Öcal Uluç

Artık açıkça belli olmuştur ki, Galatasaray Başkanı Adnan Polat için "Galatasaray Kulübü + Galatasaray camiası + Galatasaray yönetimi + Galatasaray yöneticileri + Galatasaray'ın itibarı + Galatasaray'ın Gelenekleri + Galatasaray Futbol Takımı + Haldun Üstünel + Fatih Terim + Hakan Şükür + Galatasaray taraftarı" bir yana, "Adnan Sezgin" bir yanadır ve tercih de "hep Adnan Sezgin'den yana olacaktır!.." (Okuyunuz, sevgili Osman Tanburacı'nın 21 Ekim 2010 tarihli (dünkü) Yeni Safak'taki yazısını.)

Şu hâle bakın!.. Hezimet gecesi; "Bu gece yatacağız, yarın toplanıp futbolla ilgili her şeyi görüşecek ve gereken bütün kararları alacağız!.."

Bıktım usandım artık "Galatasaray" yazmaktan. Bu başkan, bu yönetim, bu "sorumlu ve de paralı" yönetici ve bu teknik adamla, "daha kötüsü olur" ama "daha iyisi olmaz!.."

Utanmıyorlar; izanları, insafları yok da, düşünüyorum; "Acaba vicdanları var mı"; bir psikolog heyeti, "bu insafsızların ve izansızların, neden böyle yaptıklarını" araştırmalı!..

Geçen hafta cumartesi günü Uluçmarket'te Almanya-Türkiye milli maçı ile ilgili olarak çıkan yazım "şöyle" başlıyordu; "Ben bu satırları, Almanya-Türkiye Milli Maçı'nın başlama saatinden 10 saat önce yazıyorum ve de 'bunca yılın spor yazarı' olarak 'risk' alıyorum, hem de 'büyük' bir risk!.. Arda'nın sakatlığına rağmen, Türk Milli Takımı'nın Almanya önünde 'maçın sonucu ne olursa olsun' bizi mahcûp etmeyecek bir mücadele vereceğine inanıyorum!.."

Ben bu satırları, Almanya-Türkiye Milli Maçı'nın başlamasından 10 saat önce yazıyorum ve de "bunca yılın spor yazarı" olarak "risk" alıyorum, hem de "büyük" bir risk!..

Ben "dünyada her hakemin yaptığı ve de yapabileceği" hatalardan söz etmeyeceğim, her insanoğlu gibi elbette hakem de hata yapacaktır, penaltı kararında, ofsayt bayrağında, faul değerlendirmesinde, kasıt yorumlamasında hatalar olacaktır, hem de hep olacaktır!..

Sen gel "Süper Lig'e yeni çıkmış" bir takımın başına otur. O takımın "Süper Lig'e çıkma başarısı gösteren" kadrosunu "iki oyuncu hariç" dağıt; yerlerine "25 yeni oyuncu" al. Sonra "fazla oldu" diyerek, aldığın 25 oyuncudan 6'sını gönder. Mevsime taraftara, camiaya "ümit dağıtarak" başla.

Galatasaray'ı "dilim dilim" bölüyorlar!.. "Galatasaray'a hizmet edenler" gidiyor; "Adnan Polat'a hizmet edenler kalıyor ve Yiğit Şardan'a hizmet edecekler geliyor!.."

Yazıma başlık olan" 3 futbolcu hakkında yazılıp çizilenlere saygım var; herkesin görüşü kendinedir ve "eleştirsem" de, saygı duymak zorundayım!..

Pascal Nouma'nın yorumculuğuna ses çıkarmayanlar, Marcus Merk'e isyan ettiler; işte "marka değerimizi belli eden" kıstas!..

Sevgili Erman Toroğlu yazıyor: "Türkiye Spor Yazarları Derneği Ankara Şubesi'ndeki sahte faturalar yüzünden Genel Merkez Yönetimi'nden 3 üye istifa etti.

Soru: Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, Hürriyet Gazetesi'nde çıkan ve çok kızdığı, üstelik yalanladığı, ama

Efendim, eyyamcılığın ve popülizmin zirvesi olan "birkaç kendini bilmez" diye diye "bugünlere geldik" ve bakıyorum hâlâ "aynı" terane; gideceğimiz günler, bugünleri de aratacak!..

7 Yıl hasret kaldığı Süper Lig'e bir takım çıkarabilen "koca"İzmir, eğer Galatasaray'ı, Fenerbahçe'yi, Beşiktaş'ı, Trabzonspor'u, Bursaspor'u "böylesine rezalet bir zeminde oynatıyorsa", bu durum "Türkiye'nin üçüncü büyük şehri" için tek kelime ile "rezalettir!.."

Serbest Güreşte dünya şampiyonasında "sıfır çekerek" 18'inci olduk; spor (!) medyamızda "tık yok!.."

Bu yazıyı "Çarşamba günü için" yazmıştım; sonra "heyecan, coşku ve kutlama süreci geçsin ve soğukkanlı düşünme süreci başlasın, öyle okunsun" diyerek "Cuma" gününe bıraktım!..

Bursaspor'ları, Trabzonspor'ları, Beşiktaş'ları bir yana bıraktım, Süper Lig'e yeni çıkmış, dahası kadrolarının yarısı, hatta daha fazlası, bitmedi "hocaları" bile değişmiş, "mütevazı" bütçeli, "orta ölçekli" kulüplerimizin takımları bile "takır takır futbol oynar" ve sahaya "fizik gücü" mücadelesini de "bütün güçleriyle" yayarlarken, Galatasaray ile Fenerbahçe'nin anlı ve de şanlı başkanları, yöneticileri, dahası hocaları "büyüklere masallar anlatarak", bu masallara "ninniler de ekleyerek" hepimizi uyutmaya devam ediyorlar!..

Türk Sporu "bu gece", tarihinin "en büyük adımlarından birinin atılacağı" bir gece yaşayacak; Sırbistan'ı da yenersek, yarın Dünya Basketbolu'nun zirvesi için oynayacağız!..

Yabancı futbolcu kısıtlaması kalksın" histerisi yaşayanlara, "yabancı transferlerini yüzlerine gözlerine bulaştırarak" kadrolarını mesela "Tello ve Delgado gibi" yıldızları "bedava gönderecek kadar" doldurarak, sonrasında "yeni transferler için" kıvrım kıvrım kıvranan kulüp yöneticilerimize "Bu kadar abuk sabuk, çarpık, sağlıksız transferler yaparken aklınız neredeydi" demeyip de, "mavi boncuk" dağıtarak "tribünde oturacak yabancılar için" bile kahkahalarla gülünecek "artı 2 kontenjan" veren Federasyonların, Türk Futbolu'nu getirdiği noktayı analiz etmeden, Milli Takımımızı, Hiddink'i, Oğuz Çetin'in eleştirip duruyoruz!..