Naci Arkan

Türkiye nelerle uğraşıyor, F.Bahçe kiminle... Bir anda 75 yolcusuyla tarihe karışan Konya uçağı... Bir yanda, 25 yaşında, üstelik doğum gününde kalp krizine yenilen bir gencecik sporcu... Bir tarafta IMF, bir tarafta savaş dürtüsü...

"Arsızı cehenneme atmışlar, odunum yaş demiş" hani... Fırsat bulduklarında asla kaçırmayan bizim meşhur "Üç büyükler" bu defa yanlarına bir kaç şakşakçı da alarak hükümetin kapısına dayandı...

Türkiye'de nedense, sadece "F.Bahçe Cumhuriyeti'nden" bahsedilir... Üç büyükler arasında her halde en şanslısı bu kulübümüz... G.Saray ve Beşiktaş istedikleri kadar çatlasınlar, içinde bu kadar çok entrikaların döndüğü, yeniçeri isyanlarının olduğu F.Bahçe'yi asla yakalayamazlar!

Ayıp ayıpla örtülür mü ? İşin içinde TRT olunca evet örtülür... Ayıptan yüzü kızarmadıktan, ders almadıktan sonra, yeni ayıpların yapılmasını sakın çok görmeyin... TRT, elindeki imkanları, bonkör birer ağa edasıyla har vurup, harman savurmaya devam ediyor... Milletin gözünün içine baka baka...

Beşiktaş 90 dakikalık enerjisini maçın her dakikasına ayrı yayan bir lider... Rakip kim olursa olsun; defans disiplininden hiç vazgeçmeyen Kartal'ın karşısındakini süzmesi bazen çok vakit alıyor...

Bu basın, daha önce hiç böyle değildi... Eskiden saygı, sevgi, meslek aşkı vardı... Şimdi, üçkağıtçılık, karalama, aşağılama ve çamur atma devri başladı... Birisinden nefret mi ediyorsunuz ?

Kiev'de parmak ısırtan Beşiktaş dün gece tebdili kıyafet giymiş padişah gibiydi... Samsunspor ligin zayıf ekiplerinden biri ya, zannetti ki dakika 1, gol 1 olacak... Oysa Beşiktaş laz inadı gibi futbolu oynamamaya yeminli, gol atmaya tövbeli bir kimlikte çıktı sahaya...

F.Bahçe değirmeni adam öğütmeye devam ediyor... Havaalanında omuzlarda karşılananlara, bir müddet sonra arkalarından teneke çalınarak güle güle deniyor... Bu F.Bahçe'nin dönen standart çarkı...

Günlerdir spor sayfalarını bu maça ayırdık... Günlerdir "Kalbi olan bu maça gelmesin" diye ikaz ettik... Günlerdir büyüklerin ninni beyanatlarına alet olduk...

Çorbanın tadı nasıl bozulur? Aşçıdan başkaları da işe burnunu sokarsa tabii... Birisi tuz, birisi baharat, birisi yağ katmaya kalkarsa, ortaya çıkacak çorbayı içebilene aşkolsun... Yaşantımızda da, yetki ve etki meselesi çorbadan farklı bir şey değil...

Bu maça koşanların beklentisi aynıydı... Ligin iki flaş takımının düellosundan mutlaka leziz bir futbol ziyafeti çıkacaktı... Belki de günlerce herkes dün geceki mücadeleyi konuşacaktı... Ama heyhat..

Hem Beşiktaş, hme de Lucescu şanssız mı şanssız ikili... Böylesine çok önemli bir maç öncesi sorumsuz İlhan'ın ve sakatların sakatına gelmek; düpedüz şanssızlık değil mi?

İstanbul'un derdi sanki yetmiyordu... Şimdi bir belaya daha bulaştı... İftar vakti trafikte kapana sıkışan bir şehirde, yakında kapımızın önünden adım atamaz hale gelirsek, hiç şaşmayın...

Vay... Vay... Vay... Dün gece Beşiktaş'ı seyretmeyenler, sakın ola ki; bu takıma dil uzatmasın... Bu Beşiktaş'ı seyretmeyen taraftar da, sakın hep eskilerle övünmesin...

Fatih Terim, Türk futboluna damgasını vurmuş bir kaç kişiden en önemli isimdir... Yaptıklarını avuçlarımız patlarcasına alkışladık hep... Bu yüzden "Fatih'in yağcıları" damgasını bile yedi çoğumuz...

Adı var sanı yok bir maç daha size... Neymiş efendim, 5 maçtır önüne geleni deviren Trabzonspor yeniden şahlanışa geçmiş... Neymiş efendim,

Ohh... Nihayet sonunda becerdik... Bundan böyle, aklı başında hiç bir sporsever F.Bahçe - G.Saray maçlarına gitmez... Giderse aklını peynir ekmekle yemiş gibi olur... Çünkü, tribünlerin bir avuç menfaat peşinde koşan amigo tarafından işgali ve kurtarılmış bölge ilân edilmesi, nihayet semeresini gösterdi...

F.Bahçe'nin galibiyeti kutlu olsun... G.Saray gibi bir zamanlar aslan kesilen ekibi eli boş gönderirken, üç puanı sapına kadar hakettiler... Ama bu keman yayı gibi gerdirilen maçta, 55 bin kişiyi dumanla zehirleyenlere, zehirletenlere de lânet olsun...

Günlerdir Türk - Yunan dostluğunu cümle aleme göstermek istedik... Konukları; yemeklere, davetlere, hediyelere boğduk... Yüzyıllardan beri süregelen kini, nefreti rafa kaldırmak için çabaladık... Bütün bunlar maç saatine kadar mükemmeldi...

"Köyden indim şehire, şaşırdım birdenbire..." Yoo, şaşıran biz değiliz... Şaşıran, Samsunspor'da kendi halinde, gariban gariban futbol oynayan ve sevgi kazanan İlhan Mansız... Büyük şehir havasını ciğerlerine çekince, ne oldum delisi olan bu genç, spor gündemiyle birlikte, magazin dünyasını da meşgul etmeye devam ediyor...