Ünal Bolat

"Bak Hamit Dayı, bu olayda hiçbirimizin suçu yok. Biz, haşhaş yetiştirecek adam mıyız?.."

"Babam, 'devletin yasak ettiğini nasıl kabul edersin, yaktın benim başımı' deyince annem, pişmanlıkla dövündü!.."

"Her defasında, 'haydi yesenize...' diyerek bizi davet ediyordu. İştaha gelip kaşık ucuyla tattım."

"Çocuk, üstüne gelen arabanın önünden geri çekilirken yüzündeki ifade önce üzüntüye, sonra korkuya dönüştü!.."

"Ona yüzlerce mektup yazdım ulaşamadım. Onu görmeyi, ona sarılmayı, ona derdimi anlatmayı çok istiyorum..."

"Görünürde hiçbir şey yoktu. Hızlı adımlarla tam yolun ortasına gelmişken 'pat' diye bir ses duyduk!.."

"Gerçekten teyzeciğime hayranım. Bir yere gidecek olsam, onunla gitmek isterim..."

"Nasip meselesi bu" diye düşünürken bir kadın dikiliverdi karşımıza. Çok temiz yüzlü biriydi...

"Kız arkadaşlarım 'vazgeçelim, bulamıyoruz' dediler. Benim ise hâlâ bir umudum vardı..."

"En üzücü tarafı da işsiz olarak 14 Eylül 2014 tarihinde düğünüm olacak; evleniyorum..."

"Milli Eğitim Bakanlığımızın bizim derdimize de bir çözüm bulacağı günü dört gözle bekliyoruz."

"Yapılan özür ataması öncesi yayımlanan kılavuz böyle bir şanstan bahsetmiyordu."

"Bilirkişi raporu hazırlayan polis yanıma gelerek, olayı bilmediğini söyleyip özür diledi."

"Yaralı çocuğumuzu aldık ve devlet karayolları pikabı ile Sarız Sağlık Ocağına getirdik."

"Birden, ne olduğunu anlayamadım. Arabamızın asfaltta takla atmasını hatırlıyorum."

"Tam bu dehşet düşüncelerle ağlamaya başlamıştım ki polis sirenlerini duydum..."

"Kilitlenmiş trafik, çocukların hırçın tutumlarından sıyrılmama müsaade etmiyordu..."

"Henüz birkaç dakika geçmişti ki, iki üç araç ileride küçük bir kız çocuğu gözüme ilişti."

"Ah güzel halacığım... Gün görmeyen çileli halacığım... Nasıl ağladık halamın ardından..."

"Kendi ailesi de dâhil herkes diyordu ki: Bu kadar da olmaz kızım... Bırak, çık gel babanın evine..."