve emeklileri "Vergi İade Zarfları"nı doldurma telaşı sardı. Hangi belgelerin geçerli olacağını bilenler çok az.

2005 yılı Türkiye için iyi geçti. Bazı meseleler halledilmemiş ise de, çok güzel işler yapıldı. Ülkemizin ufku açıldı, güven geldi.

Olağanüstü şartların yaşandığı bir dönemde bazı kararlar alındı; meslek liselerinden mezun olan gençlerin üniversiteye girmelerini imkansız hale getirecek uygulamalar ve üniversitelere başı örtülü öğrencilerin alınmaması gibi yasaklar da bunlardandı.. Dünyanın hiçbir ülkesinde benzerine rastlanmayan bu çağ dışı uygulamalar, beraberinde sancılar, dramlar, yıkımlar getirdi.

Edirnekapı-Sultançiftliği Hafif Metro hattının Metris Mescidi Selam arasında kalan kısmı gözle görülür hale geldi. Ama bazı istasyonların kullanışlı olamayacağı anlaşılıyor.

Okullarımız hâlâ üstten alta ve kontrol edilen, kumanda yöntemiyle, tamamen 'çıktı' ve 'sonuç' üzerine hedef yapan bir sistemle çalışmaktadırlar. 1900'lü yıllarda ABD'nin fabrikalarında görülen bu mantığın okullarımızda hissettirilmesi çok trajik bir durumdur.

Vatandaş, değişik kuruluşlardan aldığı hizmetin bedelini günü gününe öder. Zamanında yatırılamayan faturalar için gecikme cezaları da ilave edilir. Ödeme geciktikçe bu cezalar katlanır, başka müeyyidelere de başvurulur... Bu gibi olaylar, İSKİ, TEDAŞ, İGDAŞ, TELEKOM ya da GSM faturalarımız sebebiyle hepimizin başına gelebiliyor. Kimse buna itiraz etmiyor, vatandaş, istenen parayı kuzu kuzu ödüyor.

Hayatını iş garantili olarak geçiren, çalıştığı süre içinde de bir kısmı çalışmadan para kazanan kamu çalışanlarının bu ülkeye getirdiği yükü, her hükümet görmezden gelip; ömrünü devlete reel olarak vergi vererek geçiren, belli bir yaştan sonra da iş bulması çok zor olan, bulursa da sigortası belki yatan 60 milyon insanı, daha da geç emekli yapmak için yasalar hazırlanması acı veriyor.

Zor bir coğrafyadayız. Etrafımızdaki ülkeler uzun yıllar rahat yüzü görmedi. Bütün bunlar bizi de etkiledi. Irak hâlâ kaynıyor, kan gövdeyi götürüyor. İran ve Suriye için de kimse iyimser düşünceler taşımıyor. Sıkıntıları, acıları yine bize yansıyacak...

Sayın Başbakan'ın dikkatine; Ben, 29 yaşındayım, doğuştan ortopedik özürlüyüm, bir çift koltuk değneğiyle yürüyebiliyorum. 3 ay önce evlendim. Lise mezunuyum. Bir kamu kuruluşunda sözleşmeli olarak, asgari ücretle çalışıyorum. Birçok insan gibi, haklarım ve geleceğe dönük hayallerim maalesef çok sınırlı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Milletvekilleri'nin dikkatine; Bizler, 25 Ekim 2005 tarihinde TBMM'de oylaması sonlanmadan geri çekilen ve şu anda gündemde bekleyen "Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı" çerçevesinde gündeme gelen "burslu" öğrencileriz.

Her yıl Elazığ ve doğum yerim olan Maden ilçesine gittiğimde, bir zamanlar 24 saat tüten fabrika bacalarının artık tütmediğini görüyor ve buruk bir şekilde ayrılıyorum. Eminim ki o yörede yaşayan herkes benim gibi üzülüyor bu duruma.

Günlerdir vatandaşın ilgilendiği, konuştuğu tek konu, kaçak cep telefonları. Telefonunun bir anda kullanım dışı kalacağı endişesi, telaşı herkesi sarmış durumda.

Ben bu imei çılgınlığı hakkında birkaç şey arz etmek istiyorum. Biz bu işi iyi yapıyoruz edasıyla gazetelere dev reklamlar veren Turkcell'in bana gönderdiği mesajlar.

Ülkemiz, yıllardır hasret kaldığımız siyasi istikrara kavuştu, ekonomide inanılmaz başarılara imza atıldı. Ama ne yazık ki bu olumlu havadan, memurların bir kesimi, özellikle öğretmenler gerektiği gibi faydalanamamışlardır.

Bütün engelleri aştılar, halkın iltifatına mazhar olup, iktidar oldular. Türkiye'yi yönetme görevi bunlara verildi. Bu defa malum çevreler onları küçümsemeye başladılar; kendileri gibi yabancı kolejlerde okumamalarına, yabancı üniversiteleri bitirmemelerine takıldılar.