Behçet Fakihoğlu

Ben Kars'ta çalışan bir devlet memuruyum. Kars yaklaşık 8 ayı soğuk geçen bir il. Toprağı çorak, yolu uzak. Sebze ve meyve diğer şehirlerden çok pahalı. Hepsi bir yana kaloriferli bir dairenin kirası en az 150 milyon. 50 milyon yakacak parasını da eklerseniz 200 milyon lira. Peşin kira ve depozito dolar üzerinden konuşuluyor.

Ülke sorunlarına, halk ağzından direkt seslendirme yaparak ortaya koymanızdan dolayı teşekkür eder, sevgilerimi sunarım. Size yazma amacım, ülkemizin bu kadar kötü yönetildiği yakın dönemde, moral verici gelişmeleri de halka yansıtmanın bizlere fayda getirip umut vereceğine olan inancımdır.

Ben İstanbul'un en kaliteli diye nitelendirilen bir Anadolu Lisesi'nde okuyorum. Bizim okulda 7 tane lise 2. sınıf var ve bu sınıfların mevcutları ortalama 30 kişi. Matematikten bu sene ortalama yükseltme sınavına giren 70-80 kişi var, yani her sınıftan 10 kişi gibi bir rakam.

Bilindiği gibi bazı hastanelerimiz randevu vererek hasta kabul ediyor. Bu bir mecburiyettir ve ülke şartları bunu gerektirmektedir.Her şey tamam da, randevu aylar, hatta yıllar sonrasına verilirse; randevu olmaktan çıkıp eziyete dönüşüyor. Hatta bazı hastalar için "şimdi gelme, yaşarsan, hayatta kalırsan tekrar gel" demektir. Ne yazık ki, bazı hastaların randevusuna yetişemeden hayatını kaybettiği bilinmektedir.

Bizler Etiler Polis Eğitim Merkezi Müdürlüğü kadrosunda Komiser Yardımcılığı kursu görmekte olan kursiyerler olarak en azımız 6 yıl hizmet görmüş ve 4 yıllık fakülte bitirmiş 700 kişi olarak, ekonomik yönden çok sıkıntılı dönemden geçmekte olan ülkemize maddi ve manevi bakımdan katkıda bulunmuyor olmamız ve devletimizin bütçesine ağır bir yük getiriyor olmamız nedeniyle büyük bir manevi baskı altında bulunmaktayız.

'Vergilendirilmiş kazanç kutsal mı değil mi? Hasbel kader bir arabamız oldu, malum ekonomik sıkıntıdan, elimizdeki olanla da LPG yaptırdık. Ruhsata, işletmeye geldik, 150 milyon Tl'yi yatırdık. Sonra ne oldu, yasa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Yatırdığımız parayı geri almaya kalktık, verilmedi.

Zaman zaman baz istasyonlarıyla ilgili yayınlar yapılmaktadır. Vatandaşlar haklı olarak, sağlıklarıyla ilgili duydukları tedirginliği dile getiriyorlar. Baz istasyonları gerçekten zararlı ise, buna neden engel olunmuyor? Zararlı değilse, bir yetkili çıkıp da bir açıklama yapamaz mı?

Nedenler, niçinler hiç bitmez mi bizim hayatımızda? Zaman kavramının farkında mıyız acaba? Ben bir gencim: Bir genç T.C. vatandaşı. Şu süreçte, içinde bulunduğumuz sorunlar nelerdir? Sebepleri nelerdir? Her ağızdan çıkan sözlerin doğruluk payı ne kadardır?

İki yıl önce büyük iddialarla Devlet Memurluk Sınavı (DMS) yapıldı. Yüzbinlerce kişi, kurslara aylarca devam ederek hazırlandı ve büyük ümitlerle bu sınava girdi. Ardından 400 bin kişinin istenen puanı tutturduğu ve bir plan dahilinde ilgili işlere yerleştirileceği belirtildi.

1. Turkiye'nin dünya enflasyon liginde Sudan'dan sonra (%103) ikinci olduğunu; 2. Günde 16.2 trilyon liranın borç faizlerine gittiğini; 3. Türk vergi sisteminin 102 defa değiştirildiğini biliyor muydunuz?

Milli Eğitim Bakanlığı'nın dikkatine; Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul ve kurumlara yönetici (Müdür, Şube Müdürü, Şef) seçme sınavı giriş şartları arasında; "Taksirli suçlar hariç, hapis cezalarına çarptırılmamış olmak" şartı yer almaktadır.

Yurtdışında Türkiye'nin reklam ve tanıtımı için TTF ve bunun benzeri, Türkiye adına lobi faaliyetleri yürüten etkisiz, hiçbir işe yaramayan bazı şahıs ve kuruluşlara devlet eliyle verilen milyon dolarlarımızın büyük bir kısmı heba olmaktadır, diye düşünüyorum.

Her şeyin bir tartısı, ölçüsü vardır. İnsanoğlu dünyaya geldikten sonra hemen başlar ölçümler, tartılar. Acaba büyüme çağındaki insanın gelişimi normal mi, orantılı mı diye... Eğer doktarlarımız bir eksiklik görürse, sorun neyse onun çaresi aranır.

Sayın Yaşar Okuyan'ın dikkatine; Ben bir ev hanımıyım. İsteğe Bağlı Sağlık Primli Bağ-Kur'a 01.02.1984 tarihinde kaydımı yaptırarak prim ödemelerine başladım.

Geçtiğimiz günlerde Şişli'de gecekondu yıkımı vardı. Gerekçe de çok ilginçti: Görüntü kirliliği... Bu binalar birilerinin göz zevkine ters gelmişti ve bu gerekçeyle, yıllardır oturmakta olan garibanların haykırışlarına aldırmadan yıkılmıştı...

Bağ-Kur'un 12. olağan Genel Kurul'unda sunulan raporda görülüyor ki; 1976365 esnaf ve sanatkar Bağ-Kur üyesinden sadece 274634 kişi düzenli ödeme yapıyor. 1700000 kişi ise ödeme yapmıyor, veya düzensiz ödeme yapıyor.

24.05.2001 tarihli gazetemizin bu köşesinde yer alan "Bu faturalar nasıl hesaplanıyor?" başlıklı okuyucu mektubuna istinaden; Turkcell Kurumsal İletişim Direktörü Okşan Atilla Sanön imzasıyla gönderilen açıklama ...

1964 Kayseri doğumluyum, ilkokul mezunuyum. 1993 yılında İstanbul'a taşındım. Evliyim, 10 ve 12 yaşlarında okuyan iki çocuğum var. Kirada oturuyorum. 15.11.1999 tarihinden bu yana işsizim.

23 yaşında, askerden yeni gelmiş, 1.90 cm. boyunda, 90 kilo ağırlığında aslan gibi kardeşim Süleyman 13 Şubat 2001 Salı günü saat 10.30'da kaza geçirdi.

İstanbul Ambarlı Liman Bölgesi'nde; HABAŞ A.Ş., aktif heyelanlı bir alanda, yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı LPG Depolama ve Dolum Tesisi inşa etmek istemektedir.O yörede yaşayanlar haklı olarak büyük tepki göstermektedirler.