Ömer Faruk Ünal

F.Bahçe 10 gün içinde ligi ve kupayı kazanıp duble şampiyon da olabilir, iki yarışın ikincisi de!

Bu maç, sanki F.Bahçe için düşünülmüş, tertiplenmiş!. Bir hafta içinde oynayacağı kupadaki ve ligdeki rakibini bir 90 dakika içinde seyretme fırsatı vermiş olmalı F.Bahçe'ye!. Ama iki takım da kendini F.Bahçe'ye sakladı.

Cüneyt Çakır tırnaklarıyla bir yerlere koşuyor. Tabii kimse süreci bilmediği için hep yüzeysel yorumlar var. Çakır, geçen yıl haziran ayında Avrupa Ümitler Şampiyonası'nda yarı finalde İngiltere-İsveç maçını yönetti. Bunun manası çok büyüktü. Ardından Avrupa'dan gelen üste üste çok yüksek notlar ve 1. kategoriye yükseliş. Cüneyt Çakır bir yere anlaşılan ciddi şekilde not edilmiş ki, UEFA Avrupa Ligi'nde Fulham-Hamburg yarı final ikinci maçı geldi. Şüphesiz çok değerli bir müsabaka.

Domuz gribi aşısı çok tartışıldı. Az bir zayiatla tehlikeyi atlattık. Federasyon acilen paranoya aşısı ithal etsin! Salgın başladı.

Daha şampiyon belli olmadı. Şampiyonlar Ligi'ne gidecek takımlar da belli değil. Kupa finali oynanmadı. Bank Asya'dan Süper Lig'e çıkacak 2 takım henüz meçhul.

Beşiktaş'ın "istemezük" şeklindeki hakemi etkileme taktiği ters tepti. F.Bahçe'nin kazanmak için sahayı kazma taktiği dahil, hesapları tuttu

Türkiye, bir haftadır "top Egemen'in parmak uçlarına değdi mi değmedi mi"yi tartışıyor. Defalarca seyrediliyor. MHK, hakemini haklı bulmuş olmalı ki, Beşiktaş - Trabzon triosunu (Bünyamin Gezer, Cem Satman, Tarık Ongun) dokunmadan D.Bakır - Kayseri maçına atamış. Hollandalı eğitimci Uilenberg'i birkaç defa dinledim. FIFA bir hakemi analiz ederken şunlara bakılmasını istiyor: İki takıma eşit davranıyor mu?

Kupada 2-0'lık iç saha galibiyeti ekmekli kadayıftır.

1 puanlık fark, Bursa'yı baskı altına aldı, stresi daha artırdı. F.Bahçe rakiplerinin hepsine psikolojik bir baskı kurdu. F.Bahçe-Beşiktaş derbisi kırılma maçlarından biri oldu.

Haluk Ulusoy ile Aziz Yıldırım'ın arası hiçbir dönem iyi olmadı.Ama Aziz Yıldırım'lı F.Bahçe şampiyonluklarının büyük bir kısmı Haluk Ulusoy dönemine rastlar.

Bulanık suda balık avı sürüyor. Bursa maçında hakem penaltıyı beyaz noktanın ilerisinden attırdı diye ateş altında. İspanya'da bu hafta Osasuna maçında aynı atışı yaptıran hakeme Barcelona-R.Madrid maçı verildi!

Bir hakem bariz gol şansını atlıyorsa, yüzde yüzlük bir kartı es geçiyorsa, UEFA olsun, bizim MHK olsun çok rahatsız oluyor.

Adnan Polat futbol şube sorumluluğu yaptığı 1990'lı yıllarda hakemler için en sert konuşan yönetici idi. İsmen "Şu şu hakemleri istemiyoruz" derdi.

2016'ya Avrupa Şampiyonası'na ev sahibi olmak için herkes seferber oldu. Guus Hiddink gibi bir teknik adamı getirdik. Naklen yayında 350 milyon doları yakaladık.

Başkanın talimatları ve direktifleri doğrultusunda kameraların karşısına geçip mikrofonlara hakemden başka hiçbir görüş bildiremeyen Vekil Başkan, teknik kadrona ve futbolcularına diyecek sözün yok mu?

Geçen hafta bu sütunlarda Federasyon bünyesinde sadece hakemlerin ücretlerinin ödenmediğini dile getiren bir yazı yazmıştım. Hakemler adına Sayın Federasyon Başkanı Mahmut Özgener'in dikkatini çekmek istemiştim. Bugün ise hem hakemlerin hem de kamuoyunun bilmesi gereken bir durumu açıklamayı bir gazeteci olarak görev sayıyorum.

Hakem Diyarbakırspor maçının "kalan kısmı" oynatamazdı! Bu ülkede kimse kuralları, talimatları bilmediği için ortalık boş konuşan adamlardan geçilmiyor

Mutlu sona "8 adet 90 dakika" kaldı. 3'ü deplasmanda... Bunlardan Belediye ve G.Birliği; Bursa için deplasman sayılmaz. Harbi deplasman G.Saray!

2016 Avrupa Şampiyonası'na ev sahibi olmak için dünya turu yapan bir Federasyonumuz var. Gayretleri ve samimiyetlerinden asla şüphemiz yok.

Madem Diyarbakır'da tekerlek kırıldı, izniniz olursa ben de bir iki yol göstereyim Nasıl olsa bu cinnet pardon cennet vatanımızda fikir üretmenin bir bedeli yok!