Enver Seyidoğlu

29 Ekim 2004 tarihinde diğer ulusal TV haber kanallarıyla ciddi bir biçimde rekabet edebilecek bir TV haber kanalı doğuyor. Adı: TGRT HABER!... TGRT HABER, öylesine güçlü bir yapılanmayla ekrana geliyor ki, bakın bünyesinde neler var; başta, TGRT ile dünyanın üçüncü haber ajansı konumuna layık olan İhlas Haber Ajansı (İHA), Türkiye Gazetesi ve İhlas Net. Bu müthiş dörtlü, dünyanın dört bir yanından 24 saat kesintisiz canlı olay ve haberlerle, güçlü bir sinerji oluşturarak ve objektif bir yayın anlayışıyla TGRT HABER'i evinize taşıyacak.

Yeni yayın dönemiyle birlikte yeni diziler ve yapımlar da kendini göstermeye başladı. Geçen çarşamba gecesi Kanal D'de, "Kasa" adlı yeni bir yarışma programı başladı.

Pastırma sıcaklarını saymazsak yaz mevsimi bitti sayılır. İnsanlar üç aylık yaz mevsiminde, birkaç gün de olsa kendilerini oraya buraya atarak dinlendirmeye, yoğun iş ve okul dönemine hazırlamaya çalıştı.

Yarın okullar açılıyor. Ümit ederiz ki çocuk ve gençlerimiz yeni eğitim ve öğretim dönemine, daha bir dinlenmiş ve enerji depolamış olarak girer.

Geleceğimizin teminatı olan çocuk ve gençlerimizin, özellikle en önemli ihtiyacı "Kişisel Gelişim". Eğitim sistemi ve programı, Milli Eğitim Bakanlığınca ilkokuldan itibaren köklü ve etraflı bir biçimde ele alınıyor, içinde bulunduğumuz dönemde.

TV haberleri ve bazı programlar aracılığıyla, içinde bulunduğumuz yaz mevsiminin turizm açısından bu yıl ülkemize ne kadar kazanç sağladığına şahit oluyoruz.

Ulusal televizyon kanalının birinde, Mahzar-Fuat-Özkan grubunun konserinden söz edilirken, görüntü dışındaki sesin sahibi ya da sunucu, anonsunu aynen şöyle yapıyor:

Radyo ve TV kanallarından dinlediğimiz ve izlediğimiz haberler aracılığıyla gene kahrolduk. Hızlandırılmış tren kazasının acıları hâlâ kapanmamışken ve seferleri o günden bu yana iptal edilmiş olmasına rağmen, Başkent ve Adapazarı Ekspresleri yüz yüze çarpışarak, 9 ölü (İnşallah sayısı artmamıştır) ve 70'ten fazla kişinin yaralanmasına sebep oldu.

Bir bakıyorsunuz bir anda en az sekiz ulusal televizyon kanalında reklamlar var. O anda bir başka kanala geçeyim derken bakıyorsun aynı reklam o kanalda da oynuyor, bir başka kanala daha geçiyorsunuz gene aynı reklam!

Televizyon kanallarında dolaşırken sık sık reklamlarla karşılaştığım için zaman zaman bir çelişkiye düşüyorum; "Reklâmlar içinde bir yayın mı, yayın içinde reklâmlar mı?!...

Ağırlıklı olarak eleştirdiğimiz şu "Sihirli Kutu"nun elbette ki faydalı tarafları da var.

Alo RTÜK 178 Şikâyet Hattı"na ha bire şikâyet yağıyor. Ağırlığı ise; çizgi filmlerin arasında ahlâk bozucu reklamların yayınlanmasından rahatsızlık duyan -duyarlı, bilinçli ve son derece de haklı olan- seyircilerimiz oluşturuyor.

Özellikle ülkemiz televizyon kanallarından hasretle beklediğimiz uygulama ve yapımların bazılarını sıralamak istiyorum

Geçen pazartesi gecesi 20.30-21.30 saatleri arasında TRT-2 ve Habertürk kanallarında yayınlanan "Farkların Ahengi" adlı muhteşem bir gösteriyi seyretme imkanını bulduk.

Yaz mevsimiyle birlikte televizyon kanalları da bir biçimde tatile girmiş bulunuyor. Artık yeni programlarla ilgili proje ve tekliflerin uygulama alanı eylül dönemine kaldı.

Müjde!!... Âdeta, "Reklâm arası program ya da dizi" formatına yakın olan çarpık uygulamanın sonuna geliyoruz.

Silahlar, bağrışmalar, cesetler, bitmek bilmeyen savaşlar, esirler, işkenceler, katliâmlar, suikastler, bombalı saldırılar, işgâlciler, cinayetler ve sanki devamlı seyretmek mecburiyetinde olduğumuz en ağırından şiddet görüntüleri...

Neden sonra TRT; Boşnakça, Çerkezce, Kirmanca, Zazaca, Arapça dillerinde yayına başladı.

TV yayıncılığı böyle gitmez. İş iyiden iyiye çığırından çıktı. Yayıncılık anlayışı tam anlamıyla dibe vurdu. Seyirciyle düpedüz alay ediliyor ve sömürülüyor.

Müstesnâ güzellikte bir tınısı olan şiir dili Türkçe'mize sahip çıkmadıkça ve günlük yaşantımızda hâl-i hazırda ortalama 400 kelimeyle kendimizi ifade etme sıkıntısını yaşadığımız sürece -ki bu gidişle yakında 200 ya da 100'lere düşmekle birlikte- birbirimizi hiç anlayamayacağımız bir "İletişim Depremi"yle yüz yüze kalmanın arifesini de hazırlıyoruz demektir.