Abdüllatif Uyan

Ebû Bekr-i Ebherî, gönül ehli bir velîdir. Yüzü çok nurluymuş bu zâtın. Gören, âşık olurmuş. Bu zat, bir gün çıkar evden.

Ferîdüddîn Genc-i Şeker hazretleri, devrinin bir tekiydi. Henüz doğmamıştı ki, kerâmetleri görüldü.

Ebül Feth hazretleri, büyük velîlerdendir. Kendisi anlatıyor: Bir iş için Mısır'a gitmem gerekiyordu.

Timur Hân, dünyâ çapında bir devlet adamı. Ve büyük bir kumandan. Bir gün, biri sordu Ona:

Muînüddîn-i Çeştî hazretlerinin zamanında, Bağdat'ta yedi kişi vardı ki, "Ateş"e tapıyorlardı.

Bir gün, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerine, bir kimse gelip, karşısında edeble durdu ve;

Büyük velîlerden Fahreddîn-i Acemî hazretleri, bir gün şunu anlattı sevdiklerine: Nemrut, "İbrâhim aleyhisselâm"ı yakmak için büyük bir ateş yakmıştı.

Mahşer halkı, hesabın başlaması için en son Habîbullah'a gelir, yalvarırlar. Efendimiz;

Mahşerin sıkıntısı dayanılmaz hâl alınca, mahşer halkı, önce Âdem Nebî'ye gidip dert yanarlar:

Şakîk-i Belhî hazretleri, gençliğinde ticaret yapıyordu. Kıtlık oldu bir ara. Bu, büyük dert oldu insanlara. Suratlar asık, kimse gülmüyordu.

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri, bir gün bir dostu ile yolda yürüyorlardı ki, karşıdan bir kimse hiddetle gelip, bu velînin dostunun yakasına yapıştı.

Şakîk-i Belhî rahmetullahi aleyh. Büyük âlim ve velî. Sevdiklerinden çok zengin biri vardı. Bu, bir gün geldi bu zâtın huzuruna. Selâm verip, edeble arz etti:

Ecipal, îmân ve hidâyete kavuşup, evliyâlıkta da çok yüksek bir makama ulaşınca, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerine geldi. Ve büyük bir edeble;

Meşhur sihirbaz "Ecipal", mağlup ve me'yûs halde geri döndü mecburen. Hükümdara gelip; - İzin ver, tek başıma gideyim! dedi.

Kâfirler, bir Cin'in başkanlığında müminlere saldırmışlardı. Lâkin o Cin, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerini görünce titremeye başladı.

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri, Ravda-i mübareki ziyarete gittiğinde, Peygamber Efendimiz, mübârek kabrinden, Onu yanına çağırmıştı. O, bu sesi duyunca, ağladı sevincinden.

Konya evliyâsından Evhâdüddîn Kirmânî hazretleri, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, birbirinizi Allah için sevin! buyurdu.

Büyük velî Muînüddîn-i Çeştî hazretleri, bir seyâhatte Beytullah'a uğradı. Kâbe-i şerifi tavâf edip, oradan Medîne'ye geldi.

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri, seyyiddir. Evlâd-ı Resûl'dür yani. Hindistân'da yaşadı.

Kayseri'de medfun Tâcüddîn İbrâhim Halvetî hazretleri, bir sohbetinde; - Aklı olan bir kimse, zevklerini Allahü teâlânın gösterdiği yoldan temin eder, buyurdu.